Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/632 E. 2021/268 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/632 Esas
KARAR NO : 2021/268

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/03/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ :19/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili davacı aleyhine davalı şirket tarafından Büyükçekmece …… İcra müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine müvekkil tarafından yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmediğini, icra takibi arabuluculuk bürosuna başvurdukları halde herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, müvekkili davacının borçlu olmadığı bir meblağı ödemeye zorlandığını, takip kesinleştiğinden menfi tespit davası açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davacı müvekkilin davalı şirket ile 2008 yılında Siirt ili, Baykan ilçesi için bayilik sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketin kendi bayilerine sadece kendi internet sitesine ulaşım imkanı sağlayan internet aboneliği yapma zorunluluğu bulunduğunu, 28/11/2013 fatura döneminden sonra söz konusu abonelik ücretinin müvekkili davacıdan talep edilmeye başlandığını, müvekkil davacının gerek telefon gerekse e-posta yoluyla konuyu gerekli mercilere iletmesine rağmen herhangi bir sonuç alamadığını, davalı şirketin daha sonra müvekkili davacıdan şirket lehine fatura kesilmesini ve bu yöntem ile mahsubun yapılacağını belirten mail gönderildiğini, 2008/2013 yılları arasında ve 2015 yılından sonra hiçbir şekilde ücretlendirme yapılmazken, 2013/2015 yılları arasında davalı şirket tarafından yapılan yanlışlık nedeniyle müvekkili davacıdan ücret talep edildiğini, yapılan yanlışlığın faturasının müvekkiline çıkartılmak istendiğini, müvekkilinin söz konusu ücreti ödemekle sorumlu tutulamayacağını, davalı şirketin kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkili davacının tüm uğraşlarına rağmen dava konusu işlemin düzeltilemediğini, dolayısıyla davalı şirketin iyi niyetinden bahsedilemeyeceğini beyanla, her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulünü, davacı müvekkilin davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığının tespitini, kötü niyetle hareket ederek davanın açılmasına ve müvekkilinin zarara uğramasına neden olan davalının alacak miktarının %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının davasına konu borç ticari işletmesinden kaynaklandığını, bu sebeple davanın asliye hukuk mahkemelerinde değil asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bu sebeple görevsizlik kararı verilmesini, davalı müvekkilin adresi sebebiyle yetkili mahkemelerin istanbul mahkemeleri olduğunu, büyükçekmece mahkemesinde görülen iş bu davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, davacı tarafın davaya konu icra dosyasına yasal süresi içinde itirazda bulunmadığını ve borcun kesinleştiğini, davaya konu borca ilişkin davacı borçlu ile davalı müvekkil arasında akdedilen tüm sözleşmeler ve davacı borçluya tahakkuk edilen faturalar incelendiğinde davalı müvekkilin alacağında haklı olduğunun, borçlunun icra dosyasına itiraz etmemesi de bu durumu kanıtlar nitelikte olduğunu, davacı borçlunun dava dilekçesinde talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatının da taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, kesinleşen takibe konu borç sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin hukuka uygun olmayacağını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, davanın görev ve yetki yönünden reddini, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Büyükçekmece ….. İcra müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası ile ilamsız olarak başlatılan icra takibinde davacının borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; dosyanın mahkememize görevsizlikle geldiği, davaya konu talebin icra dosyasına ilişkin menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacı tarafın dava dilekçesi ile taraflar arasında 2008 yılında Siirt ili, Baykan ilçesi için bayilik sözleşmesi imzaladığını, davalı şirketin kendi bayilerine sadece kendi internet sitesine ulaşım imkanı sağlayan internet aboneliği yapma zorunluluğu bulunduğunu, 28/11/2013 fatura döneminden sonra söz konusu abonelik ücretinin davacıdan talep edilmeye başlandığını, davacının gerek telefon gerekse e-posta yoluyla konuyu gerekli mercilere iletmesine rağmen herhangi bir sonuç alamadığını, davalı şirketin daha sonra davacıdan şirket lehine fatura kesilmesini ve bu yöntem ile mahsubun yapılacağını belirten mail gönderildiğini, 2008/2013 yılları arasında ve 2015 yılından sonra hiçbir şekilde ücretlendirme yapılmazken, 2013/2015 yılları arasında davalı şirket tarafından yapılan yanlışlık nedeniyle davacıdan ücret talep edildiğini, davacının tüm uğraşlarına rağmen dava konusu işlemin düzeltilemediğini, davacı tarafın, davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığının tespitini talep ettiği, davalının cevap dilekçesi davacı borçlu ile davalı şirket arasında akdedilen tüm sözleşmeler ve davacı borçluya tahakkuk edilen faturalar incelendiğinde davalı şirketin alacağında haklı olduğunu, davanın reddini talep ettiği, dosyada delillerin toplandığı, takip talebine konu alacağın 28.11.2013- 19.06.2015 tarihleri de dahil olmak üzere bu tarihler arasındaki faturadan kaynaklandığı, davacı tarafın faturalara konu alacağın düzeltilmesine ilişkin 2014- 2015 yılı mail yazışmaları sunduğu, mail yazışmaları sonucunda düzletme yapılmadığının anlaşıldığı, …… tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde, davacı bayinin TTVPN (kapalı devre) hattı için herhangi bir borcu olmadığı, internet için bütün sorumluluğun bayilerde olduğunu, 2009 ve 2014 yıllarında bayilere duyuru yapıldığını, davacının abonelik faturasından dolayı dosyanın hukuka aktarıldığının anlaşıldığı, taraflar arasında 20.09.2010 tarihli sözleşme bulunduğu, bu sözleşmenin 4/a, 5/d, 9/d madde içerikleri dikkate alındığında, bayinin, bayilik hizmetini vereceği yere haberleşme hatları ile ilgili bağlantı isteklerini yürürlükteki mevzuat hükümleri uyarınca tarifesi karşılığı ücretlerin tahsili kaydıyla …… şirketince karşılanacağı, bayinin, bayilikte kullanılacak haberleşme araçları ( telefon, faks ve internet hattı vb.) için ilgili hizmete ilişkin ücret tarifesinde belirtilen ücretleri ödemek kaydıyla …… grup şirketlerinin ilgili ürün ve hizmetlerine abone olacağı, her bir abonelik için ayrı ayrı sözleşme imzalayacağı, davacının bilgisyarların, internete bağlanması için gerekli olan bir bilgisayar başına bir adet telefon hattı sağlamak ve ilgili kullanım giderini ödemekle yükümlü olduğu, sözleşmede her iki tarafın imzasının olduğu, taraflar arasında sözleşme süresine ilişkin 26. Maddenin değiştirilmesine ilişkin protokol olduğu, …… bireysel satış direktörlüğünün bayi adsl hatlarına tahakkuk eden faturalara ilişkin 18.09.2009 tarihli duyurusu olduğu, duyuru içeriğinin 2009 öncesi ve sonrası ödenmeyen adsl borçlarına ilişkin olduğu, …… iletişim destek süresi başlıklı 03.06.2014 tarihli duyuru içeriğinin ……. devrelerine ilişkin iletişim desteği uygulamasına ilişkin olduğu, menfi tespit davalarında ispat yükünün kural olarak davalıya (alacaklıya) düştüğü, fakat menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek, başka bir nedenle bu hukuki ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü davacıya düşeceği, taraflar arasındaki sözleşme içerikleri de incelendiğinde davacının davaya konu borçtan sorumlu olduğu değerlendirilerek açılan davanın ve kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek, yargılama sırasında tedbir kararı da verilmediği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan menfi tespit davasının ve kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 44,40.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik kalan 14,9‬0.-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.013,47.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli verilen kararın 2021 yılı istinaf kesinlik sınırı altında olan 5.880TL nin altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
17/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır