Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/406 E. 2020/745 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/406 Esas
KARAR NO : 2020/745

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkili …’ın davalı …A.Ş.’nin müşterisi olduğunu, müvekkili herhangi bir kredi başvurusunda bulunmamasına rağmen şahsi cep numarası olan …… numaralı telefona davalı banka tarafından 03/02/2020 tarihi saat 14:15’te “krediniz onaylanmıştır, hesabınıza geçmiştir” şeklinde mesaj geldiğini, bunun üzerine müvekkilinin ……. bank müşteri hizmetlerini arayıp kendisinin bir kredi başvurusunun olmamasına rağmen böyle bir mesaj geldiğini bildirdiğini, davalı taraf müşteri temsilcisinin kredi işlemini yapan şubeye gitmesini söylemesi üzerine müvekkilinin Zeytinburnunda bulunan ….. bank ……. Şubesi’ne gittiğini, müvekkilinin banka şubesine giderek kartını iptal ettiğini bu konuyla ilgili bilgi almak istediğinde kendisine hesabından rızası dışında yurt dışından para ve kredi çekildiği bilgisinin verildiğini, müvekkili adına yapılan kredi başvuruları ve hesabından çekilen paraların müvekkili bilgisi dışında gerçekleştiğini belirterek müvekkilinin bankaya borcunun olmadığının tespitini, davalı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davalıya ait işlemin sadece kendisinin bilgisinde olan şifrenin girilmesi neticesinde gerçekleştirildiği anlaşıldığından bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili bankanın internet bankacılığı hizmeti, uluslar arası alanda kabul edilen güvenlik standartlarında olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava internet bankacılığı hesabından rızası dışında hesaplarında yapıldığı iddia edilen işlemlere ilişkin menfi tespit davasıdır
Emsal BAM 13 HD’nin
DOSYA NO : 2019/2444
KARAR NO : 2020/654 kararında;
“Dava, davacının davalı bankada bulunan mevduat hesabına internet bankacılığı aracılığı ile girilerek, internet üzerinden davacı adına bireysel kredi kullanılması ve kullanılan kredinin 3. kişiye havalesi üzerine kullanılan krediden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile, kredi borcu nedeniyle emekli maaşından yapılan kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı, davalı bankada mevduat hesabı bulunduğunu, emekli maaşının bu hesaba yattığını, bilgisi dışında internet bankıcılığı aracılığı ile hesabına girilerek adına kredi kullanıldığını, kredi bedelinin yine bilgisi dışında 3. Kişiye havale edildiğini belirterek borçlu olmadığının tespiti ile kredi nedeniyle yapılan kesintilerin istirdadını talep etmiş mahkemece davacının tüketici olduğu, 6502 sayılı kanunun 73. maddesi gereğince uyuşmazlıkta tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davaya konu uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklandığından TTK 4. Maddesine göre mutlak ticari davadır. TTK 5. maddeye göre aksine hüküm bulunmadıkça Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. 6502 sayılı kanun 73. maddede Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir denilerek TTK 5. maddede öngörülen istisnai durum belirtilmiştir. Ayrıca 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Buna göre dava mutlak ticari dava olsa bile taraflardan birinin 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici olması halinde ve uyuşmazlık konusu tüketici işlemine ilişkin olması durumunda görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. “
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. HMK 138. Maddesi uyarınca mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.
13.01.2011 tarihinde kabul edilen ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde ticari davaların genel tanımı yapılarak “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” davaların ticari dava olduğu belirtilirken, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan kaynaklanan ticaret mahkemeleri olduğu hükmünü amirdir. Kanun yürürlüğe girmeden, 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Ancak, 6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici-10. madde, görev düzenlemesinin derdest davaları etkilemeyeceğini hükme bağlamıştır. (İstanbul B.A.M 37.H.D 2018/1080 Esas-2018/1492 Karar sayılı ilamı)
Menfi tespit davasından kaynaklanan bu uyuşmazlıkta davacının, davalı şirketin müşterisi olduğu, taraflar arasında bireysel bankacılık hizmet ilişkisinin bulunduğu, uyuşmazlığın çözümünde 6502 sayılı kanun 73. Maddesi uyarınca Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmünün bulunduğu, benzer mahiyette emsal yargı ilamı da dikkate alınarak mahkememizin görevli olmadığı , tüketici mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, tarafların yüzüne karşı verilen kararının taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere yapılan inceleme sonunda karar verildi. 02/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır