Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/355 E. 2020/643 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/355 Esas
KARAR NO : 2020/643

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE;Dava konusu olan davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den bedelini tamamen ödeyerek müvekkil tarafından satın alınan ve adına tescilli …. İli … İlçesi …. Mah. … Ada … parselde yer alan B Blok 40. Kat, 569 nolu bağımsız bölüm üzerine yer alan diğer davalılar ….bank A.Ş. Ve … Finansal Kiralama A.Ş. Tarafından konulan ipoteklerden dolayı davacı müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu ipoteklerin tapudan tüm ferileri ile birlikte terkin edilerek (fek edilerek) ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesini ve dava konusu olan taşınmazın üzerine davalılar … Ve … Finansal Kiralama A.Ş. Tarafından konulan ve tapu kaydında mevcut tüm ipoteklerin ve varsa diğer takyidatlar ile haciz kayıtlarının paraya çevrilmesine yönelik yapılacak her türlü yasal takibin ve icra işlemlerinin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

Davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı taraf haciz ve ipoteklerin fekki konusunda her ne kadar tarafımıza dava açmış ise de taşınmaz üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılması için dava edilmesi gereken tarafın kendileri olmadığını, müvekkil şirketin yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen dava konusu bağımsız bölüm üzerindeki … Ve … lehine tesis edilen ipotekler halen haksız yere devam etmekte olduğundan davanın HMK 61 vd. Maddeleri uyarınca davanın üçüncü kişileri olan …ile …’ne ihbar edilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla, ilk itirazlarımız ve usule ilişkin karşı beyanlarımız yönünde karar verilmesini, davanın ihbarını ve ayrıca huzurdaki davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekilinin 06/09/2020 tarihli dilekçesinde; taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin tacir vasfı ile yapılmadığı için Tüketici ilişkisi kapsamında değerlendirilmesini ve görev konusunda görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Davada istem, davacı ile davalı … arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi gereğince mülkiyeti tapuda davacıya geçen taşınmaz üzerindeki iddiaya göre hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki, yani ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası içerisinde mevcut dava konusu taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın tapu kaydında davalı … ve … Finansal şirketleri lehine ipotek şerhleri bulunduğu sabittir. Bu haliyle davalı yüklenici vaad ettiği şekilde hukuki ayıpsız bir taşınmaz devir etmemiş, ayıpsız teslim ve devir yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
Bu durumda iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile dava, davacı adına satış vaadi sözleşmesine göre tescili yapılan taşınmazdaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki, tapunun sınırlandırma olmaksızın davacıya verilmesi yani ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının sözleşme kapsamına göre tapu iptal ve tescil talebi yoktur.
Somut olayda, davacı taraf kredi sözleşmesinin tarafı olmadığından, Bankacılık Kanuna göre çözümü gereken uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda da bahsedildiği üzere uyuşmazlık davacı ile davalı …. arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesi kapsamında ayıbın giderimine ilişkindir.
Somut olayda, davacı tarafın beyanları, sözleşme içerikleri, satın alınan taşınmazın niteliği gözönünde bulundurulduğunda davacı taraf söz konusu taşınmazları mesleki veya ticari amaçlarla satın almadığı, kullanım amaçlı aldığı dolayısıyla gerek sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre ve gerekse de 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3. Maddesi uyarınca tüketici sıfatına sahiptir.
6502 sayılı kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde tüketici olan davacı, davayı sözleşmenin tarafı olan satıcıya da yöneltmiş ve aldığı konutun tapu kaydındaki sınırlandırmalar nedeni ile ayıplı bulunduğunu ifade ederek bu ayıbın giderilmesini istemiştir. Bu ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava bu kişilere de yöneltilmiştir.
Özetle bu dava tüketicinin yaptığı sözleşme ile aldığı maldaki hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkin olup, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(T.C. İstanbul BAM 7. H.D 2020/1556 Esas ve 2020/1512 Karar sayılı ilamı)

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır