Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/534 E. 2021/809 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/534 Esas
KARAR NO : 2021/809

DAVA : Tazminat (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil ……. Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş 01 Kasım 2007 yılında inşaat malzemesi imalatı alanında …… Mah. ……. Fırın Sok. No:17-30, Zeytinburnu, İstanbul adresinde (Davutpaşa VD ……) brüt 1.400 m2 bir alanda faaliyetine başladığını, müvekkil firmanın kısa sürede büyüme ivmesi yakalamış olduğundan yeni yatırımlar yapmak kararı almıştır ve Düzce …. Organize Sanayi Bölgesi ….. Ada …. Parsel üzerinde kurulu (….. ADA …. Parsel) 10.567,23 m2 sanayi arsası ve 2.600 m2 kapalı alanı olan hazır kurulu fabrikayı toplam 2.250.000 TL’ye satın aldığını, davaya konu taşınmazın satın alındığı tarihten önce …… Tekstil Giyim Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile davalı ……. Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında 15.06.2011 tarihinde başlamak 14.07.2012 tarihinde bitmek üzere kira sözleşmesi akdedilmiş ve söz konusu kira kontratı 3 kira dönemi uzatıldığı öğrenildiğini, davacının maliki olduğu taşınmazı davalının haksız ve hukuka aykırı fiilleri ile kullanamadığının tespitine; 14.07.2014 ile 01.09.2017 tarihleri arasında müvekkilin ödediği kira ve aidat bedelinin tahsil ettiği kira ve aidat bedelinden mahsubu sonucunda kalan bedelin faizi ile birlikte tahsiline; 15.01..2018 tarihinden günümüze kadar mülkü kullanamamadan kaynaklı tahsil edilemeyen kira ve aidat bedellerinin faizi ile birlikte tahsiline; Taşınmaz üzerine tedbir şerhi işlenmesi ve açılan davadan dolayı taşınmazın teminat olarak kullanılamamasından dolayı uğranılan zararın faizi ile birlikte tanzimine; şirketin ticari hayatını olumsuz etkilediğinden uğranılan 10.000-TL manevi zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

DELİLLER:
Düzce ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası, İstanbul ….. İcra Dairesinin …… Esas sayılı dosyası, Düzce Tapu Müdürlüğü yazı cevabı, İstanbul ….. Sulh Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, önceki malik tarafından kiralanan taşınmazın tahliye edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Somut olayda; dava konusu Düzce …… Organize Sanayi Bölgesi …… Ada …… Parsel üzerinde kurulu (…… Parsel) 10.567,23 m2 sanayi arsası ve 2.600 m2 kapalı alanı olan hazır kurulu fabrika alanının dava dışı …… Tekstil Giyim Sanayi Ticaret Limited Şirketi tarafından davalı şirkete 15.06.2011 tarihinde başlamak 14.07.2012 tarihinde bitmek üzere kiralandığı, söz konusu kira kontratının 3 kira dönemi uzatıldığı, kira sözleşmesi devam ederken 14.01.2014 tarihinde davacının bu taşınmazı satın aldığı ve kira döneminin sonunda taşınmazın tahliyesini davalıdan talep ettiği, davalı tarafından tahliye edilmemesi üzerine İstanbul …… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas, …… Karar sayılı ilamı ile 01.12.2015 tarihinde taşınmazın ihtiyaca binaen tahliyesine karar verildiği ancak tahliye karına rağmen tahliye edilmemesi üzerine davacı tarafından İstanbul …… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında kira tespiti davası açıldığı anlaşılmıştır. İş bu dava ile de davacı taraf, taşınmazın tahliye edilmemesi nedeniyle uğramış olduğu zararın giderimini mahkememizden talep etmiştir.
Ancak bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. HMK 138. Maddesi uyarınca mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.
6100 Sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. Maddesinde;
“(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları,
b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları,
c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları,
ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; davacının dava konusu taşınmazı satın almakla kira sözleşmesinin tarafı haline geldiği, kiraya veren sıfatıyla tahliye ve tespit davası açtığı, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira hukuku hükümlerine göre çözümleneceğinden, yargılamanın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevine girdiği anlaşılmakla davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine ve HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren onbeş gün içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.23/09/2021

Başkan ……
¸e-imzalıdır
Üye …….
¸e-imzalıdır
Üye ……
¸e-imzalıdır
Katip …..
¸e-imzalıdır