Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/46 E. 2020/57 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/46 Esas
KARAR NO : 2020/57

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 17/01/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 10/04/2019 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; müflis şirket hakkında Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin …… E. …… K. sayılı kararı ile 26.10.2016 tarihinde iflas kararı verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin Denizli … İcra Müdürlüğünün …… İflas sayılı dosyasından iflas idaresi üyeleri……, ….. tarafından yürütüldüğünü, müflis şirkete ait birtakım malların Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün….. Talimat sayılı dosyasından haczedilerek …. Mah. ….Sokak No:…. Büyükçekmece/ İstanbul adresinde mukim … yediemin deposuna teslim edildiğini, Denizli ….. İflas Müdürlüğünün …. İflas sayılı dosyasından, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün…. Talimat sayılı dosyasına “Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. Talimat sayılı dosyasından haczedilerek … yediemin deposuna bırakılan müflise ait malların fiilen tespitlerini yapılarak muhafaza altına alınmasına, satışa esas olmak üzere kıymet takdirlerinin yapılmasına, kıymet takdiri raporları ile tanzim edilecek haciz tutanağının gönderilmesi” hususunda talimat yazıldığını, Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. Talimat sayılı dosyasından 27.01.2018 tarihinde talimat gereği tespit işlemi için yediemin deposuna gidildiğinde “yediemin deposunun iki ayrı farklı depolarda olduğunun görüldüğü, gelinen ilk depoda yediemin beyanına göre 80 ton mal bulunduğu, 2. Depoda sayım ve tespit yapılmaması sebebiyle ne kadar mahcuz mal bulunduğu anlaşılmadığı, yediemin sorumlusu tarafından, “mahcuz mallar uzun süredir depomuzda kalmıştır, bir kısım mallar neme bağlı olarak çürümüştür.” şeklinde beyanda bulunduğunun görüldüğü, iflas masası vekili olarak tespit tutanağında, bilirkişi ataması ile ne kadar mahcuzun zarar gördüğü, ayrıca kıymet takdirinin de yaptırılması yönünde beyanda bulunulduğunu, mahcuz malların, niteliği, hassaslığı ve iplik olduğu, teslim tarihinde yediemin tarafından bilindiğini, yedieminin muhafaza görevini ifa edeceği depo ya da mağazası rutubetli ve malları koruyamayacak durumda ise yedieminin malın muhteviyatı gereği kendi şartlarının uygun olmadığını düşünüp malları kabul etmemesinin gerekli olduğunu, ayrıca malların nemden dolayı çürüdüğünü fark edip en kısa sürede icra dairesine konu ile ilgili bilgi vermesinin gerektiğini, yediemin tarafından icra müdürlüğünce tespite gidildiği tarihe dek muhafaza yapılan dosyaya ya da talimat dosyasına herhangi bir bilgi verilmediğini, talimat icra müdürlüğü tarafından 26.03.2018 tarihinde yediemine gidildiğini, yediemin vekili Av…….’nın “Bir kısım mahcuz malların bulunduğu depo olan ve bu malların da konulduğu depo adresinden bir hırsızlık olayı yaşandığını, buna ilişkin savcılığa şikayetlerinin olduğu ve yine buna ilişkin 04.12.2017 tarihli ….. Polis Merkezi Amirliği’nin tutanağının bulunduğu tahkikatın devam ettiğini, soruşturma numarasının ….. olduğu beyan edilmiştir.” şeklinde beyanda bulunduğunu, yedieminin hırsızlıkla ilgili beyanı 26.03.2018 tarihli tespit tutanağında yer aldığını, aradan 4 ay geçmesine rağmen yaklaşık 200 ton malın çalındığının yediemin tarafından icra dairesine bildirilmediğini, görüldüğü üzere davalı yediemin 04.12.2017 tarihinde hırsızlık olayı olduğunu belirtmekte iken bu tarihten sonra gidilen ilk tespitte malların sadece neme bağlı olarak çürüdüğünü beyan ettiğini, yedieminin beyanları arasında çelişki ve tutarsızlık bulunduğunu, kaldı ki kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için malların çalındığı kabul edilse de bu durum yedieminin tazmin sorumluğunun önüne geçmeyeceğini, ayrıca 26.03.2018 tarihinde yapılan tespit işleminde toplam 2.877 çuval muhtelif cins ipliğin yerine halihazırda 415 çuvalın olduğu, 2.462 çuval ipliğin yerinde olmadığının tespit edildiğini, hangi sebeple olursa olsun birçok kamu alacağının da alacaklısı olduğu müflisin iflas masasına intikal eden 200 ton malının icra dairesince görevlendirilen ve mal teslimi yapılan yediemin tarafından bulunamadığını, malların yok olmasının masa zarararına sebebiyet verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.000,00 TL’nin malların yediemine teslim tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalıdan tazminine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yüklenilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya Büyükçekmece….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. esas ….. karar sayılı görevsizlik kararıyla gelmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir.
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir.
Mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından re’sen gözetilir.
Dosya kapsamı incelendiğinde davacının arabuluculuğa başvurduğuna ilişkin dosyaya yansıyan hiçbir bilgi, belge, delil bulunmadığı, davanın da mahiyeti gereği arabuluculuğa tabi olduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/2 yollaması ile TTK’nun 5/A maddesi ve HMK’nun 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40.-TL harcın, vezneye peşin yatırılan 5.123,25-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 5.068,85.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 17/01/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır