Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/332 E. 2021/333 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/332 Esas
KARAR NO : 2021/333

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ :28/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili şirket tarafından davalıya verilen servis hizmeti karşılığında servis bedeli olarak 31/05/2019 tarihli 129.800,00TL bedelli açık fatura kesildiği, davalı şirketin itiraz süresinde faturaya itiraz etmediği, ancak davalının fatura bedelini çeşitli bahaneler söyleyerek ödemediği, davalı şirketin ödemediği bedel için İstanbul …… İcra müdürlüğü …… esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığı, itiraz ederek durdurduklarını beyan ederek 239.800,00TL bedelli açık fatura ile sabit olan alacaklarının şimdilik 10.000,00TL lik kısmının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı tarafından davalı müvekkili şirkete verilen bir servis hizmeti bulunmadığını, davacı tarafın davalı müvekkili şirkete herhangi bir hizmet satışı olmadığı halde bu hizmet satışını vermiş gibi düzenlediği 31/05/2019 tarih ……. nolu 129.800,00TL bedelli faturanın şirket yetkililerinin ofiste olmadığı esnada toplu alınan faturalar arasında bulunan iş bu faturanın muhasebe elemanı tarafından sehven müvekkili kayıtlarına işlenerek Mayıs 2019 KDV beyannamesi ile Mayıs 2019 BA formuna dahil edildiğini, davacı tarafından başlatılan İstanbul …… İcra müdürlüğü …… esas sayılı takibe itiraz ederek durdurulduğu, davacı tarafın gerçeğe aykırı düzenlenen fatura asıllarının müvekkil tarafından iadesinin ardından davacı tarafından kötü niyetli olarak Beşiktaş ….. Noterliği 26/08/2019 tarih ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edilen faturanın kabul edilmediğini bildirdiği, savcılığa suç duyurusunda bulunduğu, davacı tarafından aslında var olmayan bir servis hizmeti bedeli talebi ile ilgili haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, hizmet ilişkisine yönelik faturaya dayalı alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın servis hizmetlerine yönelik, davacı tarafından düzenlenen 31/05/2019 tarihli 129.800,00 TL bedelli faturaya ilişkin alacak davası olduğu anlaşıldı.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; davacının servis hizmeti karşılığında davalı adına düzenlediği faturaya dayalı alacak isteminde bulunduğu, davalı tarafın cevap dilekçesinde fatura ile ilgili davalı taraftan alınan bir servis hizmeti olmadığını savunduğu, dosyada delillerin toplandığı, mali müşavir bilirkişi …… ile taşıma alında uzman bilirkişi ……. den rapor alındığı, alınan raporun denetime ve hükme elverişli bulunduğu, davaya konu faturanın davalı tarafın ticari defter kayıtlarında bulunmadığı, davalı tarafça BA forumuna ilişki düzeltme beyannamesi verdiği, taraflar arasında davaya konu faturaya ilişkin yazılı bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davalı tarafın servis hizmeti ilişkisini kabul etmediği, bu nedenle faturanın ve ticari defterlerin delil olma niteliği üzerinde de durması gerektiği, Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” şeklinde tanımlandığı, 24.12.2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 27.06.2003 tarihli ve 2001/l E., 2003/l K. sayılı kararında faturanın; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlandığı (Kumkale, R.:Hukuki ve Mali Yönleriyle Fatura, Ankara 2007, s:73), bu yasal düzenlemelerden ortaya çıkan sonucun, fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu, faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlı olduğu, bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekli olduğu, davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerektiği, bir başka anlatımla, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hâlinin, sadece o faturanın –miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşıdığı, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmediği, satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi gerektiği, (Doğanay, İ.:Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 2003, s:52, Doğanay, İ: Faturanın Kapatılması, Delil Olma Özelliği ve Faturaya İtiraz Aylık Yaklaşım Dergisi Sayı 4, Nisan 1993, s:8-13). kısacası, ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki faturanın, sözleşmenin yapılması ile ilgili olmadığı, taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olduğu, öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belgenin fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacağı, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 tarihli ve ……. K. sayılı kararında da benimsendiği, davacı tarafın dayandığı faturaya konu alacağı ispat külfetinin bulunduğu, davalının ticari defterinde kayıtlı olmayan ve daha sonra düzeltme beyannamesi verdiği ba beyannamesinin ispat yükünü davalı tarafa çevirmeyeceği, davacının alacağını ispat edemediği, yemin hakkını da kullanmadığı dikkate alınarak açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan alacak davasının reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 170,78.-TL peşin harcından mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 111,48‬.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır