Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/521 E. 2022/835 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/521 Esas
KARAR NO : 2022/835

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/10/2022

BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN
ESAS NO : ….. Esas
KARAR NO : …..
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 01/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı müvekkili şirket ……. Tekstil ile davalı şirket …… Fermuar arasında devamlı bir ticari ilişkinin bulunduğunu, ……. Tekstil’in giyim ürünleri üretimi ile uğraşmakta olduğunu, bu ürünler için fermuar alımını …… Fermuar’dan gerçekleştirdiğini, bu doğrultuda davacı şirket tarafından 2020 yılı başında fermuar satın alımı için davalı şirkete sipariş verildiğini, davalı şirketin 09.01.2020 tarihinde göndermiş olduğu E-posta ile teslimat tarihini 20.03.2020 olacağı hususunda mutabakata varıldığını, fakat davalı şirketin bu tarihte yalnızca kısmi ifada bulunduğunu ve bir kısım ürünü (4.281 adet fermuarı) müvekkili şirkete teslim ettiğini, taraflar arasındaki yazışmalarda karşı tarafın 20.03.2020 tarihinde pandemi nedeniyle üretimi durdurduklarını ve mücbir sebep kapsamında kalan kısmın ifa edilemeyeceğinin belirtildiğini, ancak; dilekçe içeriğinde belirttikleri üzere dava konusu satış ilişkisinde ürünlerin teslimat tarihinin 20.03.2020 olarak belirlendiğini, bu tarihte üretimin durdurulmuş olmasının söz konusu satış ilişkisi için mücbir sebep teşkil edemeyeceğini, satın alınmış olan ürünlerin teslim edilemeyeceği bilgisinin teslimatın son gününde verilmesi üzerine müvekkili şirketin üçüncü kişilerle yapmış olduğu satış sözleşmelerinde teslimini gerçekleştirmeyi üstlenmiş olduğu tekstil ürünleri açısından temerrüde düşmemek adına karşı tarafın tesliminde temerrüde düşmüş olduğu fermuarları davalı şirketin bir başka yetkili satıcısından almak durumunda kalındığını, bu ürünler için normalde ödeyecek olduğundan 13.942,00 TL KDV daha fazla ödeme yapmış olan Müvekkili şirketin söz konusu harcamayı yapmış olmasının nedeninin karşı tarafın temerrüdü olduğundan bu zararın karşılanmasının gerektiğini, müvekkilinin; satıcının temerrüdünden doğan zararının, aynı ürünlerin temini için aracı şirketten ürünlerin normal fiyatının üstüne fazladan ödemiş olduğu 13.942,00 TL KDV olan bedel farkının ve bu zararı giderme yükümlülüğünün satış sözleşmelerinde temerrüde düşen davalı şirket olduğunu, Satış sözleşmesine istinaden teslimi gerçekleştirilen bir kısım ürünün ise ayıplı çıktığı, müvekkili şirketin satış sözleşmesine istinaden teslim edilen bir kısım fermuarı üretmiş olduğu tekstil ürünlerine dikerek ürettiği ürünlerin, satış sözleşmesi yapmış olduğu üçüncü kişilere teslim edildiğini, fakat, üçüncü kişi alıcının ürünleri 30 derece sıcaklıkta ve 15 dakika süre ile ev tipi yıkaması yapıldığında fermuarlarda ciddi bir defarmasyonun gerçekleştiği bilgisinin verildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin söz konusu ürünleri iade aldığını ve gerçekleştirdiği incelemede gerçektende fermuarların boyasının ciddi şekilde atmış olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine davalı şirket ile iletişime geçilerek zararın giderilmesinin talep edildiğini, fakat davalı şirketin hatalı üretimi kabul etmediğini, müvekkili şirketin ise daha fazla zarara uğramamak adına davalı şirketten alınan fermuarları sökülmesi kaplanması ve yeniden tekstil ürünlerine dikilmesi için ek bir masraf yapmak durumunda kaldığını, bu hususta karşı taraftan alınan ayıplı malların onarılması için müvekkili şirketin yapmış olduğu masrafın 10.488,00 TL KDV tutarında olduğu, karşı tarafın satmış olduğu malların ayıplı olduğunu kabul etmemesi üzerine …. Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma-Uygulama Merkez Deney Laboratuvarlar’ından bir komisyon raporu alındığını, dilekçe ekinde olan bu raporda da söz konusu ürünlerin ayıplı olduğunun açıkça ortaya koyduğunu, TIK m.23/1-c’de “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.”Denmekte ise de karşı taraftan alınan ürünlerde açık veya olağan inceleme sonucunda ortaya çıkabilecek bir ayıbın bulunmadığını, bu durumda aynı bendin son cümlesinin uygulama alanı bulduğunu, “diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır” TBK’nin 233’üncü maddesinin ikinci fıkrasının ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılmayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılır” hükmünün bulunduğunu, davaya konu ürünlerdeki ayıbın olağan bir gözden geçirmeyle anlaşılabilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirketin ancak alınan malın dikimini yaparak satışını gerçekleştirdiği tekstil ürünlerinin, üçüncü kişi alıcı tarafından ev tipi çamaşır makinasında yıkaması ile durumdan haberdar olunduğunu, bunun üzerine davalı şirkete öncelikle telefon ile daha sonra 14.05.2020 tarihinde e-posta ile en sonda 24.06.2020 tarihli ihtarname iİle bildirimde bulunulduğunu, ancak karşı tarafın üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dilekçe içeriğinde açıklandığı üzere davacı müvekkili şirketin borçlunun temerrüdü ve ayıplı ifası sonucunda KDV dahil 26.384,40 TL zarar etmiş olduğunu fakat taraflar arasında devamlı olarak süren ticari ilişki sonucunda cari hesabın oluştuğunu, müvekkili şirketin de karşı tarafa bir miktar borcunun bulunduğunu, karşı tarafın müvekkili şirketten olan alacağının 16.757,70 TL olduğunu, bu tutarın işbu davadaki alacak miktarı ile takas edilmesi taleplerinin bulunduğunu, takas işlemi uygulandığında karşı tarafın borcunun 9.626,70 TL tutarında kaldığını, bu tutarın karşı taraftan tahsilini, Davacı vekili; davacı şirketin davalı şirketin temerrüdü sonucunda 13.942,00 TL KDV tutarında zarara uğramış olduğunun tespitini, davacı şirketin, davalı şirketin ayıplı mal satışı sonucunda 10.488,00 TL KDV tutarında zarara uğramış olduğunun tespiti, takas hakkını kullanmaları sonucunda kalan bakiye KDV dahil 9.626,70 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin 1993 yılından beri fermuar ve fermuar aksesuarları üretimi ile iştigal eden sektöründe tanınmış ve saygın bir kuruluş olduğunu, 30 yıla yakın süredir, sektörde son derece güvenilir çalışan, 1000’in üzerinde devamlı müşterisi olan bir şirket olduğunu, davacı firmanın Müvekkili şirkete toplam 16.000 adet fermuar siparişi verdiğini, bunlardan 4.972 adedini 13.03.2020 tarihinde teslim edildiğini, 06.03.2020 tarihinde 8.134 adet daha fermuar siparişi verildiğini, bu siparişin teslim tarihi olarak 20.03.2020 tarihi üzerinde anlaşıldığını, ancak tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 pandemisi nedeniyle 20.03.2020 tarihi itibari ile geçici olarak faaliyetini ara vermek zorunda kaldığını, bu süreçte muhatap şirketin ürünlerinin imal edilmiş olmasına rağmen teslim edilemediğini, Mücbir sebebin, teori ve uygulamada genel olarak “borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun ya da borcun ihlaline, kaçınılmaz ve mutlak şekilde neden olan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olay” olarak tanımlandığını, mücbir sebebin borçluyu sorumluluktan kurtardığını, bundan dolayıdır ki mücbir sebeplerle sözleşmeye aykırı davranan borçlunun bu aykırılığın olumsuz sonuçlarından sorumlu tutulamayacağı, Covid-19 pandemisinin sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı etkisi altına alan bulaşıcı ve ölümcül bir salgın hastalık olduğunu, bu hastalığa ilişkin Türkiye’de görülen ilk vakanın Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mart 2020’de açıklandığını, ülkedeki virüse bağlı ilk ölümün ise 15 Mart 2020’de gerçekleştiğini, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihi itibari ile pandemi olarak ilan edilen Cavid-19’un mücbir sebep olarak kabul edildiğini, müvekkili şirketin salgının yayılma hızının artması nedeniyle işçilerin sağlığını koruyabilmek için 20.03.2020 tarihinde işyerini geçici bir süre kapatma kararı aldığını ve bu süre içerisinde şirketteki tüm çalışma üretim ve sevkiyat işlerini durdurduğunu, Müvekkilinin çalışma yapamadığı için kısa çalışma ödeneğinden faydalandığını, davacı şirketin siparişleri de üretilmiş olmasına rağmen 20.03.2020 tarihinde şirketin kapalı olması nedeniyle teslim edilmediğini, bu durumun davacı şirkete bildirildiğini ve teslim edilmeyen ürünlerle ilgili bedel talep etmeyeceklerini bildirdiklerini, buna ek olarak da davacı şirketin daha evvel teslim aldığı ancak teslim edilemeyen siparişlerle bağlantılı olan bir takım ürünleri de taraflarına iade etmek istediklerini, müvekkilinin iyi niyetli olarak bu ürünleri almayı kabul ettiğini, davacı şirketin mücbir sebeple teslim edilmeyen ürünleri başka bir firmadan (ND Tekstil) iki katı fiyatla temin ettiğini ve aradaki farkı taraflarına fatura etmek istediğini, davacı firmanın aynı ürünü piyasadan çok daha uygun bir fiyata alabilecekken piyasadaki en pahallı fermuar firmasından fahiş fiyatla almasının kabul edilemeyeceğini, belirttikleri üzere mücbir sebep söz konusu olduğundan müvekkili şirkete hiçbir kusurun atfedilemeyeceğini, yaşanan pandemi sebebi ile sadece davayı firmaya değil diğer müşterilerine de teslimat yapılamadığını, bu nedenle davacı firmanın taraflarından fermuar için başka bir firmaya ödediği 13.942,00 TL KDV’yi talep etmesinin hiçbir dayanağının bulunmadığını, TTK’nın 23/c maddesi uyarınca açık ayıpların tesliminden itibaren 2 gün içerisinde bildirmesi gerektiğini, malın ayıplı olduğu açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, dava konusu ürünlerin davacıya 13.03.2020 tarihinde teslim edildiğini, davacının ise ilk defa bu tarihten 2 ay sonra 14.05.2020 tarihinde kürsörlerdeki boyanın yıkama sonucunda attığına dair e-mail attığını, bu tarihten önce sözlü veya yazılı bir başvurunun olmadığını, dava konusu ayıbın gizli ayıp olduğu kabul edilse bile tacir olan davacının 8 gün içinde malı incelemesi, yıkama testlerini yaptırması ve bir ayıp meydana geldiyse ihbarda bulunması gerektiğini, ancak davacının süresi içerisinde yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ürünlerinde herhangi bir ayıbın bulunmadığını, davacının hangi şartlarda test yaptırdığının belli olmadığını, taraflarına test raporu veya ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin gönderilmediğini, bu teste konu ürünlerin Müvekkiline ait olup olmadığı, hangi koşullarda test yapıldığı gibi konularında muğlak olduğunu, Müvekkilinin ürettiği fermuarların kürsörlerinin çok hassas bir boya olan alçı boyama tekniği ile boyandığını, bunun tamamen davacı şirketin talep ettiği bir boyama tekniği olduğunu, kürsörlerin alçı boyama ile boyanacağı bilgisinin sipariş esnasında davacı şirkete gönderilen Maillerde belirtildiğini, bu boya tekniğinin yıkamaya karşı garantisinin olmadığı, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte ürünlerde ayıp olduğu varsayılsa bile ürünlerde boya kaplamasından ötürü bir garanti verilmediğinin, sipariş esnasında ve daha sonrada davacı şirkete bildirildiğini, kaldı ki bu durumun bildirilmesine dahi gerek olmadığını, tekstil piyasasında bilinen bir husus olduğunu, müvekkili şirketin üretip teslim edemediği aynı parti ürünler üzerinde akredite ve bağımsız bir kuruluş olan …. Laboratuvarlarında test yaptırıldığını, 30 derecede yıkanan fermuar ve kürsörlerde herhangi bir boya atmasının olmadığını, bu hususun da ürünlerin ayıplı olmadığını ispat ettiğini, davacı şirketin ….. Tekstil firmasından temin ettiği kürsörlerde boya atması olmadığını belirtmişse de bu kürsörler ile müvekkili şirketten sipariş edilen kürsörlerin birbirinden farklı olduğunu, bu kürsörlerin galvanic kaplama tekniği ile boyandığını, müvekkilinin ürünlerinin ise belirttikleri gibi alçı boyama tekniği ile boyandığını, dolayısıyla iki ürünün karşılaştırılabilmesinin mümkün olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmaması ve esasen ürünlerin ayıplı olmaması sebebiyle müvekkili şirketten ayıp nedeniyle herhangi bir bedel talep edilmesinin yasal bir dayanağının bulunmadığını, davanın reddinin gerektiğini talep etmiştir.
Birleşen dosya davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirketin 1993 yılından beri fermuar ve fermuar aksesuarları üretimi ile iştigal eden sektöründe tanınmış ve saygın bir kuruluş olduğunu, 30 yıla yakın süredir, sektörde son derece güvenilir çalışan, 1000’in üzerinde devamlı müşterisi olan bir şirket olduğunu, davalı firmanın müvekkili şirkete fermuar siparişi verdiğini ve taraflar arasında yapılan ticaret nedeniyle müvekkili şirketin cari hesap ve faturalardan kaynaklanan toplam 16.757,70 TL alacağının doğduğunu, söz konusu alacağın ödenmesi amacıyla davalı firmaya Beyoğlu ….. Noterliğinin 03.07.2020 tarihli ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderildiğini, ancak verilen cevapta, davalı firma ürünlerde ayıp mevcut olduğuna dair bir takım asılsız itamlarda bulunulduğunu ve borcunu ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine davalıya İzmir ….. İcra Müdürlüğünün …… E. numaralı icra takibi dosyası vasıtasıyla ödeme emri gönderildiğini, davalının ödeme emrine haksız bir şekilde itiraz ettiğini, davalı firmanın, ürünlerde ayıp bulunduğu iddiası ile Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. sayılı davasını açmış olup, yapılan yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda, davalı firmanın satın aldığı ürünleri kontrol etmediği ve gerekli yıkama testlerini yaptırmadığını, bu haliyle davacı şirketin TTK hükümleri uyarınca sorumluluğunu yerine getirmediği ve basiretli bir tacir gibi davranmadığının tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle davalı tarafça İzmir ….. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalının %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı müvekkili şirketin ……. Tekstil Ltd. Şti. ile davacı şirket …… Fermuar Ltd. Şti. arasında devamlı bir ticari ilişkinin bulunduğunu, ……. Tekstil, giyim ürünleri üretimi ile uğraşmakta olup bu ürünler için fermuar alımına …… Fermuar’dan gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket tarafından 2020 yılı başında fermuar satın alımı için davacı şirkete sipariş verildiğini ve davacı şirketin 09.01.2020 tarihinde göndermiş olduğu E-posta ile teslimat tarihinin 20.03.2020 olacağı hususunda mutabakata varıldığını, fakat davacı şirketin, bu tarihte yalnızca kısmi ifada bulunduğunu ve bir kısım ürünün(4.281 adet fermuarı) müvekkili şrkete teslim ettiğini, taraflar arasındaki yazışmalarda karşı tarafın 20.03.2020 tarihinde pandemi nedeniyle üretimi durdurduklarını ve mücbir sebep kapsamında kalan kısmın ifa edilemeyeceğini belirttiklerini, dava konusu satış ilişkisinde ürünlerin teslimat tarihinin 20.03.2020 olarak belirlenmiş olduğundan, bu tarihte üretimin durdurulmuş olmasının söz konusu satış ilişkisi için mücbir sebep teşkil etmeyeceğinin açık olduğunu, karşı tarafın üretime ara verildiğini beyan ettiği gün teslim etmiş olması gereken ürünlerin teslim edilmemesi için salgından faydalanmaya çalışıyor olmasının kabul edilemez bir durum olup karşı tarafın kötü niyetini ortaya koyduğunu, satış sözleşmesine İstinaden teslimi gerçekleştirilen bir kısım ürünün ise ayıplı çıktığını, müvekkili şirket satış sözleşmesine istinaden teslim edilen bir kısım fermuarı, üretmiş olduğu tekstili ürünlerine dikerek ürettiği ürünleri, satış sözleşmesi yapmış olduğu üçüncü kişiye teslim ettiğini, fakat üçüncü kişi alıcının ürünlerini 30 derece sıcaklıkta ve 15 dakika süre İle ev tipi yıkaması yapıldığında fermuarlarda ciddi bir defarmasyon gerçekleştiği bilgisini verdiğini, bu hususta karşı taraftan alınan ayıplı malların onarılması için müvekkili şirketin yapmış olduğu masrafın 10.488,00TL KDV olduğunu, karşı tarafın, satmış olduğu malların ayıplı olduğunu kabul etmemesi üzerine …. Üniversitesi Tekstil ve konfeksiyon Araştırma-Uygulama Merkez Deney Laboratuvarlar’ından bir komisyon raporu alınmış olup, Bakırköy ….. Asliye Ticaret mahkemesinin ….. E. sayılı dosyasında dava dilekçeleri ekinde sunulu olan bu raporda söz konusu ürünlerin ayıplı olduğunu açıkça ortaya koyulduğunu, bu nedenlerle Mahkemede görülmekte olan bu davanın Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. sayılı dosyası ile birleştirilmesini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E. sayılı dosyasında görülen davadaki talepleri ve işbu Mahkemede görülmekte olan davada davacı tarafın talep ettiği tutarlar arasında takas işlemi uygulandığı takdirde davacı tarafın müvekkili şirkete 9.626,70 TL borcu kaldığından müvekkili aleyhine açılan işbu haksız davanın edine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava fermuar ürünlerinin siparişinden kaynaklı temerrüt ve ayıp nedeniyle tazminat davası, birleşen dava fermuar ürünlerinin siparişinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Asıl dosya yönünden davacının davalıdan 2020 yılı başında fermuar alımı yaptığını, teslimat tarihinin 20.03.2020 tarihi olmasının kararlaştırıldığı, davalının 4281 adet fermuar ürününü davacıya teslim ettiğini, pandemi sebebiyle kalan kısmi ifa edemeyeceğini belirttiğini, teslim tarihi olan 20.03 2020 tarihinde üretimin durdurulmuş olmasının mücbir sebeb teşkil etmeyeceğini, davalının temerrüte düştüğünü, davacının fermuar ürünlerini başka bir yetkili satıcıdan almak durumunda kaldığını, bu ürünler için 13.942 TL +kdv daha fazla ödeme yaptığını, davalının bu zararı karşılaması gerektiğini, davalı tarafça teslimi gerçekleştirilen bir kısım ürünün ayıplı çıktığını, davacının teslim edilen fermuarları dikerek ürettiği ürünlerini satış sözleşmesi yaptığı 3. Kişilere teslim ettiğini, 30 derece sıcaklıkta 15 dakika ev tipi yıkama yapıldığında fermuarlarda ciddi bir defarmasyon gerçekleştiğini, ürünlerin iade alınarak fermuarların sökülmesi, kaplanması ve yeniden tekstil ürünlerine dikilmesine ilişkin ek masraf yapıldığını, ayıplı malların onarılması için 10.4888 TL+kdv talep edildiği, takas mahsup hakları kullanıldığında davalı tarafın 9.626,70 TL borcu olduğunu bu miktarın dava değeri olarak belirtilerek alacak talebinde bulunulduğu,
Davalı tarafın cevap dilekçesinde; davacı firmanın 16.000 adet fermuar siparişi verdiğini, bunlardan 4972 adetinin 13.03.2020 tarihinde teslim edildiğini, 06.03.2020 tarihinde 8134 adet daha fermuar siparişi verildiğini, bu siparişin teslim tarihi olarak 20.03.2020 tarihi üzerinde anlaşıldığını, ancak pandemi nedeniyle 20.03.2020 tarihinde geçici olarak faaliyete ara vermek durumunda kaldığını, ürünlerin imal edilmiş olmasına rağmen teslim edemediğini, covid-19 pandemi mücbir sebebi nedeniyle teslimin yapılamadığını, davalının 20.03.2020 tarihinde işyerini geçici bir süre kapatma kararı aldığını, ürünlerin işyerinin kapalı olması nedeniyle teslim edilemediğini, mücbir sebeb nedeniyle kendisine kusur yüklenemeyeceğini davalının 13.942TL +kdv talebinin yerinde olmadığını, ürünlerin ayıplı olmadığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, ürünlerin 13.03.2020 tarihinde teslim edildiğini, 2 ay sonra 14.05.2020 tarihinde kürsördeki boyanı yıkanma sonucu attığına ilişkin email geldiğini, bu tarihten önce yazılı ve sözlü başvurunun olmadığını, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, ürünlerde ayıp olmadığını, teste konu ürünlerin davacı ürünü olup olmadığının hangi koşullarda test yapıldığının muğlak olduğunu kürsördeki boyanın çok hassas bir boya olan “alçı boyama” tekniği ile boyandığını, bu boyamanın tamamen davacını talep ettiği bir boyama tekniği olduğu, bu boya tekniğinin yıkamaya karşı garantisi olmadığını, ürünlerde boya kaplamasından ötürü bir garanti verilmediğinin sipariş esnasında ve daha sonra davacı tarafa bildirildiğini, İntertek labaratuvarında test yapıldığını, kürsörde herhangi bir boya atması olmadığını, ….. Tekstil firmasından talep edilen “galvanic kaplama”nın “alçı boyama” tekniğinden farklı olduğu bu iki ürünün karşılaştırılmasının mümkün olmadığını ayıp nedeniyle herhangi bir bedel talep edilemeyeceğini davanın reddini talep ettiği,
Asıl davaya konu uyuşmazlığın; Taraflar arasında sipariş sebebi ile davacının davalıya kaç adet fermuar siparişi verdiği, siparişin ne kadarının ne zaman teslim edildiği ne kadarının teslim edilmediği, ayıplı olduğu iddia edilen fermuarların nerede bulunduğu, ayıp iddiası sebebi ile dava dışı 3. Bir firmadan alınan ürünlerin kaç adet olduğu ve nekadar ödeme yapıldığı, teslim edilmeyen ürünlere ilişkin mücbir sebep savunmasının yerinde olup olmadığı, teslim edilen ürünlerde ayıp varsa niteliği, davacının ayıp ihbarlarını süresinde yapıp yamadığı, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği fermurlar ile bir kısım teslim edilmeyen fermuarları başka bir firmadan temin etmesinden kaynaklı davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa alacak miktarı, davalıdan olan borcundan mahsup edilerek hesaplanmasına yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen dava dilekçesinden özetle; davacı tarafın fermuar siparişinden kaynaklı cari hesap alacağı talebinde bulunduğu, alacağın ödenmesi için ihtar çekildiğini, davalı tarafa ödeme emri gönderildiğini, itirazın iptalini talep ettiği,
Cevap dilekçesinden özetle; takas talebinde bulunulduğu, davacının temerrüdünden kaynaklı zarar talebinin olduğu, ayıplı ifadan kaynaklı satılanın onarılmasına ilişkin masrafların karşılanmasının talep edildiği, davanının reddinin talep edildiği,
Birleşen davaya konu uyuşmazlığın; Davacı ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişkide açık hesap nedeniyle davacı şirketin davalıdan 16.757,70-TL alacaklı olup olmadığı ve davalı şirketin İzmir …. İcra Dairesi’nin …… Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesi talebi hususları olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesinin, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme türü olduğu, buna göre yüklenicinin, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorunda olduğu, TBK’nın 475. maddesine göre, yapılan şeyin, iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı oranda kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibinin, o şeyi kabulden kaçınabileceği veya yükleniciden zarar ve ziyanının tazmin edilmesini isteyebileceği, eserdeki ayıbın, önemli olmaması halinde iş sahibinin, işin kıymetinin noksanı oranında fiyatı tenzil edebileceği veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını da isteyebileceği, TBK’nın 474. maddesi ayıp nedeniyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenlendiği, buna göre açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek, ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunduğu, ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılacağı, bu halde iş sahibinin ancak eserin ayıplı olduğunu ispat ile ödeme yükümlülüğünden kurtulabileceği, bunun içinde ayıp ihbar koşulunu yerine getirmiş olması gerektiği, eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının varlığının her türlü delille ispat edilebileceği, burada ayıp ihbar süresinin ayıbın açık ayıp, gizli ayıp niteliğine göre değişmekte olduğu, açık ayıbın, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıbın ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade ettiği, yüklenicinin açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerektiği, aksi halde yüklenicinin ihtirazî kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakların yitirileceği, sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerektiği, aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı ve ayıba bağlı hakların düşeceği kabul edildiği,
Asıl ve birleşen dosya kapsamında, talimat yoluyla tekstil bilirkişi ile mali müşavir bilirkişiden davacı kayıtları üzerinden rapor ve ek rapor alındığı, davalı kayıtları üzerinde de mali müşavir , tekstil mühendisi ve nitelikli hesaplama uzmanından oluşan heyetten rapor alındığı, bu iki raporun birbiriyle uyumlu olduğu,
Taraflar arasında sipariş sonucu verilen alçı boyama tekniği ile boyalı fermuarlar nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, alınan son raporda tekstil bilirkişinin, …… Fermuar şirketinden örnek olarak 4 adet davaya konu fermuar numunesini aldığı, bunları 30 derecede 23 dakika ev yıkamasına tabi tuttuğu, kürsörlerde bariz dökülme ve defarmasyon görülmemekle birlikte hareketli elçiğin kafa ile birleştiği yerde bir miktar soyulmanın olduğunun tespit edildiği, bilirkişi tarafından bunun makul olarak değerlendirildiği, ….. Üniversitesi raporunda ….. marka fermuar kürsörünün 30 derece 30 dakika yıkaması sonucunda yer yer dökülme ve defarmasyon olduğunun belirtildiği, davalının dayandığı İntertek testi sonucunda 30 derece 30 dk normal yıkama ve sererek kurutma sonucunda orta seviyede elçik ve kafanın boya renginin attığının, dökülme ve defarmasyonun meydana gelmediğinin tespit edildiği, askı kaplama tekniği ile üretilen fermuarlar için ürünün üretimi esnasındaki uygulanacak yıkama prosesleri için genellikle garanti verilmediği, ev yıkaması için garanti verilebildiği, tek ev yıkamasında fermuar kaplamasında meydana gelen bariz defarmasyon ve dökülmelerin normal bir durum olmayacağının söz konusu ayıpların gizli ayıp olacağının raporda belirtildiği, ancak bilirkişi tarafından bu tespit ile birlikte mevcut durum itibariyle dosya münderecatından davacıya sevk edilen fermuarların ayıplı olduğunun tespit edilemediğinin belirtildiği, raporda davacı firmanın ayıp nedeniyle onarım işlem maliyet tutarının hesaplandığı bunun 4.880,29 TL olduğunun belirtildiği, davacının dava dışı ….. firmasından aldığı fermuarların davacıdan alınan fermuarlardan farklı özellikte olduğunun belirtildiği, asıl ve birleşen dosya yönünden bilirkişi raporunda mali hesaplamaların değerlendirildiği,
Mahkememizce asıl ve birleşen dosya kapsamında tarafların dayandıkları ve aldıkları raporların içerikleri, talimat yoluyla alınan raporlar ve dosya kapsamında Mahkememizce alınan rapor rapor içeriği birlikte değerlendirildiği, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi olduğu, tarafların “askı kaplama” yapılması hususunda anlaştığı, askı kaplamanın, galveniz kaplamaya göre sürtünmelere dayanımının daha az ve fiyat olarak daha uygun olduğunun anlaşıldığı, alçı boyamanın tanımlaması ile askı at siyah boyama tanımının aynı olduğu, askı kaplamalara üretim esnasında yıkama işlemleri için genellikle garanti verilmese de ev yıkamasında garanti verilebildiği, tek ev yıkama sonucu fermuarlarda bariz şekilde dökülme ve defarmasyon olmasının normal bir durum olmayıp gizli ayıp niteliğinde olduğu, gerek tekstil bilirkişi tarafından yapılan örnek yıkama gerek tarafların dayandıkları raporlardaki sonuçlar dikakte alındığında Mahkememizce davalı …… fermuar tarafından üretilen alçı kaplamı fermuar ürünlerinin soyulma renk atma dökülme nedeniyle gizli ayıplı olduğunun Mahkememizce değerlendirildiği,
Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi olduğundan davacı ……. şirketi tarafından yapılan ayıba ilişkin mailin süresinde yapılan ayıp ihbarı olarak değerlendirildiği, davacı ……. şirketi tarafından ayıplı ürünlerin onarımına ilişkin 4.880,29 TL masrafın davalının açık hesap alacağından düşüldüğü, bununla birlikte taraflar arasında teslim edilemeyen diğer fermuar ürünlerinin teslim tarihinin covid 19 pandemi süresinde denk geldiği, pandemi sürecinde kapanmalar olduğu, covid pandemisinin mücbir sebeb niteliği, bu nedenle davalı …… fermuar şirketinin temerrüde düşmediğinin kabul edildiği,
Davacı ……. Tekstil şirketinin dava dışı …. şirketinden teslim aldığı ürünlerin başka bir boyama tekniği ile boyalı olduğu, galvaniz boya tekniğinin davalı taraf ile anlaşılan alçı boya tekniğinden daha pahalı olduğu, davalı …… Fermuarın temerrüde düştüğü kabul edilmediğinden 3. Şirkete yaptırılan boya işlem ücretinin davacı taraftan talep edilemeyeceği,
Sonuç olarak, icra takip tarihinde taraf kayıtlarından …… fermuar şirketinin alacak miktarının 16.757,70 TL olduğu bu miktardan 4.880,29 TL’nin mahsup edilmesi gerektiği, bu durumda davalı …… Fermuar’ın alacak miktarının 11.877,41 TL olacağı, asıl dava yönünden davacının harca esas değer dikkate alınarak davacı ……. şirketinin alacak miktarının olmayacağı aksine borcunun olduğu, birleşen itirazın iptali davası yönünden ise takas mahsup talebi de dikkate alınarak …… Fermuar’ın 11.877,41 TL alacaklı olduğu kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A. Asıl dosya olan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosya yönünden;
1- Davacının alacak talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 54,40.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik kalan 26,30.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,

B: birleşen dosya olan İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası yönünden;
1- Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının İzmir ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin, takipte talep edilen 11.877,41 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında ticari temerrüt faizi işletilmesine,
2- davaya konu talebin yargılamayı gerektirdiği, likit olmadığı icra inkar tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 811,35.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 202,39.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 608,96‬.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30.-TL başvurma harcı ile 202,39.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 61,6‬0.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 43,66.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.880,29‬TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
9-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 935,49.-TL’sının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bakiye kısmın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır