Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/422 E. 2021/528 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/422 Esas
KARAR NO : 2021/528

DAVA : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 02/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı banka tarafından limit içi kesin teminat mektubu düzenlenerek müvekkile verildiği müvekkile yaklaşık 20 sene önce verilen teminat mektubunun mahiyeti ile ilgili ne müvekkil nezdinde ne de davalı banka nezdinde herhangi bir veri veya bilgi edinilemediğini, mektubun muhataba verilip verilmediği muhatabının olup olmadığı ile ilgili bilgiler de mevcut olmadığını, müvekkil davalı banka nezdinde teminat mektubunun bağlı bulunduğu hesabın kapatılması ve komisyon kesilmemesi için talepte bulunduğu müvekkilin iş bu talebi banka tarafından olumsuz karşılandığı ve teminat mektubunun iade edilmesi gerektiğini, banka komisyon tahsilatı yapmaya devam ettiğini, teminat mektubuna konu risk de ortadan kaldığı teminat mektubuna konu riskin gerçekleşme ihtimali de bulunmadığını, teminat mektubunun zamanaşımına uğradığını, beyan ederek kesin teminat mektubunun zayi olması ve zaman aşımına uğraması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı tarafa teminat mektubu verildiği ve müvekkil bankaya iade edilmeyen limit içi kesin teminat mektubu hakkında da davacının müvekkil bankaya karşı komisyon ve BSMV sorumluluğu devam ettiğini, davacı taraf teslim aldığını kabul ettiği söz konusu teminat mektubunu muhataba verip vermediğini bilmediği beyan etmekte ancak muhatap tarafından bir başvuru yapılmadığı sürece müvekkil bankanın da davacının mektubu muhataba verip vermediğini bilmesinin mümkün olmadığını, limit için kesin teminat mektubunun müvekkil bankaya iade edilmediği sürece nakde dönüşme riski ve müvekkil bankanın sorumluluğunun bulunduğunun zaman aşımı söz konusu olmadığını, teminat mektubunu zayi eden davacının sorumluluğu bulunmakta olduğu davanın açılmasına müvekkil banka sebebiyet vermediğini, bu sebeple davanın kabulüne karar verilse dahi yargılama giderlerinden müvekkil bankanın sorumlu olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kesin teminat mektubunun zayi olması nedeniyle iptali, teminat mektubunun zamanaşımına uğraması nedeniyle geçersizliği, teminat mektubunun hükümsüzlüğü, komisyon ve BSMV alınmaması talebine ilişkindir.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda davacının dava dilekçesi ile davalı banka tarafından limit içi kesin teminat mektubu düzenlenerek davacıya verildiği, davacıya yaklaşık 20 sene önce verilen teminat mektubunun mahiyeti ile ilgili ne davacı nezdinde ne de davalı banka nezdinde herhangi bir veri veya bilgi edinilemediğini, mektubun muhataba verilip verilmediği muhatabının olup olmadığı ile ilgili bilgiler de mevcut olmadığını, davacının, davalı banka nezdinde teminat mektubunun bağlı bulunduğu hesabın kapatılması ve komisyon kesilmemesi için talepte bulunduğunu, iş bu talebi banka tarafından olumsuz karşılandığını ve teminat mektubunun iade edilmesi gerektiğini, banka komisyon tahsilatı yapmaya devam ettiğini, teminat mektubuna konu riskin de ortadan kaldığını, teminat mektubuna konu riskin gerçekleşme ihtimali de bulunmadığını, teminat mektubunun zamanaşımına uğradığını, beyan ederek kesin teminat mektubunun zayi olması ve zaman aşımına uğraması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ettiği, davalının cevap dilekçesi ile davacı tarafa teminat mektubu verildiğini ve davalı bankaya iade edilmeyen limit içi kesin teminat mektubu hakkında da davacının davalı bankaya karşı komisyon ve BSMV sorumluluğunun devam ettiğini, davacı taraf teslim aldığını kabul ettiği söz konusu teminat mektubunu muhataba verip vermediğini bilmediği beyan etmekte ancak muhatap tarafından bir başvuru yapılmadığı sürece davalı bankanın da davacının mektubu muhataba verip vermediğini bilmesinin mümkün olmadığını, limit için kesin teminat mektubunun bankaya iade edilmediği sürece nakde dönüşme riski ve davalı bankanın sorumluluğunun bulunduğunu, zaman aşımı söz konusu olmadığını, teminat mektubunu zayi eden davacının sorumluluğu bulunmakta olduğu davanın açılmasına müvekkil banka sebebiyet vermediğini, davanın reddini talep ettiği,
Somut olayın incelemesinde mahkememizin görevli olduğu, davanın niteliği gereği menfi tespit istemi içerdiğinden arabuluculuk dava şartı itirazının yerinde olmadığı, iptali istenen teminat mektubunun TTK.’nın 645.maddesinde tanımlanan kıymetli evrak niteliğinde olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2008 tarih ve 2007/2728 Esas, 2008/4600 Karar sayılı ilamında da açıkça kabul edildiği, davacı tarafça kıymetli evrak niteliğinde olmayan teminat mektubunun zayi nedeniyle iptali istenemeyeceğinden davacının bu talebinin reddine karar verildiği, teminat mektubunun, mevzuatımızda açıkça düzenlenmediği, pozitif bir temele dayanmayan teminat mektubu kurumunun, ticari hayatın bir gereği olarak ve sözleşme serbestisi kapsamında vücut bulduğu, muhatap, lehtar ve garanti eden olmak üzere bünyesinde üçlü bir ilişki içeren teminat mektubunun, (doktrinde tartışmalar mevcut olmakla birlikte) esas olarak üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olması nedeniyle bir tür garanti sözleşmesi olduğu, 11.06.1969 Tarih 1969-4 Esas-1969-6 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da teminat mektubunun mahiyeti itibariyle BK’nın 110. maddesinde sözü edilen üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bir garanti sözleşmesi olduğu kabul edildiği, emsal yargı kararlarında da teminat mektubunun BK’nın 110. maddesi çerçevesinde bir garanti sözleşmesi olduğunun benimsendiği, banka teminat mektubu ile garanti eden bankanın, kayıtsız ve şartsız bir ödeme yükümlülüğü altına girmemekte, aksine üçüncü kişi durumunda bulunan lehtarın edimini ifa etmemesi ya da sair rizikoların ortaya çıkması halinde muhatabın uğrayacağı zararları teminat altına almayı amaçladığı, teminat mektuplarının vadeli (süreli) ya da vadesiz (süresiz) olarak düzenlenmelerinin mümkün olduğu, üzerinde belirli bir geçerlilik süresi bulunmayan teminat mektuplarının vadesiz oldukları, vadesiz teminat mektuplarında zamanaşımı süresinin, bu tür ilişkiler için yasalarda ayrı bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden 10 yıl olacağı, yine genel hükümler uyarınca bu sürenin, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacağı, teminat mektubunu düzenleyen banka yönünden borcun, riskin gerçekleşmesinden sonra bankadan ödeme talebinde bulunulmasıyla muaccel hale geleceği (Vahit Doğan, Banka Teminat Mektupları, 3. Baskı, s.234), mahkememize teminat mektubun ibraz edilmediği, bu nedenle teminat mektubunun tarihi süresiz olup olmadığı, riskin gerçekleşip gerçekleşmediği, teminat mektubunun zamanaşımına uğradığı hususunun davacı tarafça ispat edilemediğinden bu talebin reddine karar verildiği, teminat mektubun hükümsüzlüğü talebinin, teminat mektupları üçüncü kişinin fiilini taahhüt mahiyetinde bulunduğu ve zamanaşımı süresinde bankaya başvurulması halinde bankanın teminat mektubu bedelini tazmin edilmesinin sözkonusu olacağı, teminat mektubunun iptali veya hükümsüzlüğü davasının muhataba karşı açılması gerektiği, davacının teminat mektubundan dolayı sorumlu olmaması için, muhatabı tarafından iptali veya geri verilmesi, muhatabın teminat mektubundan dolayı bankayı ibra etmesi veya teminat mektubunun iptaliyle ilgili olarak kesinleşmiş mahkeme kararı sunması gerektiği, mektup muhatabının bulunmadığı bir davada teminat mektuplarının hükümsüzlüğü ve iptali talebinin dinlenmesinin mümkün olmadığı bu nedenle bu talebin pasif husumet nedeniyle reddine karar verildiği (emsal Yargıtay 11 HD ESAS NO: 2016/5845, KARAR NO: 2017/4926), teminat mektubunun halen geçerli olması sebebiyle davacının komisyon ve BSMV alınmaması yönündeki talebinin de yerinde olmadığından bu talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Açılan davada
a) davacının zayi nedeniyle iptal talebinin, teminat mektubunun zayi nedeniyle iptali istenemeyeceğinden davanın reddine
b) davacının, zamanaşımı nedeniyle teminat mektubunun iptali talebinin REDDİNE
c)Davacının teminat mektubunun hükümsüzlüğü talebinin, Pasif Husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
d) davacının Komisyon ve BSMV ‘alınmaması talebinin REDDİNE
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 54,40.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik kalan 4,9‬0.-TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.. 09/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır