Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/586 E. 2021/349 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/586 Esas
KARAR NO : 2021/349

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalı ile fuar organizasyonu için anlaştığını karşılığında çek verdiğini, bahse konu fuarın pandemi nedeni ile gerçekleştirilmediğini, çeklerin yazdırıldığını, ayrıca icra takibi yapıldığını belirterek çekten dolayı müvekillerinin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; bahse konu fuar organizasyonunun yapılamaması müvekkilleri açısından pandemi nedeni ile mücbir sebep olduğunu, fuarın iptal olmayıp ertelendiğini, zaten sözleşme gereği fuar tarihi değiştirme hakları olduğunu ki tarihi zorunlu olarak değiştirdiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının davalıya Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası ve takip dayanağı çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır (İİK.mad.72).
Davacı tarafça, davalı ile aralarında 21-25 Nisan 2000 tarihleri arasında düzenlenecek ……. Fuarına katlım hususunda anlaştıklarını, bu sözleşmeye istinaden davalıya 38.236,95 TL bedelli 20/04/2020 tarihli ……. numaralı çeki davalı şirkete verdiklerini, ancak Covid-19 coronavirüsü nedeni ile belirtilen tarihlerde yapılması planlanan fuarın hiçbir şekilde yapılmadığını, fuar hizmeti verilmediğinden verilen çekin bedelsiz kaldığını, bu nedenlerle davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde; Ticaret Bakanlığı tarafından alınan karar ile ülkemiz genelinde yapılacak olan tüm fuarların 16 Mart 2020 tarihinden 1 Eylül 2020 tarihine kadar durdurulduğunu, bu durumun kendileri açısından mücbir sebep teşkil ettiğini, fuarın iptal edilmeyip sadece ertelendiğini ve fuarın bir sonraki dönem olan 18-22 Mayıs 2021 tarihine ertelendiğini, fuar katılım sözleşmesinin ikinci maddesi uyarınca fuar tarihini değiştirme hakları bulunduğunu ve bu durumun davacıya fesih hakkı vermeyeceğini bildirerek davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
Dava konusu icra takip dosyasının incelenmesinden; davalının davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla dava konusu çekin sadece 11.761,20 TL’lik kısmı ile işlemiş faiz, komisyon ve çek tazminatı talebinde bulunduğu görülmüştür.
Taraf vekillerine tanık deliline dayanmış olmaları nedeni ile tanık bildirmeleri konusunda süre verilmiş ancak tanıkla ispat edilmesi istenilen hususun uyuşmazlık konusu olmadığı, bu hususun zaten tarafların kabulünde olduğu anlaşılmakla bu yöndeki ara kararından dönmek gerekmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar dava konusu çekin sadece davalı tarafça icra takibine konu edilen kısmı dava değeri olarak gösterilerek bu kısım yönünden harcın yatırıldığı, ancak davacının çekin tamamı için menfi tespit talebinde bulunduğu anlaşılmakla eksik harcın ikmali konusunda davacı tarafa süre verilmiş ve verilen süre içerisinde eksik harcın ikmal edildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davalı tarafça her ne kadar söz konusu fuarın Ticaret Bakanlığı tarafından alınan karar doğrultusunda sözleşmede kararlaştırılan fuar katılım tarihinde düzenlenemeyip bir sonraki fuar dönemi olan 18-22 Mayıs 2021 tarihine ertelendiği ve sözleşme hükümlerine göre fuar tarihini değiştirme hakları bulunduğu ileri sürülmüş ise de; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi (küresel salgın) ilan edilen Coronavirüs (Covid-19) hastalığının ülkemizde resmi açıklama ile ilk olarak 13 Mart 2020 tarihinde görüldüğü, sözleşme tarihi ve sözleşmeyle belirlenen fuar katılım tarihinde (21-25 Nisan 2020) pandeminin etkisinin henüz dünyada ve ülkemizde tam olarak hissedilmediği, düzenlenecek fuarlara tedbiren yasaklama geleceği hususunda henüz bir gelişme olmadığı, bu doğrultuda davacının fuarın sözleşme ile kararlaştırılan tarihte düzenleneceği inancı ve düşüncesi ile sözleşmeyi imzaladığı, bunun aksinin düşünülmesinin yani davacının yapılamayacağını bildiği bir fuara katılmak için sözleşme imzalamasının hayatın olağan akışına da aykırı olacağı, dolayısıyla ifanın başlangıçta objektif imkansızlığının söz konusu olmadığından taraflar arasında geçerli bir sözleşme kurulduğu, ancak tüm dünya geneli ile ülkemizde pandeminin etkilerinin ağır bir şekilde görülmeye devam etmesi ve bu konuda tedbir kararlarının (kısmi kapanma/tam kapanma vs.) alınmaya devam edilmesi nedeni ile fuarın davalı tarafça iddia edilen erteleme tarihinde düzenlenebilip düzenlenemeyeceği konusunda belirsizlik bulunduğu gibi fuar bu tarihte gerçekleştirilse bile pandeminin ve alınan tedbir kararlarını etkileri ile yurtdışından ve yurtiçinden gelecek katılımcıların son derece sınırlı olacağı, davacının düzenlenip düzenlenmeyeceği ve ne zaman ve hangi şartlarda düzenleneceği açık olmayan fuar için sözleşme ile bağlı kalmasının TMK’nun 2.maddesinde yer alan objektif iyiniyet kurallarına ve hakkaniyete de aykırı olacağı, dolayısıyla TBK’nun 136.maddesi uyarınca sonradan ortaya çıkan kusursuz objektif ifa imkansızlığı ortaya çıktığının kabulünde zorunluluk bulunduğu, davacı tarafça her ne kadar sözleşmenin yerine getirilmemesi/bedelsizlik iddiasında bulunulmuş ise de mahkememizin ileri sürülen hukuki sebeplerle bağlı olmadığı, tüm bu nedenlerle tarafların sözleşme ile belirlenen borçlarından kurtulduğu, tarafların birbirinden aldıklarını geri verme mükellefiyetleri bulunduğu, bu nedenle davacının davalıya dava konusu icra takibi ve çekten dolayı borçlu bulunmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının davalıya Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı icra takibi, ve takip dayanağı olan 20/04/2020 keşide tarihli 0207588 nolu 38.236,95 TL bedelli çekten dolayı BORÇLU BULUNMADIĞININ TESPİTİNE
Davalı tarafça icra takibinin başlatılmasında kötü niyeti bulunmadığı anlaşılmakla, davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 895,40.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 223,86.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 223,86.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 30,90.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 05/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır