Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/431 E. 2021/426 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/431 Esas
KARAR NO : 2021/426

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalının müvekillerine ev satmayı vaad ettiğini, müvekkilleri adına kredi başvurusu yapacaklarını söylediklerini, kredi çıktığını söyleyerek 6.500,00 TL istediklerini, müvekillerinin ev almaktan vazgeçtiğini söylemesi üzerine daha önce imzalatmış oldukları senedi öne sürerek 10.000 TL borçlu olduğunu söylediklerini belirterek müvekillerinin davalıya borçlu olmadığının tespiti talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davacıya verdiği gayrimenkul danışmanlık hizmetinden dolayı davacının senet verdiğini dolayısıyla davacının kendilerine borçlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Büyükçekmece …… Asliye Mahkemesinin 29/01/2020 tarih ….. Esas …. Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş olup, davanın bonodan kaynaklanması nedeni ile mahkememizin görevli mahkeme olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; davalının kendisine konut satmayı vaad ettiği ve adına kredi başvurusu yapılacağının söylendiği, 10.000 TL’lik senet imzalattıklarını, önce kredinin çıktığını söylediklerini, daha sonra masraf olarak 6.500 TL istediklerini ve bu para talebi üzerine ev almaktan vazgeçtiklerinden bahisle verdikleri 10.000 TL’lik bono ve bu bono dayanak yapılarak başlatılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu bulunmadıklarının tespiti istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevabında; davacının gayrimenkul danışmanlık hizmetleri verdiğini gayrimenkul kiralama ve satış işleri yaptığını, söz konusu gayrimenkul alımı için davacının kredi başvurusunda bulunacağını ve aksi halde kendileri ile yapmış oldukları hizmet karşılığında senet vereceğini söylediğini ve taraflar arasındaki anlaşma sonucunda senedin düzenlendiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Dava konusu icra takibinin dayanağı bononun incelenmesine; tanzim tarihinin 20/03/2018, vade tarihinin 20/04/2018 olduğu, düzenlenme yerinin Büyükçekmece olduğu, tanzim edeninin davacı lehtarının ise davalı olduğu, meblağının 10.000 TL olduğu ve bonoda malen kaydı bulunduğu görülmüştür.
Davalının yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılmakla Uyap sisteminden çıkartılan nüfus kaydında mirasçıları olarak görünen eş ve çocuklarına tebligat yapılarak (çocuklarının küçük olması nedeni ile asaleten ve velayeten sadece eşine tebligat yapılmıştır) davaya dahil edilmişlerdir.
Taraflarca gösterilen ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Senede karşı senetle ispat kuralı uyarınca HMK’nun 201.maddesi uyarınca tarafların tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusu; dava konusu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu bulunup bulunmadığı, davalının iddia ettiği gayrimenkul danışmanlık hizmeti verip vermediği, senedin iptal edilmesinin gerekip gerekmediği olarak saptanmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; dava konusu icra takibinin dayanağı bono olup, kıymetli evraklardan olan bonolar illetten mücerret ise de, davacının tanzim eden davalının ise lehtar olması nedeni ile taraflar arasında temel ilişki bulunduğundan, davacının temel ilişkiden kaynaklanan tüm defi ve itirazları ileri sürmesi mümkündür. Dava konusu senette malen kaydı bulunmakla senedin mal satışı için düzenlendiği yönünde bu ibareye karşın her iki tarafça da bononun düzenlenme sebebi talil edilmiş ve bononun gayrimenkul satışı için aracılık amacı ile düzenlendiği ileri sürülmüştür. Böylelikle davalı tarafça da bononun bu amaçla düzenlendiği kabul edildiğine göre, temel ilişki uyarınca gayrimenkul satışı konusunda danışmanlık hizmeti/aracılık hizmeti verildiğinin genel ispat kuralları doğrultusunda davalı tarafça ispat edilmesi gerekir iken davalı tarafça bu hizmetin verildiğini ispat edecek şekilde bir yazılı delil veya başkaca kesin delil sunulmamış, mahkememizce tanık dinlenilmesi de HMK’nun 201.maddesindeki açık hüküm karşısında caiz görülmemiş ve bonoda alacaklı görünen davalının bu alacağını ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne, davalı alacaklı tarafın kötüniyeti sübut bulmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davacının davalılara Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı icra takibi ve takip dayanağı olan 20/04/2018 vade tarihli 10.000 TL bedelli bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine,
Takip dayanağı bononun iptaline,
Davalılar murisinin kötü niyeti sübut bulmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 831,75.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 207,94.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 207,94.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 128,60.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır