Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/449 E. 2021/843 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/449 Esas
KARAR NO : 2021/843

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı ile müvekkili şirket arasında cari hesap ve faturadan kaynaklı borç ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkiline 352.359,79 TL asıl alacak ve asıl alacağa işleyen faiz borcu bulunduğunu, davalı tarafından borçlu aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlu tarafından borca haksız olarak itiraz edildiğini, devam edecek dava süresinde müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması adına öncelikli olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, alacağının likit belirlenebilir olduğu dikkate alınarak takip alacağının %20’sindan az olmamak üzere borçlunun icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini, itirazın iptali ve takibin kaldığı yerden devamına, takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacının huzurdaki dava ile mevcut tüm talepleri zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ham madde temini konusunda ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili şirket ürün imalatı konusunda ihtiyaç duyduğu deri ham maddesini davacı şirketten temin ettiğini, davacı şirket tarafından tedarik edilen ve ham madde olarak davalı tarafa satışı yapılan deri, müvekkili tarafından işlenerek çeşitli ürünler imal edildiğini ve üçüncü kişi firmalara bu ürünlerin satıldığını ancak davacı şirket tarafından temin edilen ham maddelerin kalitesinde ciddi sorunlar yaşanması nedeniyle müvekkili firma tarafından bu ham maddeler kullanılarak imal edilen ürünlerde sorunlar oluştuğunu, mallar üçüncü kişi firmalar tarafından iade edildiğini, yaşanan bu gelişmeler davacı şirkete bildirilmesine rağmen herhangi bir şekilde telafisi yapılmadığı gibi alacağın tahsili amacıyla doğrudan icra takibi başlatıldığını, derilerin kalitesinin düşük olması nedeniyle müvekkili şirket piyasaya mal tedarik ettiği üçüncü kişi firmalar ile ciddi sorunlar yaşadığını, esasen davacı şirket tarafından ürünlere ilişkin faturalar kesildiğini, bahsi geçen faturalara konu ürünlerin sonradan ayıplı nitelikte ürünler olduğunu, davalı şirketin talep konusu yaptığı alacak miktarı ihtilaflıdır ve yargılamayı gerektirdiğini, mevcut ürünler nedeniyle müvekkilinin zor durumda kaldığını, ürünler ile ilgili mesai ve emek kaybı oluştuğunu, bu durum şirket açısından maddi zararı ortaya çıkardığını, tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacı şirketin basiretli bir tacir olarak hareket etmediğini, ürünlere ilişkin sorumlulukları olmasına rağmen herhangi bir sorumluluk kabul etmediğini,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava, cevap, ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasının örneği incelendiğinde; alacaklı …….. Deri tarafından, 21.02.2020 tarihinde borçlu ……. Deri ve Tekstil AKS. San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine cari hesap/kaynaklı 352.359,79 TL asıl alacak olmak üzere toplam 352.359,79 TL’ninyıllık 913,75oranında avans faizi ile tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 06/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 11/03/2020 tarihli dilekçesi ile icra takibine ve borcun tamamı ile ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafından davalı tarafa 03.01.2019 — 13.12.2019 tarihleri arasında ham madde niteliğinde deri satışı yapıldığı, söz konusu ticari ilişki kapsamında ödenmeyen bakiye satış bedelinin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından ise satın alınan ham maddenin kalitesinin düşük olduğunu, ayıp nedeniyle ödeme yapılmadığı savunmasında bulunmuştur.
Bu kapsamda taraflar arasında ticari ilişki ve alınan malların teslimi ve bakiye bedelin ödenmemesi noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık ticari satıma konu malların ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya Borçlar Kanunu (BK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/c). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23 hükmü de uygulanacaktır. TTK 23/c maddesi uyarınca; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmünün amir olduğu ve Borçlar Kanunun 223 maddesi uyarınca; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” ve aynı kanunun 231. Maddesi uyarınca; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar……” hükmünün amir olduğu anlaşılmıştır.
Bu hükümler uyarınca; açık ayıpların 2 gün içerisinde, gizli ayıpların 8 gün içerisinde bildirilmesi gerektiği, eğer gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 223. Maddesi uyarınca alıcı durumu derhal satıcıya bildirmelidir. BK 231. Madde uyarınca ise gizli ayıp sonradan ortaya çıksa dahi malın tesliminden itibaren 2 yıl içinde dava açma hakkının kullanılması gerektiği aksi halde dava hakkının zamanaşımına uğrayacağı açıktır.
Bu yasal düzenlemeler uyarınca ayıp iddiasında bulunan davalı alıcı, ayıp bildirimine ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunmadığı gibi, ayıplı olduğunu iddia ettiği ve kendisine teslim edilen ürünleri de bilirkişinin incelemesine sunmamıştır. Dolayısıyla ayıp iddiası ispata muhtaç olup, davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Mali müşavir bilirkişi eliyle tarafların ticari defterleri incelenmiş ve her iki tarafın kayıtlarının birbirini teyit ettiği, icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 352.359,79 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu tespitler ışığında davacı tarafın davasının kabulüne, haksız itiraz nedeni ile İİK nun 67/2 maddesi gereğince alacağın likit olması itirazın haksız olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile TAKİBİN AYNEN DEVAMINA,
Asıl alacak miktarı olan 352.359,79TL’nin % 20’ si oranına isabet eden 70.471,95TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 24.069,69-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 4.255,63TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 1.761,80-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 18.052,26-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 4.255,63-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 3.467,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 33.115,19 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır