Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/374 Esas
KARAR NO : 2022/45
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili davacı ve dava dışı ……, davalı şirkette ortak olup her ikisi de münferiden yetkili olmak üzere şirketi temsile yetkili olduklarını, 04.07.2018 tarihinde kurulan şirketin temel faaliyeti alanı, yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirmek üzere her türlü motorlu yurt dışında gerçekleştirmek üzere her türlü motorlu taşıt ve otomotiv ürünün imalatı, alım satımı, her türlü otomotiv yedek parça, aksesuar alım satımı, iş makinelerinin alım satımı, ithalat ve ihracatını yapmak olduğu, son zamanlarda işlerin durma noktasına gelmesi ve müşteri kaybı yaşanması üzerine müşteriler nezdinde yapılan araştırma sonucunda davalı şirketin kurulmasından hemen sonra, 20.07.2018 tarihinde diğer ortak tarafından Fransa menşeli ……. isimli bir firmanın kurulduğunu, müşterilerin aynı alanda faaliyet gösteren bu firmaya yönlendirildiğini, bununla da yetinmeyerek 05.06.2020 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti menşeli ……. Otomotiv Ltd. Şti.ni kurduğu ve Türkiye’deki müşteri portföyüne doğrudan bu şirket üzerinden ulaşıp hizmet verdiği ve bu şekilde “haksız rekabette” bulunulduğu tespit edildiğini, şirketin yetkili müdürü olmasına rağmen şirket işleri ile ilgilenmeyen ancak şirketin mali kaynaklarını haksız kullanan dava dışı ortağının, bu davranışlarının arkasında yatan amacın haksız rekabet ve güveni kötüye kullanma suretiyle haksız kazanç olduğunu, dava dışı ortak ve sorumlu müdürün, şirketin menfaatini korumak yerine şirket mallarını, elinde bulunan yetkiye istinaden üçüncü kişilere sattığını, parasını zimmetine geçirmek suretiyle “güveni kötüye kullanma” suçunu işlediğini ve bu surette de haksız kazanç elde ettiğini, Bir aracı ve KDV iade talebi dışında hiçbir malvarlığı bulunmayan şirket şu anda “gayrı faal” durumda olduğunu, şirket faaliyete başladıktan sonra, şirkete danışmanlık yapan ancak çalışan olmayan ……. ‘in gizli işler yapmasından şüphelenen müvekkili, bu şahsı şirketten uzaklaştırdığını, bu duruma sert tepki gösteren dava dışı ortak mart 2019 tarihinden itibaren şirkete gelmediğini ve şirket faaliyetlerine katılmadığını ancak müdürlük yetkisini kötüye kullanarak ve mal kaçırma amaçlı işlemler yaptığını, Dava dışı ortağın bu anlamsız tepkisinin, her ikisinin gizli ortaklığından kaynaklandığını, Türkiye’de de takip edilen ve iş makineleri satış ilanları yayınlayan web sitesinde yayımlanan ilan metinlerinden anladıklarını, Şirketin kuruluşundan daha | ay geçmeden, dava dışı ortak ve yetkili müdürün, haksız rekabette bulunmak amacıyla, aynı alanda faaliyet gösteren bir şirket kurduğu ve o şirketin yöneticisi olduğu haricen öğrenildiğini, bir sayfası Noter onaylı tercümesi yapılan söz konusu şirketin kuruluş ana sözleşmesinde …… isimli firmanın kurucusunun dava dışı …….. olduğu, faaliyet alanının otomotiv ve yedek parça üretim, alım satım, ithal ve ihracat olduğu faaliyet alanının Avrupa ve dış ülkeler olduğu, 20.07.2018 tarihinde kurulduğunu, Dava dışı ortak tarafından 05.06.2020 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun ……. Sicil numarası ile ……. Otomotiv Ltd. Şti’nin kurulduğu, faaliyet alanının aynı ve yine müdürünün dava dışı ortak olduğunu, Bu şirketlerin faaliyetlerine baktığımızda, davalı şirket ile haksız rekabet yaratacak şekilde araç satış ve kiralama ilanları verdiğini, dava dışı ortağın davalı şirket yerine başka bir şirket üzerinden aynı amaca yönelik faaliyette bulunduğunu, dava dışı ortağın, müvekkili şirket müşterilerini kendi şirketine yönlendirmesi başlı başına bir haksız rekabet fiili olduğunu, dava dışı ortağın müvekkilinin ortağı olduğu şirketle aynı alanda faaliyet gösteren iki ayrı şirket ortağı ve yöneticisi olduğunu, Söz konusu davranışlar ayrıca şirket yöneticilerinin “özen ve sadakat” yükümlülüğü ile bağdaşmadığını, böylesi bir durumda, ortaklığın temeli olan “güven ilişkisi” sarsılmış kabul edileceğinden, haklı sebeplere istinaden şirketin feshini talep ettiklerini, yine dava dışı ortağın 1 yılı aşkındır şirket işlerini takip etmemesi, şirket mal varlığını satarak elden çıkarması, şirketin işlerinin durması ile gayri faal hale gelmesi, müvekkili açısından bu ortaklık katlanılamaz hale geldiğini ve devamında hukuki ve ekonomik bir yarar kalmadığını, şirketin haklı sebeplerle feshi ve tasfiyesine esas olmak üzere, şirket yönetim ve temsil yetkisini, haksız kazanç elde etmek amacıyla, şirketten ve ortaklardan mal kaçırma eylemleri teşkil etmekte olduğunu, yöneticisinin özen ve sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan bir davranış olduğunu, böylesi bir durumda haklı sebeplere istinaden şirketin feshini talep etmek, müvekkili açısından bir hak olarak ortaya çıktığını, Müvekkili ortağı olduğu ………. Parça Ltd. Şti.ne ait ……. marka araç, Büyükçekmece ……. Noterliğinin 06.05.2020 tarih ve ……. Y. Sayılı sözleşmeye istinaden 135.000,00 TL bedelle Kasko değerinin 50.000,00 TL altına üçüncü kişiye satıldığını ancak parası şirkete intikal ettirilmediğini, söz konusu eylem, şirket yöneticisinin özen ve sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan bir davranış olduğunu, böylesi bir durumda haklı sebeplere istinaden şirketin feshini talep etmek, müvekkili açısından bir hak olarak ortaya çıktığını, dava dışı ortağın, haksız rekabette bulunduğu ve yine yönetim yetkisini kötüye kullanarak şirketten mal kaçırdığı dikkate alındığında, dava sonucu verilecek karar kesinleşinceye kadar, söz konusu müdürün yönetim ve temsil yetkisinin kısıtlanmasına karar verilmesini, aksi halde devam eden süreçte şirketin başkaca zararlara uğraması söz konusu olacağı ya da ihtimal dahilinde olduğunu, şirket gayrı faal olduğu için, müvekkili davacı dahi kendi yetkisinin kısıtlanmasına bir itirazda bulunmadığını, Mahkemece verilecek karar kesinleşinceye kadar şirket müdürlerinin (müvekkili davacı dahil), temsil yetkisi (davada temsil dahil) baki kalmak kaydı ile vergi, kira ve abonelikler için yapılacak ödemeler dışında şirketi borçlandırıcı eylem ve işlemleri ile şirket mallarının satış ve devri yetkisinin ihtiyati tedbir yolu ile kısıtlanmasına ve bu hususun Ticaret Siciline bildirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından her hangi bir cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlü yazı cevabı, Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, İstanbul trafik tescil şube müdürlüğü yazı cevabı, Büyükçekmece ……. Noterliği’nin 06/05/2020 tarih ve ……. yevmiye numaralı yazınız, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, davalı şirketin TTK 636/3 uyarınca fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Dosyada mübrez davalı şirketin İTSM kayıtları uyarınca; davalı ……. Otomotiv Yedek Parça Ticaret Limited Şirketi’nin 04/07/2018 tarihinde davacı … ve ……. tarafından kurulduğu ve aynı tarihte ticaret sicile tescil edildiği, ortakların münferiden yetkili müdür olarak atandığı, davalı şirketin merkez adresinini ……. mah. …… cad. no:22/B D:13 Beylikdüzü
/ İstanbul olduğu tespit edilmiştir.
Haksız rekabet içinde olduğu iddia edilen şirketin dosyada mübrez İTSM kayıtları uyarınca; …… Sicil numarası ile ……. Otomotiv Ltd. Şti’nin 05/06/2020 tarihinde kurulduğu, ortaklarının ……. ve …… olduğu, ortak olan ……. ‘un münferit yetkili müdür olarak atandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce yargılama kapsamında tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenmiş, şirket faaliyet adresi olarak mahkememizin yetkili olduğu tespit edilmiş ve uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …, …… tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporlarında özetle; davalı şirketin özvarlıklarını koruduğu, borca batık hale gelmediği, davalı şirketin diğer müdürünün aynı alanda başka şirketler kurması nedeniyle haksız rekabette bulunmuş olabileceği, bunun azil için bir sebep olacağı, fesih için sebep olmayacağı, somut olayda davalı şirketin haklı nedenle fesih koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaati ile rapor sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan kolluk araştırmasında, şirketin adresinin kapalı olduğu, taşınmış olduğu bilgisinin verildiği, ancak sicil kayıtları uyarınca adres değişikliğinin bulunmadığı ve şirkete yapılan tebligatların da Tebligat Kanunun 35. Maddesi uyarınca aynı adrese yapıldığı anlaşılmıştır.
Şirket kayıtları uyarınca şirkete ait olan …… plakalı aracın satıldığı ancak bedelinin şirkete aktarılmadığı, şirketin uzun zamandan beri de herhangi bir kar payı dağıtmadığı tespit edilmiştir.
Limited şirketlerin feshini düzenleyen TTK 636/3 düzenlemesi şu şekildedir: ”Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” Madde metninden anlaşıldığı üzere şirketin feshi için haklı nedenlerin bulunması öngörülmüş ancak haklı sebeplerin neler olduğu madde metninde belirtilmemiştir. Dolayısıyla haklı sebep, her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Duruma bağlı olarak, şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık ve husumet, şirketin mahkemece feshi için haklı bir neden olarak görülebilir (Y. 11. HD.’nin E. 2000/55, K. 2000/1242 sayı ve 21.2.2000 tarihli kararı; Y. 11. HD.’nin E. 2003/2194, K. 2003/8154 sayı ve 22.9.2003 tarihli kararı). Mali hakların özellikle kar payı hakkının ihlali, ortaklığa katılım, bilgi alma, denetleme haklarının ihlali, amaç ve konunun öznel olarak imkânsız hale gelmesi (TTK. m. 529/1-b), ortaklığın kar elde edemez, mali durumu kötülemiş hale gelmesi (TTK. m. 376), organların işlevsiz, çalışamaz hale gelmesi (TTK. m. 530), kötü yönetim, iş göremezlik, kişisel anlaşmazlıklar da haklı sebep olarak sayılmaktadır (Erdem, s. 111 vd.; Y. 11. HD.’nin E. 2004/7433, K. 2005/1213sayı ve 15.2.2005 tarihli kararı). Ortakların davranışları ortaklığın faaliyetlerini önleyecek, zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış ve ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir.
Sermaye kaybı ve borca batıklık durumunu düzenleyen TTK. m. 633 hükmüne göre, “esas sermayenin kaybı ya da borca batık olma hâllerinde anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümler kıyas yoluyla uygulanır”. Aynı şekilde iflasın bildirilmesi veya ertelenmesi hususuna ilişkin TTK. m. 634 hükmüne göre, “iflasın bildirilmesi ve ertelenmesine anonim şirket hükümleri uygulanır”, Anonim şirkete ilişkin TTK. m. 376/2 hükmüne göre, “son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer”.
Bu açıklamalar ışığında, kar elde etmeyen, uzun zamandan beri kar payı dağıtmayan, gayrifaal hale gelen, diğer ortağın haksız rekabet yaratacak şekilde başka şirket kurmuş olması ve şirkete ait aracın satılarak şirket hesaplarına aktarılmaması gibi sebeplerden dolayı ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığı anlaşılan davalı şirketin haklı nedenle fesih koşullarının oluştuğu, bu hususta bilirkişi raporuna itibar etmenin mümkün olmadığı takdir ve sonucuna varılarak şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının fesih ve tasfiye talebinin KABULÜ İLE,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… sicil numarasına kayıtlı davalı ……. OTOMOTİV YEDEK PARÇA TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin feshi ile tasfiyesine,
2-Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere SMM Uzmanı ……. ‘nin şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre gerekirse artırılıp eksiltilmek kaydıyla, tasfiye süreci devam ettiği sürece toplam 10.000,00 TL ücret takdirine, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
4-Şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine,
5-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirilerek tescil ve ilanına,
6-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 54,40-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 26,30-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı, 54,40.-TL peşin harç ile dosyada yapılan 3.000,00.-TL bilirkişi ücreti ve 265,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.374,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/01/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır