Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/414 E. 2022/377 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/414 Esas
KARAR NO : 2022/377

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 30/12/2014 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Dava konusu olan Keşidecisi …… Taşıma Nakliyat Komisyon İnşaat Petrol Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olan …… bank ….. şubesine ait ….. çek nolu 29/04/2014 keşide tarihli 22.725 TL lik çekin müvekkileri olan … ile dava dışı ……. Şehiriçi Şehirlerarası Taşıma Nakliyat Komisyon İnşaat Petrol Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki ticari ilişkiden dolayı, müvekillerinin alacağına karşılık keşideci ……. Şehiriçi Şehirlerarası Taşıma Nakliyat Komisyon İnşaat Petrol Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından müvekkileri emrine keşide edildiğini, müvekkileri davacı şirket ortağı ve yetkilisi …’nın 21/03/2014 tarihli başından geçen hırsızlık olayı neticesinde dava konusu çeki çaldırdığını, çekle beraber başkaca çekler ve para vs bazı eşyalarında çalındığını, çekler ile ilgili çek iptal davası açıldığını, çek iptal davasında dava konusu çekin … tarafından ibraz edildiği, dava konusu çek ile birçok diğer çalınan çeklerde müvekkileri olan firmanın sahte ciro kaşesinin kullanıldığını, bir çok çekte davalılar ….. Ticaret … ve …… Enerji Kimyevi Maddeleri Turizm Emprime Sanayi ve Ticaret Limited şirketinin ciranta kaşelerinin bulunduğunu, bu durumun tesadüf olamayacağını, bu olaylar ile ilgili gerekli tüm başvuruları yaptıklarını, dava konusu çekte ciro silsilesinin kopmuş olduğunu, bu nedenle davalının yasal ve meşru çek hamili olmadığını, çekteki çalınma sonrası cirantalarla ticari faaliyetleri bulunmadığını, davalıların özellikle …’nun dava konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini, iktisapta ağır kusurunun bulunduğunu, …’nun müvekkilerini teyit için hiç aramadığını belirterek davanın kabulünü Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas sayılı ödeme yasağının devamını, dava konusu çekin davalılardan istirdatını, müvekkilerine iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.

MAHKEMEMİZİN 02/10/2017 TARİH VE 2014/1265 ESAS 2017/804 KARAR SAYILI KARARI İLE B.A.M. KALDIRMA KARARI:
Mahkememizin 02/10/2017 tarih ve ….. Esas ….. Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı tarafın istinaf yoluna başvurması neticesinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 11/06/2020 tarih ….. Esas …. Karar sayılı kararı ile;
“…Dava konusu çekin incelenmesinde, …. bank ….. Şubesinden verilen 22.750,25 TL tutarlı, 29.04.2014 keşide tarihli, keşidecesinin ….., lehtarının davacı ….. Gıda San ve AŞ olduğu, davacı lehtarın ilk ciranta davalıların ise sonraki cirantalar olduğu görülmektedir. dava; borçlu olmadığının tespiti ve istirdat davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde, dava konusu çekin hırsızlığa konu edildiği iddiasıyla, bu hususa ilişkin olarak Büyükçekmece CBS’nın …… sayılı hazırlık dosyası ilk derece mahkemesince istenmemiştir.
6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi delaletiyle çekler bakımından da geçerli olan aynı Yasa’nın 677. maddesi gözönünde bulundurulduğunda somut olayda çekteki lehdar ilk ciranta imzasının davacıya ait olmadığı iddia edilmekle, cironun sahteliği tespit edildiğinde her ne kadar davacı çek nedeniyle sorumlu olmaz ise de bu durum çekteki diğer ilgililerin imzasına bir halel getirmeyecektir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi, kendi hakkının varlığı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan ve cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son cironun beyaz ciro olması halinde dahi, yetkili hamil sayılacağı; aynı Yasa’nın 792. maddesi ise iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır. Buna göre; çek ister hamiline, ister emre yazılı olsun, çek hamili onu kötü niyetle ya da ağır bir kusuruyla iktisap etmiş olmadıkça, önceki hamilin elinden ne suretle çıkmış olursa olsun,onu geri vermeye mecbur değildir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin TMK’nın 903. maddesine paralel bir koruma sağlamaktadır. Buna göre, emre yazılı bir çek, herhangi bir şekilde önceki hamillerden birinin elinden çıktığı takdirde, çeki elinde bulunduran son hamile karşı,ancak,çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabilecektir. Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, -örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi-senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder.Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. (Poroy-Tekinalp,Kıymetli Evrak Hukuku Esasları.Genişletilmiş 15. baskı, sh.154 ve devamı ). Çekin, keşidecinin elinden rızası hilafına çıktığı iddiası, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Somut olayda davacı dava konusu çekin de içlerinde bulunduğu bazı çeklerin çalındığını, bu çeklerden keşidecisi …… Gıdı/……. olan ……. Şubesine ait 03.05.2014 keşide tarihli ve 9.191,00 TL tutarındaki çekin davacı müvekkili adına sahte ciro ile oluşturulduğu, bu sahte cirodan sonra da eldeki davanın davalıları olan şirketlerin cirolarının bulunduğu, yine aynı şekilde keşidecisi ….. Kebap Şti olan…… bank ……. caddesi Şubesine ait 25.04.2014 vade tarihli, 1.800,00 TL tutarlı çekin de müvekkilinden çalınan ve sahte cirolarla piyasaya sürülen çeklerden olduğu, bu çekte de eldeki davalıların davalılarından ……. Şti’nin cirosu bulunduğunu, bahsi geçen bu çeklere ilişkin olarak Bakırköy CBS’nin …… hazırlık sayısı ve Bakırköy CBS ….. hazırlık sayılı dosyaları ile suç duyurusunda bulunmuş olduğunu, dava dışı …… isimli bir şahsın müşteri çekleri parası ve kıymetli evraklarının çalınması üzerine, Küçükçekmece CBS’nın ……. sayılı dosyası üzerinden soruşturma sürdüğünü, bu dosyaya konu ….. bank AŞ …… Şubesine ait …. keşide tarihli, 1950,00 TL tutarındaki çeke ilişkin olarak davacı müvekkilinin de sahte şekilde oluşturulan cirosu bulunduğundan müvekkilinin de ifadeye çağrıldığını beyan etmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin bu dosyalara ilişkin hiçbir değerlendirme yapmadığı, akıbetini araştırmadığı, gerekçeli kararında da yargılamanın hiçbir aşamasında bahsi geçen soruşturma dosyası getirtilerek incelenmemiş, gerekçeli kararında ceza soruşturmasına hiç değinmemiş, bu delili hiç değerlendirmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının; tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyet­lerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, )
İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile dava konusu çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu çekin davacı tarafa iadesine karar verilmekle, birden fazla davalı bulunduğundan çekin hangi davalıdan istirdatına karar verildiğine ilişkin açık bir hüküm olmadığından infazda tereddüt oluşmaktadır. İlk derece mahkemesince çek uhdesinde bulunan son hamil kesin şekilde tespit edilerek, son hamil yönünden çek istirdatı koşullarının oluşup oluşmadığı, son hamilin kötüniyetli ve ağır kusurlu olup olmadığı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.” gerekçeleriyle hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit ve çek istirdatı davasıdır.
Davacı tarafça; uyuşmazlık konusu …. Bankası …. Şubesine ait ….. çek numaralı, 29/04/2014 keşide tarihli 22.725 TL bedelli keşidecisi ……. Şehiriçi Şehirler arası Taş. Nak. Kon.İnş. Pet. Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti olan çekin keşidecisi tarafından ticari ilişki kapsamında davacılardan ….. Gıda San. ve Tic. A.Ş. lehine düzenlendiği, davacı …’nın ise ….. Gıda’nın ortağı ve yetkilisi olduğu, …’nın 21/03/2014 tarihinde ….. AVM’ye park ettiği aracında meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde söz konusu çekin çalındığı, bu çalınma olayı üzerine davacı tarafından Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası ile çek iptal davası açtığı ve ödemeden men kararı verildiği…iddiasıyla davalı tarafça çekin kötüniyetli veya ağır kusurlu iktisap edildiği ileri sürülerek çek istirdat ve borçlu bulunmadığının tespiti istemli olarak işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
B.A.M. Dairesi’nin kaldırma kararının gereği yerine getirilerek; kaldırma kararında belirtilen Bakırköy CBS’nin ….. ve ……. Sor.sayılı, Küçükçekmece CBS’nin ……. Sor.sayılı soruşturma dosyaları Uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış ve mahkememizce incelenmiştir (BAM kaldırma kararının ilk sayfasında CBS’nin ……. Sor.sayılı dosya Büyükçekmece CBS’nın olarak belirtilmiş ise de, BAM kaldırma kararının ikinci sayfasında belirtildiği üzere bu dosyanın Küçükçekmece CBS dosyası olduğu anlaşılmıştır). Buna göre;
Küçükçekmece CBS’nin ……. Sor.sayılı dosyasında failin tespit edilememesi nedeni ile daimi arama kararı verilmiş olduğu, bu dosyadan tefrik edildiği anlaşılan ….. Sor.sayılı dosyanın yetkisizlikle İstanbul CBS’nin …… numarasını aldığı, bu dosyadan da tefrik edilerek ….. Sor.sayılı dosyasını aldığı, Bakırköy CBS’nin …… Sor.sayılı dosyanın birleştirme kararı sonucunda ….. Sor.sayılı dosya ile birleştiği, bu dosyada da failin tespit edilememesi nedeni ile daimi arama kararı verilmiş olduğu, Bakırköy CBS’nin …… Sor.sayılı dosyasının yetkisizlik kararı sonucunda İstanbul Anadolu CBS’nin ……. Sor.numarasını aldığı, bu dosyanın davamız konusu ile ilgisi bulunmayan (taksirle ölüme neden olma suçuyla ilgili) bir dosya olduğu anlaşılmış, sonuç itibariyle halihazırda davalı …’nun şüpheli veya sanık sıfatı ile bulunduğu derdest bir soruşturma veya kovuşturma dosyasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut banka cevabi yazısı ve ekindeki çek görüntüsünün incelenmesinde; dava konusu çekin en son olarak … tarafından cirolanarak imzalandığı ve bankaya verildiği anlaşılmış, yine davalı …’nun istinaf dilekçesinde çekin ciro silsilesi ile kendisine ulaştığını, karşılıksız kalması nedeni ile iade ettiğini bildirdiği, davacı tarafça da dava konusu çekin bankaya davalı ….. tarafından ibraz edildiği hususuna bir itirazı bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu çekin yetkili son hamilinin davalı … olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde;
Davacı … tarafından açılan menfi tespit ve çek istirdatı davalarının incelenmesinde; bu davacının, davacı şirketin ortağı ve yetkilisi olduğu, şirketin Anonim Şirket olması nedeni ile tüzel kişiliği bulunduğu, dava konusu çekin lehtarının davacı şirket olduğu, davacı …’nın davacı şirketin yetkilisi ve ortağı olması haricinde çekte adının lehtar veya başka bir sıfatla geçmediği, bu nedenle doğrudan kendi adına dava açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı kanaatine varılarak bu davacı yönünden açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirket tarafından açılan menfi ve tespit ve çek istirdatı taleplerinin hukuki nitelikleri birbirinden farklı olması nedeni ile bu iki talep yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Davacı şirketin menfi tespit talebinin incelenmesinde;
Dava konusu çekin tek imza ile kaşelenerek …’a ait ticari işletme olan ……. Ticaret’e cirolandığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin imza sürküleri üzerinde yapılan incelemede, çift imza yetkisinin bulunduğu dolayısıyla bu yönden söz konusu cironun geçersiz olduğu gibi, davacı cirosu üzerinde bulunan imza ile şirket temsilcilerinin imzaları arasında gözle görülür farklılık olduğunun tespit edildiği, bu nedenle söz konusu cironun sahte olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır. Ayrıca soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan …’ın da davacı şirket ile herhangi bir ticari ilişkide olmadığı beyanı da davacı tarafın iddialarını doğrulamıştır. Dolayısıyla, davacının sahte olarak atılan (sahte olarak atılmasa da tek imza ile sorumlu tutulması mümkün bulunmayan) cirosundan dolayı borçlu olarak sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından ve imza sahteliğinin herkese karşı ileri sürülebilecek mutlak defilerden olması nedeni ile davacı şirketin menfi tespit davasının tüm davalılar yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirketin çek istirdat talebinin değerlendirilmesinde;
Dava konusu çekin, davacı şirketin sahte cirosunun ardından birbirini takip eden beyaz cirolarla en son davalı …’na geçtiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.
TTK’nın 790. maddesinde, kendi hakkının varlığı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşılan ve cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son cironun beyaz ciro olması halinde dahi, yetkili hamil sayılacağı; aynı yasanın 792. maddesi ise iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır. Buna göre; çek ister hamiline, ister emre yazılı olsun, çek hamili onu kötü niyetle ya da ağır bir kusuruyla iktisap etmiş olmadıkça, önceki hamilin elinden ne suretle çıkmış olursa olsun, onu geri vermeye mecbur değildir. İmzaların istiklali prensibi uyarınca, davacı hamilinin ciro imzasının sahte olması, diğer imzaların geçerliliklerine halel getirmeyecektir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının çek istirdat talebini ancak son hamil olduğu anlaşılan …’na yöneltebileceği, bu kapsamda davalı …’nun çeki istisabında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat yükümlülüğünün davalıya ait olduğu, bu davalının çeki beyaz ciro ile devraldığı ve istinaf dilekçesinde çeki alışverişi karşılığında ……. isimli kişiden aldığını bildirdiği, cironun beyaz ciro olması nedeni ile cirolar birbirini takip ettiğinden ciro silsilesinde bir kopukluk da bulunmadığı, dava konusu çekte davalı …’da bir önceki cirantanın bu davalının bildirdiği şahıs olmamasının cironun beyaz ciro olması nedeni ile sonucu değiştirmeyeceği, davalı …’nun dava konusu çeki ne şekilde eline geçirdiği hususunda başkaca delil göstermesini beklemenin kambiyo senedinin mücerretliği ilkesine de aykırılık oluşturacağı, bu davalının şüpheli veya sanık sıfatının bulunduğu derdest herhangi bir soruşturma veya kovuşturma dosyasının da bulunmadığı, sonuç itibariyle davacının dava konusu çeki davalı …’nun ağır kusurlu veya kötüniyetli olarak iktisap ettiğini ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davacı şirket tarafından açılan çek istirdat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Davacı … yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Davanın davacı şirket tarafından açılan menfi tespit talebi yönünden KABULÜ ile dava konusu ……. bank …… şubesinin …… seri nolu 29/04/2014 keşide tarihli Mersin keşide yerli keşidecisi ……. ….. Taş. Nak.Kom.İnş.Pet.Tur.San ve Tic.Ltd.Şti, lehtarı davacı şirket olan 22.725,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara BORÇLU BULUNMADIĞININ TESPİTİNE,
3-Davanın davacı şirket tarafından açılan çek iadesi talebi yönünden REDDİNE
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.552,34.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 388,09.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20.-TL başvurma harcı ve 388,09.-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 787,25.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalılar tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı ve davalılar tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,

Dair yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır