Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/573 E. 2022/111 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/573 Esas
KARAR NO : 2022/111

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin sadece alım/satım ilişkisi niteliğinde olduğunu, davalı şirketin bu süreçte müvekkili şirkete ait çeşitli ürünlerin satışını ve pazarlamasını gerçekleştirdiği, işbu ticari ilişkinin 08.08.2019 tarihi ile sona erdiğini, müvekkili tarafından Beyoğlu ……… Noterliği 06.05.2019 /……… tarih ve sayılı ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 3 ay sonra hüküm doğuracak şekilde feshedildiğini, buna göre performans düşüklüğü sonucu satışların düşmesi sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, bu zarardan kaynaklanan bakiye alacak kalemlerinin tahsili için işbu belirsiz alacak davasını açma zorunluluğu doğduğunu, 60.000 TL tutarındaki zararın davalıdan tazminini, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil ile davacı arasındaki ticari ilişkinin 2003 yılında Istanbul Avrupa yakasında başladığı ve müvekkilin 2006 yılında Avrupa yakasındaki tek distribütör olduğu, 2015 senesinden itibaren ise İstanbul’un tamamında (Anadolu yakası dahil) tek distribütör olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkil tarafından 2003 yılından itibaren hiçbir zaman ödeme ve teminat ile ilgili bir problem çıkartılmamasına, davacıya yapılması gereken ödemelerin ve verilmesi gereken teminatların eksiksiz şekilde yerine getirdiğini ancak davacının özellikle 2016 yılından itibaren kurduğu ticari baskı, yıldırma politikaları, ülke ekonomisinin geldiği fiili durumda gerçekçi olmayan hedefler talep ettiğini, mutabakatların zorla ve baskı sonucu imzalatılması ile 16 yıllık karşılıklı çalışma sonunda taraflar arasında oluşan güven doğrultusunda yıllık cironun 1’nin müvekkile ödenmesi gerektiği şeklindeki anlaşmanın yerine getirilmemesi ve son olarak davacı tarafından 06.05.2019 tarihli ………. yevmiye numaralı ihbarnamesi ile distribütörlük ilişkisinin tebliğden 3 ay sonra sonuç doğuracak şekilde tek taraflı, hâksiz bir şekilde sona erdirildiği, bu haksız sona ermeye davacının sebep olduğu, mağdur olan tarafınsa sözleşmenin güçsüz tarafı olan davalı müvekkil şirket olduğunu, her sene sonunda davacı adına, müvekkil üzerinden yapılan harcamalar “fiyat farkı”, “bütçe hizmet bedelleri” adları adı altında fatura edildiğini sene sonunda mutabakat yapılarak bu bedeller müvekkile ödendiğini, ancak 2016 yılındaki mutabakatta 1.622.000-TL’lik tutar davalı tarafından kabul edilmediğini, lakin bu farka neden olan davacı satış yöneticilerinin iş akitleri davalı tarafından sona erdirildiğini, davalının işbu tutar farkını neden olan satış yöneticilerini kovarak zımmen 1.622.000-TL’lik tutarı kabul ettiğini, işbu mutabakat problemi sonrası taraflar arasındaki ticari ilişki bozulma sürecine girdiğini, 2017 yılında ise taraflar arasında yapılan görüşmelerde daha önce kabul edilmeyen 1.622.000-TL’lik mutabakat farkına istinaden, 2018 yılından başlamak üzere, 1.622.000-TL tutar karşılanana kadar her yıl, yıllık cironun %1inin müvekkile verilmesinin kabul edildiğini, davacının işbu yaklaşımla, ilişkileri bir nebze de olsa düzeltilmiş olsa da müvekkil tarafından ilgili yıl 30.000.000 TL net satışla kapatılması rağmen davalı tarafından hedeflerin tutmadığı iddia edilerek müvekkilin hak kazandığı ücretler ödenmediğini, haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin feshi nedeni ile tazminat davasıdır.
Davacı tarafça; davalı taraf ile aralarındaki anlaşma uyarınca davalı tarafın, kendilerine ait ürünlerin satış ve pazarlamasını yaptığını, aralarındaki ticari ilişkinin, davalıya gönderilen noter ihtarnamesi ile davalının 2019 Mart ve Nisan aylarında ortalamanın altında kalması, 2018 yılı hedefleri gerçekleştirememiş olması ve performansındaki düşüş sebebiyle ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 ay sonra hüküm doğuracak şekilde feshedildiğini, aralarındaki ticari ilişki gereği davacının satışlarını her yıl belirli oranlarda artırma yükümlülüğü bulunmasına rağmen davalının bu görevini yerine getirmediğini, davacının davalının kusurundan kaynaklanan sebeplerle ticari ilişkiyi sonlandırması sonucu uğradığı zararın tazmini istemiyle işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevaben; davacı tarafça kendilerine davacıya ait ürünlerin satış ve pazarlaması konusunda distribütörlük verildiğini, bu ilişkinin davacı tarafça tek taraflı olarak haksız şekilde sona erdirildiğinden bahisle davanın reddi gerektiğini savundukları görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacının feshinin haklı olup olmadığı, fesih haklı ise davacının zarara uğrayıp uğramadığı ve uğramışsa zararının miktarı hususunda toplanmaktadır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller (noter ihtarnameleri, ticari defter ve belgeler, tanık anlatımları vs.tüm deliller) toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Taraflarca bildirilen tanıkların beyanları alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tarafların tacir olmaları nedeni ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması hususunda bir mali müşavir, bir işletme-pazarlama uzmanı ve bir nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişilerden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişinin ortak olarak, İşletme-Pazarlama uzmanı bilirkişisi tarafından tek imzalı olarak bilirkişi raporlarını ibraz ettikleri görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller karşısında;
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakta olup, işbu nedenle öncelikli olarak taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosyadaki deliller ve tanık beyanlarından, davacı firmanın bir kısım temizlik-kozmetik ürünlerinin İstanbul bölgesindeki pazarlama ve satışının davalı tarafından yapılacağı hususunda taraflar arasında yazılı olmayan bir anlaşmanın ve ticari ilişkinin bulunduğu, ancak davacı tarafın davalı haricinde gerek bizzat gerekse başka firmalarla da ürünlerinin pazarlama ve satışını yaptığı, dolayısıyla davacı tarafça davalı firmaya satış konusunda münhasır yetki verilmediği, sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalıya gönderilen fesih ihbarnamesinde, “Davalının 2019 yılı Ocak ve Şubat aylarında istenilen satışı yapmış olmalarına rağmen Mart ve Nisan aylarında ortalamanın altında kalmış olduklarını, davalıya bildirilen 2018 yılı hedeflerini gerçekleştirememiş olmaları ve performanslarındaki düşüş” gerekçe gösterilerek ticari ilişkinin feshedildiğinin bildirildiği, taraflar arasındaki yazılı bir sözleşme bulunmadığından davalı tarafça davacıya satış ve performans hususunda verilmiş bir taahhüt bulunmadığı gibi dinlenen tanıkların beyanlarından satış hususundaki hedeflerin davacı tarafça tek taraflı olarak belirlendiği ve bu konuda davalı firmaya bir inisiyatif tanınmadığının anlaşıldığı, gönderilen ihtarnamede davalının 2019 yılı Ocak ve Şubat aylarına ilişkin hedefi gerçekleştirdiğinin kabul edildiği, davalı tarafın 2018 yılı ile 2019 Mart ve Nisan aylarında hedefi gerçekleştirmediği ileri sürülmüş ise de hedefin nasıl belirlendiği ve davalıya bildirildiği hususunda ve hedefin gerçekleştirilemediği hususunda mahkememizce alınan bilirkişi raporlarına göre kesin bir veri de bulunmadığı, yine davalının 2019 yılı Nisan ayından sonraki performansı beklenilmeden sözleşmenin davacı tarafça tek yanlı olarak feshedildiği, tüm bu nedenlerle feshin haksız olduğu, kaldı ki fesih haksız olsun olmasın, davalının performans hususunda davacı tarafa bir taahhüdünün bulunmadığı, münhasırlık yetkisi verilmemiş olunması nedeni ile davacının satış ve pazarlamayı kendisinin bizzat ve davalı dışında başka firmalar aracılığı ile yapabileceği, davalının kusurundan kaynaklanan nedenlerle zarara uğranıldığının ve zararın miktarının davacı yanca ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.024,65-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.600,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/02/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır