Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/360 E. 2021/889 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/360 Esas
KARAR NO : 2021/889

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil şirketin, bu ticaret unvanıyla 1979 yılında ticaret siciline tescil edildiğini, kurulduğundan beri bu ticari unvanla faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, davalı şirketin müvekkille temel anlamda aynı alanda iştigal eden sicile yalnızca 2 sene kadar önce bu ticaret unvanıyla tescil edilmiş bir tüzel kişilik olduğunu, davalı şirketin, tescil edildiği 2018 yılından beri ticari faaliyetlerini müvekkilin yılları önce usulen tecil ettirdiği, münhasıran sahibi olduğu ve ticari faaliyetlerinde kullandığı ticaret unvanıyla, insanlar tarafından karıştırılmaya oldukça müsait derecede bir benzerlik taşıyan “……. Plastik” ibaresiyle yürüttüğünü, davalı şirketin kullandığı ticaret unvanının davacı şirketin kullandığı unvanla taşıdığı bu fazla benzerliğin asıl ve temel sebebinin davacının ismin plastik piyasasında sahip olduğu itibardan yararlanmak olduğunun bariz ve aşikar olmakla birlikte, müvekkilin bu durumdan henüz kısa bir süre önce haberdar olduğunu, 6102 sayılı TTK” nun 50.maddesine göre usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının yalnızca davacıya ait olduğunu, her ne kadar davalının kullandığı ticaret unvanının müvekkilin kullandığıyla birebir aynı olmasa da; davalı şirketin davacı şirketin unvanıyla neredeyse aynı olan ibareyle ticari hayatta faaliyet göstermesinin rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kurallarına aykırı bir durum oluşturduğunu, TTK 52. Madde ve diğer ilgili hükümler gereği davalının meni ile davalıya ait …… Ambalaj San. ve Tic, Ltd. Şti. unvanının sicilden terkin edilmesine, verilecek hükmün giderleri davalı tarafa ait olmak üzere ulusal bir gazete ile yayımlanmasının hüküm altına alınmasına, masraf ve avukatlık ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının iddialarının yerinde olmadığını, öncelikle dava şartı yerine getirilmeden ve arabuluculuk sürecine başvurulmadan dava açıldığı için davanın esasa girilmeden reddinin gerektiği, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların doğru olmadığını, öncelikle müvekkilin ticari unvanı ile davacın unvanı arasında bir benzerlik olmadığını, müvekkilin limited şirketi davacının ise anonim şirketi olduğunu, müvekkilin unvanında esas iştigal konusu olan “Medikal” ibaresinin olduğunu, davacının unvanında böyle bir ibare olmadığını, her iki isim ve unvanının söylenişinde de bir yakınlık olmadığını, karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, aynı işkolunda ve sektörlerde birbirine benzer unvanlar kullanan birçok şirket mevcut olduğunu, bu şirketlerin genellikle iştigal ettiği sektörü ve işkolunu yansıtacak isimler kullanmak istediğinden birbirine benzer unvanlar ortaya çıkabildiğini, aynı ismin veya unvanın kullanılmasının hem TTK hükümlerine göre mümkün olmadığını, hem de etik olmadığını, davacının bu yöndeki iddialarının da asılsız olup hiçbir gerçekliğinin olmadığını, müvekkil şirketin kurucusunun yıllardır medikal plastik şişe ve kapak imalatında usta olarak çalıştığını ardından gelen teklifler üzerine kendi atölyesini ve şirketini kurduğunu, dava dilekçesi tarafa tebliğ edildiği güne kadar müvekkilin davacı şirketin varlığından haberdar olmadığını, firmaların çalışma alanlarında bir benzerlik ve ortaklık olmadığını, davanın esasa girilmeden reddine, akabinde tüm delillerin toplanmasından sonra davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinde karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK 52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi, silinmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davacı şirketin, ticaret unvanıyla 1979 yılında ticaret siciline tescil edildiğini, kurulduğundan beri bu ticari unvanla faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, davalı şirketin davacı şirketle temel anlamda aynı alanda iştigal eden sicile yalnızca 2 sene kadar önce bu ticaret unvanıyla tescil edilmiş bir tüzel kişilik olduğunu, ticaret unvanının, insanlar tarafından karıştırılmaya oldukça müsait derecede bir benzerlik taşıyan “……. Plastik” ibaresiyle yürütüldüğünü, benzerliğin asıl ve temel sebebinin davacının ismin plastik piyasasında sahip olduğu itibardan yararlanmak olduğunun bariz ve aşikar olduğunu, her ne kadar davalının kullandığı ticaret unvanının davacının kullandığıyla birebir aynı olmasa da; davalı şirketin davacı şirketin unvanıyla neredeyse aynı olan ibareyle ticari hayatta faaliyet göstermesinin rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kurallarına aykırı bir durum oluşturduğunu, TTK 52. Madde ve diğer ilgili hükümler gereği davalının meni ile davalıya ait ……. Plastik Medikal Ambalaj San. ve Tic, Ltd. Şti. unvanının sicilden terkin edilmesinin talep edildiği,
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacının iddialarının yerinde olmadığını, öncelikle dava şartı yerine getirilmeden ve arabuluculuk sürecine başvurulmadan dava açıldığı için davanın esasa girilmeden reddinin gerektiği, davalının ticari unvanı ile davacının unvanı arasında bir benzerlik olmadığını, davalının limited şirketi davacının ise anonim şirketi olduğunu, davalının unvanında esas iştigal konusu olan “medikal” ibaresinin olduğunu, davacının unvanında böyle bir ibare olmadığını, her iki isim ve unvanının söylenişinde de bir yakınlık olmadığını, karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını, aynı işkolunda ve sektörlerde birbirine benzer unvanlar kullanan birçok şirket mevcut olduğunu, bu şirketlerin genellikle iştigal ettiği sektörü ve işkolunu yansıtacak isimler kullanmak istediğinden birbirine benzer unvanlar ortaya çıkabildiğini, aynı ismin veya unvanın kullanılmasının hem TTK hükümlerine göre mümkün olmadığını, hem de etik olmadığını, davacının bu yöndeki iddialarının da asılsız olup hiçbir gerçekliğinin olmadığını, davalı şirketin kurucusunun yıllardır medikal plastik şişe ve kapak imalatında usta olarak çalıştığını ardından gelen teklifler üzerine kendi atölyesini ve şirketini kurduğunu, dava dilekçesi tarafa tebliğ edildiği güne kadar müvekkilin davacı şirketin varlığından haberdar olmadığını, firmaların çalışma alanlarında bir benzerlik ve ortaklık olmadığını, davanın esasa girilmeden reddini talep ettiği,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davacı tarafın davalı taraftan daha önceki tarihte ticaret siciline kayıtlı olup olmadığı davalı tarafça kullanılan ticaret ünvanı ile davacı tarafça kullanılan ticaret ünvanının ana unsurları ve yan unsurları ile birlikte karıştırlmaya müsait derecede olup olmadığı tarafların aynı konuda faaliyet gösterip göstermediği davacı tarafın dava dilekçesindeki Men ve Ticaret Ünvanı’nın silinmesi talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında olduğu,
Dosyanın yapılan incelemesinde, iş bu davanın niteliği itibariyle arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, ticaret ünvanın, tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı ad olduğu, ticaret ünvanının işlevinin, taciri tanıtma ve onu diğer tacirlerden ayırt etme olduğu, ticaret unvanının, ana unsur ve ek unsur olmak üzere iki unsurdan meydana geldiği, ana unsurun, ticaret unvanının zorunlu unsuru olduğu, ek unsurun ise kural olarak zorunlu olmadığı, ticaret unvanının ana unsur yanında ek unsur içeriyorsa bir bütün olarak korunacağı, anonim ve limited şirketlerde ana unsurun, işletme konuları ile birlikte şirketin türünü gösteren “limited şirket” “anonim şirket” ibarelerinden oluştuğu, ek unsurun ise, ticaret unvanının ikincil (yan) unsuru olduğu, ek unsurun zorunlu olmayıp isteğe bağlı olduğu, TTK 46/1. maddesi uyarınca, kullanılan eklerin yanıltıcı olmaması gerektiği, ticaret unvanlarının, eklerle birlikte bir bütün olarak korumaya tabi oldukları, TTK 43. maddesi uyarınca anonim ve limited şirketlerin işletme konusu gösterilmek ve 46. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla ticaret unvanlarını serbestçe seçebileceği, TTK 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer unvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılabileceği, TTK 52. maddesi uyarınca, ticaret unvanının bir başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde koruma talebinde bulunulabileceği, kanuna uygun olarak seçilmiş ve kullanılan bir ticaret unvanının kullanılması, sahibi tacir için hem bir hak hem de kanuni bir yükümlülük olduğu (TTK. m. 50), kanuna uygun olarak seçilmiş bir ticaret unvanının, Türkiye’nin başka bir yerinde başka bir şirket tarafından seçilmesinin ve kullanılmasının yasak olduğu, nitekim, TTK. m. 52/1 bu hakkı açıkça ortaya koyduğu, buna göre, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde, bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebileceği,
Somut olayda, davacı şirketin ticaret unvanı ” …’, davalı şirketin ticaret unvanı ise ”……. PLASTİK MEDİKAL AMBALAJ SAN. VE TİC, LTD. ŞTİ ” şeklinde olduğu, davacı şirketin ticaret unvanı ticaret sicil müdürlüğüne …… tarihinde tescil ve ilan edildiği, TTK 50. maddesi uyarınca korumayı talep hakkının davacıya ait olduğu, davalı şirketin ticaret unvanının ise davacının unvanın tescilinden sonra ticaret sicilinde tescil edildiği, dosyada rapor alındığı raporun denetim ve hükme elverişli olduğu, her iki unvanının birbiriyle benzerlik taşıdığı ve davacının ticaret unvanın korunması şartlarının oluştuğu, yargılama sırasında davalı tarafın ticaret unvanını değiştirdiği, bu nedenle davanın konusu kaldığı, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği değerlendirilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harcın davacı tarafça peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40.-TL başvurma harcı ve 54,40.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 61,60.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen kararının, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM ‘ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır