Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2020/775 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/572 Esas
KARAR NO : 2020/775

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE:Müvekkili şirket ile davalı … arasında; ”…” projesinde yer alan bir adet taşınmazın satımı hususunda, 02/06/2017 tarihli ”Gayrimenkul Satış Sözleşmesi”nin mevcut olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme metninde yazılı tüm yükümlülüklerin müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan ve satış bedeli olan, 2.500.000-TL taşınmaz bedeli ve 200.000-TL KDV olmak üzere toplam 2.700.000-TL’yi sözleşmede yazılı ödeme takvimine istinaden, satıcı taraf olan …. Yapı A.Ş. ’ye zamanında ve eksiksiz olarak ödendiğini,dava konusu taşınmaz bedelinin müvekkili tarafından ödenmesi üzerine resmi satış işleminin 20.06.2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, ancak sözleşme metninde; davaya konu taşınmazın, 30.06.2019 tarihinde müvekkiline teslim edileceği yazılı olmasına karşın; taşınmazın halen daha müvekkiline teslim edilmediğini, bu durumun müvekkilini zarara uğrattığını, davalı şirket yetkililerinin; müvekkilinin bütün çabalarına rağmen taşınmazın durumuna ilişkin bilgi vermekten dahi imtina ettiklerini, davalının sözleşmeden doğan yükümlüküklerini yerine getirmediğini, taşınmazın teslim tarihi, sözleşmede açıkça belirlenmiş olduğundan ve bu tarih kesin vade niteliği taşıdığından; sözleşmedeki teslim tarihi olan 30.06.2019 tarihinden itibaren ticari faiz hesaplanması gerektiğini belirterek öncelikle ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile davalı adına kayıtlı araç ve taşınmazlar ile iş yerinde menkul mallar üzerine ihtiyati haciz konulmasını, bilirkişiler vasıtası ile taşınmazın mevcut durumunun kullanıma hazır halde olmadığının tespitini, davalarının belirsiz alacak davası olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; sözleşmede konutun teslimine ilişkin belirlenen 30.06.2019 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için, Mahkemece yargılama içinde tespit edilecek alacak miktarının tamamı üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere; şimdilik 50.000,00-TL kira kaybı tazminatının (kira mahrumiyeti), sözleşmedeki teslim tarihi olan 30.06.2019 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE:Sözleşme ve genel yasal düzenlemeler tahilinde davacı talebinin hiçbir maddi ve hukuki mesnetinin olmadığını, davacı tarafın bedel ödemelerinde temerrüde düşürüldüğünü, ayrıca teslimde herhangi bir gecikmenin olmadığını, teslim süresini 6 ay uzatma haklarının olduğunu, davacının herhangi bir zararının olmadığını, tacirler arasındaki işlerde normatif zararın istenemeyeceğini, tazminat talebinin unsurlarının oluşmadığını, davacının ihtiyati tedbir talebinin haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacı tarafın konut amaçlı davalıdan satın aldığı taşınmazın, davalı tarafça süresinde teslim edilip edilmeiği bu nedenle kira kaybı alacağının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilerek, diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da mal kavramına dahil edilerek, bunların da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alındığı, eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazların da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edildiği,
Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunması, alıcının da bunları konut amacıyla satın almasının gerekli ve yeterli olduğu, kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmediği, konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olmasının yeterli bulunduğu, O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar yönünden de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına değerlendirme yapılması gerektiğinden, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğunun kabul edilmesi gerektiği,
6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olmasının tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmediği, bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olmasının gerektiği,
Somut olay, davacı şirket ile davalı … arasında ”….” projesinde yer alan bir adet taşınmazın satımı hususunda, 02/06/2017 tarihli ”Gayrimenkul Satış Sözleşmesi”nin mevcut olduğu, davacının bu konutun resmi satış işleminin 20.06.2019 tarihinde gerçekleştirilmesine ve davaya konu taşınmazın 30.06.2019 tarihinde davacıya teslim edileceğinin yazılı olmasına rağmen, taşınmazın halen davacıya teslim edilmemesinden kaynaklı 30.06.2019 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için kira kaybı tazminatının (kira mahrumiyeti) talebinin bulunduğu, davacıya satılan taşınmazın villa niteliğinde konut olduğu, davacının da dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın aldığı yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı gibi, aksine bu taşınmazı konut amaçlı alındığını beyan ettiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşıldığından davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olması sebebiyle davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere yapılan inceleme sonunda karar verildi.16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır