Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/411 E. 2020/651 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/411 Esas
KARAR NO : 2020/651

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkil müflis … Bankası A.Ş.’nin iflas idaresi 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 140. Maddesi 9. Fıkrası gereğince dava ve icra takiplerinde harçtan muaf olduğunu, müvekkili şirketin borçlu …’dan olan alacağının tahsili için Bakıröy .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçlunun süresi içerisinde itiraz ederek takibi turdurudğunu, başlatılan icra takibinin masraf ve faizlerle birlikte 5.357,52 TL olup davalı yanın 2.403,94 TL ilgili dosyaya ödeme yapmasıyla 2.953,58 TL borcun ödenmediğini borcu kabul eden davalının itirazı tamamen takibi sürüncemede bırakmaya yönelik yapıldığını belirterek davalının Bakıröy …. İcra Müdürlüğü’nün …’na vaki davalı itirazının iptalini, takibin aynen devamını, karşı tarafın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazimnatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesi ile husumet itirazında bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kredi kartı borcuna ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.
Emsal İstanbul BAM 19 HD
DOSYA NO : 2018/2045
KARAR NO : 2018/1532 sayılı kararında;
Davacının istinaf taleplerinin incelenmesinde, taraflar arasında imzalanan temel bankacılık hizmet sözleşmesinin ticari kredi sözleşmesi olmadığı, dolayısıyla buna bağlı olarak verilen kredili mevduat hesabının ve kredi kartınının da bir ticari kredi kartı olmadığı, dolayısıyla bireysel kredininin ve bireysel kredi kartının salt ticari faliyetlerde kullanılması, başka bir deyimle davalının hesap hareketlerine bakılarak bu sözleşmelerin ticari sözleşmeler olduğu anlamına gelmeyeceği, aksinin kabulü halinde tüm bireysel kredilerin harcama yerleri araştırılarak görev hususunun belirlenmesinin gerektireceği, bu da yargılamayı çıkmaz hale sokup uzatacağı anlamına geldiğinden mahkemece sırf hesap hareketlerine bakılarak görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, mahkemece 6502 sayılı kanunun ilgili maddeleri uyarınca davalının tüketici olduğu anlaşıldığından, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi görev yönünden dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacının bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerektiği, mutlak ticari davaların 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalar olduğu, nispi ticari davaların ise her iki tarafın tacir ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalar olduğu, görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı, HMK 138. Maddesi uyarınca mahkemenin, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, davacı tarafça 25.12.2002 tarihli bankacılık hizmet sözleşmesinin sunulduğu, davacı tarafın kredi kartı borcundan kaynaklı alacak talebinin olduğu, davalının tacir olmadığı, davaya konu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan HMK 114/1-ç maddesi delaletiyle HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 11/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır