Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/552 E. 2021/535 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/552 Esas
KARAR NO : 2021/535

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirketin, 25.06.2015 tarihli teklif formu ile sipariş veren davalı şirkete bir adet …… Sistemini konsinye satış yapmak üzere ürettiği ve 04.08.2015 tarihli sevk irsaliyesi ile davalı tarafa söz konusu ürünün teslim edildiği; 26.05.2015 tarihli teklif formunda belirtilen şartlara haiz ürünün müvekkili tarafından üretilerek davalıya teslim edildiği ve ürün bedelinin 23.600 Euro olarak kararlaştırıldığı; bu bedelin 3.000,00 Euro’luk kısmının teklif formunun imzalanması aşamasında müvekkili şirkete ödendiği; Taraflar arasında yapılan anlaşma gereği konsinye mal olarak davalıya teslim edilen ürünün 3.şahsa satışı halinde, teklif formunda belirtilen ve bakiye kalan 20.600,00 Euro bedelin müvekkiline hemen ödeneceği ve müvekkili firmanın davalı firmaya fatura keseceği; bu durumun sevk irsaliyesinde açıkça belirtildiği; Ancak konsinye satışa konu ürün 04.08.2015 tarihli sevk irsaliyesi ile davalıya teslim edilmesine rağmen, teslim tarihinden sonra müvekkili firmanın konsinye satışa konu ürünün satılıp satılmadığı veya davalı firma tarafından kullanılıp kullanılmadığı hakkında bilgilendirilmediği; konsinye satışa konu ürünün teslim edilmediği ve kararlaştırılan bedelin müvekkiline ödenmediği; TBK 532. ve 533.maddeleri gereği alım veya satım komisyonculuğunun, komisyoncunun ücret karşılığında, kendi adına ve vekalet veren hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım satımını üstlendiği sözleşme olduğu; Komisyoncunun, yaptığı iş hakkında vekalet vereni bilgilendirmek ve özellikle talimatlarını yerine getirmekle yükümlü olduğu; ayrıca komisyoncunun, kusuru varsa, talimata aykırı davranmasından dolayı vekalet verinin uğradığı diğer zararlardan da sorumlu olduğu; Arabuluculuk başvurularının da anlaşma ile sonuçlanmadığı, huzurdaki davanın açılması zaruretinin hasıl olduğu; hususlarını beyanla; Davanın kabulü; öncelikle 20.600 Euro bedelin, tahsil tarihindeki TCMB tarafınca belirlenen kur üzerinde ve ayrıca TCMB tarafınca döviz cinsinden olan para birimlerine uygulanan faiz ile birlikte davalıdan tahsili, bedel tahsili mümkün olmadığı ve üçüncü bir şahsa satışının yapılmamış olması durumunda uzun yıllar boyunca makinenin beklemiş olması nedeniyle uğranılan zararın tazminini isteme hakları saklı kalmak kaydıyla konsinye satışa konu ürünün müvekkili şirkete teslimi, 4. Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Taraflar arasında yapılan sözleşmenin, 25.06.2015 tarihli teklif formunda da görüleceği üzere konsinye satış sözleşmesi olmayıp, normal alım satım sözleşmesi olduğu; anılan bu ticari anlaşmazlığın konsinye satış olarak yorumlanmasının mümkün bulunmadığı; 25.06.2015 tarihli teklif formuna göre ödeme şeklinin %50 nakit, kalan kısmın ise teslim anında nakit olarak yapılacağının belirtildiği; Teklif Formuna istinaden müvekkili firma tarafından 3.000,00 Euro’nun aynı gün, 27.06.2015 Cumartesi günü de davacı şirket çalışanının müvekkili şirkete gelerek 7.000,00 Euro ödemenin elden yapıldığı; davacı şirket sahibi ile müvekkili şirket sahibi arasındaki telefon görüşmesine istinaden yapılan 7.000,00 Euro’luk ödemeye ilişkin güven çerçevesinde ödeme makbuzu alınmadığı; müvekkili tarafından toplamda 10.000,00 Euro ödeme yapıldığı; Davacı taraf makbuzsuz herhangi bir ödeme almışsa ve bunu da inkar etmesi halinde bile sebepsiz zenginleşmiş olacağı; Satışın, Konsinye Satış olabilmesi için alıcı ve satıcı arasında Konsinye Sözleşmesi bulunması zaruri olup, Konsinye Sözleşmesinin Konsinye Satışın Ön Koşulu olduğu; Konsinye Sözleşmesinin varlığının davacı tarafından ispatının gerektiği; Davacı tarafından dosyaya sunulu Teklif Formunun konsinye sözleşmesi olmayıp normal ALIM-SATIM Sözleşmesi niteliklerine haiz bir belge olduğu; Teklif Formuna aykırı olarak, davacı tarafından sevk irsaliyesi düzenlenerek üzerine konsinye satıştır ibaresi yazılmak suretiyle müvekkili şirket sahibinin yurtdışında olduğu zaman zarfında …… Şubesine indirildiği ve adı geçen bu irsaliye imzaya muhtevi olmasına rağmen irsaliyede teslim eden ve teslim alan imzasının bulunmadığı; normal alım satım işlemine istinaden VUK 231.5 gereği 7 gün içinde fatura düzenlenmediği; Müvekkili şirketin sonrasında muhtelif zamanlarda davacı tarafa, alım satım sözleşmesine istinaden teklif formundaki özelliklere haiz bir ürünün olmadığını, ürün üzerinde bir çok eksiklikler olduğu ve bunların giderilmesi gerektiğini şifahen bildirdiği; ürün üzerinde olması gereken elektronik ısıtma derecesi göstergesi ile yükleme boşaltma sistemi olmadan ve davacı tarafından makineyi çalıştıracak teknik eleman dahi gönderilmediği, anılan makinenin de bugüne kadar hiç çalıştırılmadan müvekkili şirket tesisinde durageldiği; Davayı kabul anlamına üzere, söz konusu ticari ilişkinin konsinye satış mı yoksa normal alım satım ilişkisinden mi kaynaklandığının tespitinin gerektiği; ticari ilişki kaynaklı ise davanın reddi, konsinye satış kaynaklı ise ürünün davacı tarafa iadesi ile müvekkili şirket tarafından ödenen 10.000,00 Euro nakit ödemenin sebepsiz zenginleşme nedeniyle taraflarına iadesinin gerektiği; Taraflara ait ticari defterlerin bilirkişi marifetiyle incelenmesi neticesinde anlaşmazlığa konu ticari malın defterlere normal alım-satım mı yoksa konsinye satışa mı konu olduğunun ispat edilmesi gerektiği hususlarını beyanla, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddi, uğranmış olunan zararın tazmin hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı tarafa nakit olarak ödenen 10.000,00 Euro’nun ödeme gününden itibaren TCMB döviz cinsinden hesap edilecek faizi ile birlikte davacı taraftan tahsili, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE

Dava konsinye satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili ile bunun mümkün olmadığı takdirde ürünün teslimi istemine ilişkindir.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda, davacının dava dilekçesi ile, davacı şirketin, 25.06.2015 tarihli teklif formu ile sipariş veren davalı şirkete bir adet …… Isıtma Sistemini konsinye satış yapmak üzere ürettiğini ve 04.08.2015 tarihli sevk irsaliyesi ile davalı tarafa söz konusu ürünün teslim edildiğini, 26.05.2015 tarihli teklif formunda belirtilen şartlara haiz ürünün davacı tarafından üretilerek davalıya teslim edildiğini ve ürün bedelinin 23.600 Euro olarak kararlaştırıldığını, bu bedelin 3.000,00 Euro’luk kısmının teklif formunun imzalanması aşamasında davacı şirkete ödendiğini, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği konsinye mal olarak davalıya teslim edilen ürünün 3.şahsa satışı halinde, teklif formunda belirtilen ve bakiye kalan 20.600,00 Euro bedelin davacıya hemen ödeneceğini ve davacı firmanın davalı firmaya fatura keseceğini, bu durumun sevk irsaliyesinde açıkça belirtildiğini öncelikle 20.600 Euro bedelin tahsilini, bunun mümkün olmaması halinde, konsinye satışa konu ürünün davacıya teslimini talep ettiği, davalının cevap dilekçesi ile taraflar arasında yapılan sözleşmenin, 25.06.2015 tarihli teklif formunda da görüleceği üzere konsinye satış sözleşmesi olmayıp, normal alım satım sözleşmesi olduğunu, anılan bu ticari anlaşmazlığın konsinye satış olarak yorumlanmasının mümkün bulunmadığını, 25.06.2015 tarihli teklif formuna göre ödeme şeklinin %50 nakit, kalan kısmın ise teslim anında nakit olarak yapılacağının belirtildiğini, Teklif Formuna istinaden davalı firma tarafından 3.000,00 Euro’nun aynı gün, 27.06.2015 Cumartesi günü de davacı şirket çalışanının davalı şirkete gelerek 7.000,00 Euro ödemenin elden yapıldığını, davacı şirket sahibi ile davalı şirket sahibi arasındaki telefon görüşmesine istinaden yapılan 7.000,00 Euro’luk ödemeye ilişkin güven çerçevesinde ödeme makbuzu alınmadığını, davalı tarafından toplamda 10.000,00 Euro ödeme yapıldığını, satışın, Konsinye Satış olabilmesi için alıcı ve satıcı arasında Konsinye Sözleşmesi bulunması zaruri olup, Konsinye Sözleşmesinin Konsinye Satışın Ön Koşulu olduğunu, Konsinye Sözleşmesinin varlığının davacı tarafından ispatının gerektiği; Davacı tarafından dosyaya sunulu Teklif Formunun konsinye sözleşmesi olmayıp normal ALIM-SATIM Sözleşmesi niteliklerine haiz bir belge olduğunu, Teklif Formuna aykırı olarak, davacı tarafından sevk irsaliyesi düzenlenerek üzerine konsinye satıştır ibaresi yazılmak suretiyle müvekkili şirket sahibinin yurtdışında olduğu zaman zarfında …… Şubesine indirildiği ve adı geçen bu irsaliye imzaya muhtevi olmasına rağmen irsaliyede teslim eden ve teslim alan imzasının bulunmadığını, normal alım satım işlemine istinaden VUK 231.5 gereği 7 gün içinde fatura düzenlenmediğini, davalı şirketin sonrasında muhtelif zamanlarda davacı tarafa, alım satım sözleşmesine istinaden teklif formundaki özelliklere haiz bir ürünün olmadığını, ürün üzerinde bir çok eksiklikler olduğu ve bunların giderilmesi gerektiğini şifahen bildirdiğini, davanın reddini, davacı tarafa nakit olarak ödenen 10.000,00 Euro’nun ödeme gününden itibaren TCMB döviz cinsinden hesap edilecek faizi ile birlikte davacı taraftan tahsilini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Taraflar arasındaki sözleşmenin satım ya da konsinye satım sözleşmesi olup olmadığı, davacının sipariş formu ve sevk irsaliyesine dayanarak kendisine kısmen ödeme yapıldığını iddia ettiği miktarın da mahsubu ile alacaklı olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu,
Somut olayın incelemesinde, mahkememizin görevli ve yetkili olduğu, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, dosya kapsamında delillerin toplandığı, nitelikli hesap uzmanı …… ile mali müşavir bilirkişi ……. ‘dan rapor alındığı, davacı tarafın ve davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelendiği, davacı ve davalı tarafın 2015 yılı ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinde olduğu, taraflar arasında teklif formunun bulunduğu, teklif formunda 3000 Euro bedelin elden alındığının belirtildiği, formun her iki tarafça imzalandığı, davacı tarafın sunduğu 04.08.2015 tarihli sevk irsaliyesi içeriğinde ürün açıklamasının teklif formunda yer alan ürün açıklaması ile uyumlu olduğu, davaya konu ürünün davalı şirkete teslim edildiği, bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafın 2015 yılı ticari defterinde davalı şirket adına /hesabına bir muhasebe kaydı bulunmadığı, aynı şekilde davalının 2015 yılı ticari defterinde davacıya ilişkin kayda rastlanılmadığı, raporda konsinye satışa ilişkin ticari defter kayıtlarının ve muhasebeleştirme işlemlerinin nasıl yapılması gerektiğinin belirtildiği, davacının konsinye mal satışına ilişkin ticari defter ve kayıtlarında bu durumu teyit eden kayıt olmadığı, davaya konu makinenin sevk irsaliyesi tarihi de dikkate alınarak 4.8.2015 tarihinden itibaren davalı tarafta bulunduğu, davalı tarafça davaya konu üründeki eksikliğe ve bu eksikliğin giderilmesine ilişkin bildirim yapıldığına ilişkin kayıt olmadığı, davalı tarafın davacı tarafa 3000 euro haricinde, 7000 Euro ödeme yaptığına ilişkin belge bulunmadığı, tarafların 2015 yılı ba ve bs kayıtlarında birbirlerine ilişkin kaydın bulunmadığı, konsinye satışın, malların mülkiyetinin satıcıda bırakılarak, konsinye malı alan durumundaki kimseye verilmesi olduğu, bedelin ödenmesi halinde konsinye malın mülkiyetinin 3. Kişiye verildiği işlem olduğu, gerek taraflar arasındaki teklif formunda konsinye satışa ilişkin kaydın olmadığı gerekse ticari defterlerinde bu hususta kayıt olmadığı sadece sevk irsaliyesindeki kaydın konsiye satışı ispat edemeyeceği hususu birlikte değerlendirilerek taraflar arasındaki ilişkinin satış sözleşmesi ilişkisi olduğunun kabul edildiği, davalının satım sözleşmesi kapsamında 3000 Euro ödeme yaptığı, kalan bedelin ödendiği ve eksik olduğunu belirttiği hususları ispat edemediği değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile, 20.600 EURO alacağın , dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık Euro hesaplarına uyguladıkları en yüksek faiz oranı uygulanarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 12.227,49‬.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.056,88.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 9.170,61.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 3.056,88.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.244,40.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 20.955,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 894,91TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır