Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/400 E. 2022/449 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/400
KARAR NO : 2022/449

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2013
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07.06.2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE:Taraflar arasında ana firma – bayii ilişkisi bulunduğunu, bu durumun Sağlık Bakanlığına ait ulusal banka verilerinde de yer aldığını, davacının …….. Hastahanesinin açtığı ihaleyi kazandığını, ihalede belirlenen ürünlerin davalı firma tarafından temin edileceğini, davalının bir kısım malları teslim ettiğini, ancak bir süre sonra davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle davacının dava dışı hastahanenin taleplerini karşılayamadığını, uyarı aldığını, davacıya bu nedenle gecikme cezası uygulandığını ve sonuçta zamanında malı teslim edememesi nedeniyle ihalenin fesh edildiğini, ihale nedeniyle verilen kesin teminatın idareye gelir olarak kaydedildiğini, davacının ihalelere katılmaktan yasaklı hale geldiğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek davacının zararlarının tespit edilerek davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE: Taraflar arasında imzalı bir sözleşmenin bulunmadığını, ana şirket – bayii ilişkisinin olmadığını, ulusal bilgi bankası kayıtlarında başka şirketlerinde bulunduğunu, davalının davacı şirkete ürün sağlama zorunluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının aralarında bayilik ilişkisi olduğunu iddia ettiği davalının, ürünleri zamanında tedarik etmemesi sebebiyle, davacının ihale sözleşmesinin feshedilmesinden doğan zararının tazmini talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile aralarında bayilik ilişkisi bulunduğunu, ürün tedariki için ihaleye girerek kazandıklarını, tedarik edilecek ürünlerin davalıdan sağlandığını, davalının sağlayıcı firma olarak belirtildiğini, ayrıca dava dışı ihale makamına teslim edilecek ürünlerin barkodlarının da davalıdan alındığını, davalının ürün tedarikini gerçekleştirmemesi üzerine, ihale sözleşmesinin feshedildiğini ve idareye gecikme cezası ödediklerini ayrıca teminatlarının gelir kaydedildiğini iddia ederek, teminat ve gecikme cezası ile sözleşmenin feshi nedeniyle bir yıl boyunca ihalelere girmekten yasaklanmaları nedeniyle doğan kazanç kayıplarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacı tarafla arasında bayilik sözleşmesi olmadığını, davacının ihale nedeniyle tedarik etmeyi yüklendiği malları stoklarında bulundurmamalarından sorumlu tutulamayacaklarını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …….. Ürünleri Tic.ve San.Ltd.Şti.nin; tüm alacak ve borçları ile ……. Dış Ticaret Taş.ve Gıd.Ltd..Şti.ye 21.12.2012 tarihinde devrolunduğu, devrin ticaret sicil gazetesinde 08.02.2013 tarihinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili; 03.04.2014 tarihli duruşmada; ödenen gecikme cezasının 40-TL olduğundan bahisle bu alacak için harç yatırmadıklarını belirtmekle, kazanç kaybı talebine ilişkin dava değeri belirtmemekle, harçta yatırmamıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunup bulunmadığı ile davalının ihale konusu malları tedarik etmemesi nedeniyle, davacının tarafı olduğu ihale sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle gelir kaydedilen 7.038,12-TL teminat bedelinin tazminini davalıdan talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
Mahkememiz; ……. E. …….. K. sayılı kararı ile “…Taraflar arasında ana şirket-bayii ilişkisinin olduğunun ileri sürüldüğü ancak taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı şirketin davacı dışında başka şirketlere de yurt dışından ithal ettiği tıbbi ürünleri sattığı, taraflar arasında düenlenen bayilik sözleşmesinin 31/12/2011 tarihinde sona ermesinin kararllaştırıldığı, dava konusu dönemde taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari mal satımına ilişkin olduğu, bayilik sözleşmesinin bulunmadığı bu nedenle ihalenin feshi sebebiyle davalıdan zararın tazmininin talep edilemeyeceği..” değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu karar; İstanbul BAM …… HD.nin ……. E. ve ……… K. sayılı ilamı ve “…taraflar arasında ürün bazlı bayilik anlaşmasının kurulduğu, keza …….. sisteminin çalışma şekli itibariyle bu hususun gerekli olduğu iddiası, Sağlık Bakanlığı cevabi yazısı ekinde sunulan CD üzerindeki kayıt ve belgelere ve ihale teknik şartnamesine ilişkin değerlendirme yapılmadığı, bu nedenle, Sağlık Bakanlığı yazı cevabı ve eki CD vb. delillerin incelenerek ek rapor alınarak karar kurulması…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizce Hukukçu, Tıp Doktoru ve Tıbbi Laborant bilirkişiden alınan 05.11.2020 tarihli bilirkişi raporu ve 18.10.2020 tarihli ek rapor ile “…davalı ……..Şti. ile davacı firmanın bayilik ilişkisinin 14.02.2011-31.12.2011 tarihlerini kapsadığı, sözleşmenin yenilendiğine dair kayıt bulunmadığı…” değerlendirilmiştir. İlgili bilirkişi raporunun Sağlık Bakanlığından gelen cevabi yazıya ve CD içeriğindeki belgelere ilişkin değerlendirme içermediği ve bilirkişi heyetinin uyuşmazlık konusunda uzman olmadığı dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, hukukçu, SGK nitelikli hesaplama uzmanı ve Sağlık Hizmetleri SUT Hesap Uzmanı bilirkişi heyetine dosya sevk edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 02.02.2022 tarihli raporu ile “Sağlık Bakanlığı tarafından 01.03.2010 tarihinde yayınlanan 2010/11 sayılı genelge kapsamında davalı ana bayi ile davacı bayi arasındaki bayilik işleminin genelgeye uygun olarak UBB sistemine kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 31.12.2011 tarihinde sona erdiği, davacının internet üzerinden sipariş verdiği, davalının sipariş edilen malların teslim edilmemesinden doğan zararı tazminle yükümlü olduğu, Sağlık Bakanlığınca. gönderilen CD içerisindeki bilgilerden davalı firmanın ana firma, davacının bayi firma olarak 14.02.2011-31.12.2011 tarihleri arasında kayıtlı olduğu, sözleşmenin …….. sisteminde yenilendiğine dair bir kaydın bulunmadığı, yani taraflar arasında yazılı sözleşmenin bulunmadığı, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin ihale konusu ürünlerin tesliminin geciktiği ve ihalenin feshedildiği zaman diliminde mevcut olduğu, bu hususun 24.05.2012 tarihli davalı şirketçe gönderilen ıslak imzalı metinden anlaşıldığı, bu halde davacının davalıdan 7.038,12-TL alacağı talep edebileceği..” değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda; Sağlık Bakanlığınca gönderilen CD içerisindeki kayıtlardan, …….. sisteminde taraflar arasındaki bayilik ilişkisine dair kaydın 14.02.2011-04.10.2012 tarihine kadar devam ettiği, bayilik sözleşme süresinin 24.02.2011-31.12.2011 tarihlerini kapsadığı, bayilik kaydı iptalinin ise 04.10.2012 tarihinde gerçekleştirildiği, ihale sözleşme tarihinin 27.12.2011 olduğu, CD içerisinde yer alan barkodların ise davacı tarafça idareye sunulan ürün barkodları ile uyumlu olduğu, barkodların yer aldığı evrakların ise taraflar ve idarece imzalandığı görülmüştür.
Bu kapsamda; Sağlık Bakanlığının müzekkere cevabında, bir bayinin ihale süreçlerine katılmasının, ana firmanın, bayinin bayiliğini …….. sistemi üzerinden onaylaması sonrasında mümkün olabileceği, dava konusu ihale şartnamesinde de davacının ana firmaya bağlı bayilik olduğuna ilişkin belgelerini sunması gerektiğinin belirtildiği, bu halde onaylanan bayilik kayıtlarının bayilik sözleşmesi kapsamında olduğu, taraflar arasında bayilik ilişkisinin mevcut olduğu, dosyada mevcut İhale Teknik Şartnamesinin 7.5.3.4.a maddesinde “..İhale tarihi itibariyle istekliler teklif ettikleri ürünlerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankasında “Sağlık Bakanlığından Onaylıdır.” İbaresi bulunan onaylanmış ürün numarasını (barkod numarasını) tekliflerinde yazılı olarak belirteceklerdir.” düzenlemesinin yer aldığı, bu hükme uygun olarak ihale dosyasında bulunan ve ürün kodlarını gösterir evrakların davacı, davalı şirket ve idarece imzalanmış olduğu, Mahkememizce yapılan inceleme neticesinde; Sağlık Bakanlığının gönderdiği CD içerisinde yer alan ürün barkodlarının da bu barkodlar ile uyumlu oldukları ve davalının tedarikçi ana firma olarak gösterildiği, bu halde davalı ile davacı arasında barkod numaraları belirtilen ürünlerin ihale kapsamında davacıya teslimi hususunda anlaşıldığının, davalının barkodları belirtilen ürünlerin ihale kapsamında davacıya verileceği hususunun bilgisi dahilinde olduğunun açık olduğu ve davalının ürünlerin davacıya teslim edildiği hususunda savunma yapmadığı görülmekle, ihale kapsamında taahhüt edilen ürünlerin davalıca teslim edilmemesi sonucunda ihale sözleşmesinin feshedilmesi dolayısıyla, davalının davacının zararından sorumlu tutulabileceği değerlendirilmekle, yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde mahkememizce alınan 02.02.2022 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Bu halde; davacı gecikme cezası veya kar kaybı talebine ilişkin harç yatırmamış olmakla, davacının idareye yatırdığı kesin teminat miktarı olan 7.038,12-TL’nin Sağlık Bakanlığının 29.06.2012 tarihli yazısı ile sözleşme hükümlerine uygun olarak ürün tedarik edilmemesi nedeniyle ihale sözleşmesinin feshedilerek, yatırılan teminatın idareye gelir kaydedildiği anlaşılmakla, bu miktar yönünden, tarafların tacir olması işinde ticari nitelikte olması nedeniyle alacağa avans faizi işletilmesi yönündeki talep de kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit olan 7.038,12-TL alacağın, dava tarihi 07.05.2013’den itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 480,77 TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 24,30.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 456,47.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30.-TL başvurma harcı ve 24,30.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 4.571,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
24/05/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ: Gerekçeli kararın tebliğ edilmesinden önce, hükümde kanun yolunun “Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı” şeklinde gösterilerek maddi hata yapıldığı anlaşılmakla, ilgili kısmın “Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda ve dava değeri itibari ile 2022 yılı kesinlik sınırı 8.000-TL altında kalan işbu KESİN karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. ” şeklinde değiştirilerek hükmün tahsisine karar verilmiştir. 07.06.2022