Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/267 E. 2021/332 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/267 Esas
KARAR NO : 2021/332

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ :29/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili şirket tarafından davalı-borçlu şirket aleyhine 26.02.2016 tarihinde İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. E.Sayılı dosyası ile 82.381,24TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlunun yetki ve asıl alacak ile tüm ferilerine yaptığı itiraz ile takibin durduğunu, borçlunun yetki itirazının kabul edilerek bu kez Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E.Sayılı dosyası ile 82.381,24TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, ancak davalı-borçlunun, haksız ve kötü niyetli olarak itirazı ile takibin durduğunu, davalı şirketin, kendisi tarafından imza edilerek müvekkili şirkete teslim edilen 17.12.2011 tarihli Hazır Mamul Satış Taahhütnamesi’ne aykırı hareket etmek suretiyle edimini ayıplı ifa ettiğini, davalı tarafından müvekkiline teslim edilen kış sezonlarında satışa arz edilmek üzere müvekkili mağazalarına sevk edilen bu ürünlerde ayıp olduğuna dair mağazalardan bildirim alındığını, yapılan incelemeler neticesinde ürünlerin satılması mümkün olmadığından mağazalardan ürünlerin toplanarak müvekkili şirket merkezine çekildiğini, ürünlerin ayıplı olduğuna dair resimlerle 19.12.2014 tarihli İnceleme Raporunun dilekçe ekinde sunulu olduğunu, işbu ayıp ihtarının müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete Kartal ….. Noterliği’nin ……. yevmiye numaralı, 09.12.2014 tarihli ihtarnamesi ile bildirildiği ve iade faturası ile irsaliyelerin davalı şirkete ihtarname ekinde gönderildiğini, davalı şirket tarafından keşide edilen Bakırköy ……. Noterliği …… yevmiye numaralı, 12.12.2014 tarihli cevabi ihtarnamesi ile ayıp ihtarının usulüne uygun yapılmadığını, kontrolü yapılarak ve görülerek alınan malların tesliminden 1 yıl sonra gözle görülür ayıp bulunduğu iddiasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek iade faturalarının teslim alınmayarak iade edildiğini, devamla davalı şirketin müvekkili şirketten 9.015,82TL alacaklı olduğu ve bu meblağın ödenmesinin de ihtaren bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete cevaben Kartal …….Noterliği’nin …… yevmiye numaralı 24.12.2015 tarihli ihtarnamenin keşide edildiği ve bu ihtarname ile davalı şirketin müvekkili şirket nezdinde bulunan 4.776,82TL tutarlı alacağının müvekkili tarafından davalı şirkete 24.12.2014 tarihinde ifa edileceğini, işbu ihtarname ekinde aslı bulunan KDV Dahil toplam 4.239,00TL tutarlı 03.12.2014 tarih, …… seri numaralı temrin reklamasyonuna ilişkin faturanın müvekkili şirket nezdinde bulunan davalı şirket alacağına mahsuben cari hesaba işlendiğinin bildirildiğini, davalı borçlunun itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, gizli ayıbın, basit muayene ile tespit edilemeyen ve malın kullanılması ile ya da daha sonradan ortaya çıkan ayıplar olduğu; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ticari satışlara ilişkin 23/c maddesinde gizli ayıplara ilişkin 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 223.maddesine atıfta bulunulduğu; anılan hükme dayanarak davalı şirkete derhal ayıp ihbarında bulunulmuş olmasına rağmen davalının ayıbı kabul etmediğini, yürürlükteki mevzuat uyarınca satıcının, ürünlerdeki gizli ayıplardan sorumlu olduğunu, belirterek davalarının kabulü ile davalı-borçlunun Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… E.Sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin 82.381,24TL üzerinden devamına, davalı tarafça haksız ve kötü niyetle yapılan itiraza karşılık davalı aleyhine hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap ve karşı dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı vekili tarafından sunulan cevap-karşı dava dilekçesinde; davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki gereğince davacı tarafından müvekkiline muhtelif ayakkabı siparişleri verildiğini ve müvekkilinin de sipariş gereği bu ayakkabıların üretimini ve teslimini yaptığını, bu bağlamda muhatap şirkete bir kısım ürünlerin gönderilerek bedellerinin de kısmen alındığını, bir kısım ürünlerin ise teslim süresinden çok sonra iade edilmek istendiğini, ayıp iddiasıyla iadesi istenilen ürünlerin, kanunun öngördüğü ve benimsediği ayıba karşı tekeffül prosedürüne uygun olarak ihbar ve iadesinin yapılmadığının aşikar olduğunu, hangi ortamda ve ne şekilde muhafaza edildiği belli olmayan, nasıl kullanıldığı konusunda bilgi bulunmayan bu ürünlerin müvekkili şirketçe kayıtsız şartsız kabule zorlandığını, ticari teamüle ve mevzuata aykırı bu talebi kabul etmeyen müvekkilin işbu davaya muhatap olduğunu, davacı-karşı davalı şirketin, ticaretin gerçekleşmesinden 1 yılı aşkın süre sonra teslim edilen ayakkabıların bir kısmını sattığını, deposunda kalan kısmını da iade edeceğini bildirir ihtarname ekinde 82.380,20TL’lik iade faturası gönderdiğini, öncelikle usulüne uygun yapılmayan ayıp ihbarının kabul edilmediğini, kontrolü yapılarak ve görülerek alınan malların tesliminden 1 yıl sonra gözle görülür ayıp bulunduğu iddiasının hukuken ayıba karşı yasal yükümlülüklerin süresinde yerine getirilmediğinin göstergesi olduğu; ayrıca iddia edilen ayıp ve hataların tespiti için müvekkili şirkete gönderilmediğini, bu noktada ayıp ihbarının, iade faturasının ve icra takibinin, alacak kalemlerinin tümünün kabulünün imkansız olduğunu, davacı tarafın cari hesabında bulunan borçtan kurtulma amacına yönelik olduğunu, bu noktada hem cari hesapta görülen 4.239,00TL’lik alacağın tahsili, hem de davacı-karşı davalının mazeretsiz olarak almaktan vazgeçtiği ürünlere ilişkin hammadde ve oluşan ticari zararın tahsili taleplerinin olduğunu, belirterek öncelikle davacı yanın haksız davasının ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, devamla cari hesap alacakları olan 4.239,00TL alacağın ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, sebepsiz olarak alımdan vazgeçen karşı davalının müvekkili şirketi uğrattığı zarardan şimdilik 1.000,00TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsili, esas ve karşı dava açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiş, dosyanın incelenmesinde ; alacaklısının …. İNŞ. VE MÜH. MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. , borçlusunun …. PLASTİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ. olduğu, borç miktarının 17.988,37.-TL olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl davada dava ayıp nedeniyle iade faturalarından kaynaklanan itirazın iptali davası olup, karşı dava satılan mal bedeli bakiye alacağı ve alımdan vazgeçilen mallardan kaynaklı tazminat isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı ve davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında alımı yapılan ürünün ( ayakkabı ) imalatının ayıplı olmasından dolayı malların kabul edilip edilemeyeceği, süresinde ayıba karşı tekefür hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı, davacının icra takibine konu miktar itibariyle alacaklı olup olmadığı, karşı davacının da beyan ettiği gibi alacaklı olup olmadığının belirlenmesi olduğu görülmektedir.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda, davacının dava dilekçesinde, davalının davacı şirkete teslim ettiği malların 2011 tarihli Hazır Mamul Satış Taahhütnamesi’ne aykırı ve edimin ayıplı ifa edildiğini, ürünlerin ayıplı olduğuna dair resimlerle 19.12.2014 tarihli İnceleme Raporunun olduğunu, davalı tarafa ayıp ihbarının yapıldığını, davalı tarafın ayıp ihtarının usulüne uygun yapılmadığını, kontrolü yapılarak ve görülerek alınan malların tesliminden 1 yıl sonra gözle görülür ayıp bulunduğu iddiasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek iade faturalarının teslim almadığını, davalı şirketin davacı şirket nezdinde bulunan 4.776,82TL tutarlı alacağının davacı tarafça ödeneceğini, KDV Dahil toplam 4.239,00TL tutarlı 03.12.2014 tarih, 092134 seri numaralı temrin reklamasyonuna ilişkin faturanın davacı şirket nezdinde bulunan davalı şirket alacağına mahsuben cari hesaba işlendiğini, ayıbın gizli ayıp olduğunu, davalı şirkete derhal ayıp ihbarında bulunulduğunu, davalı tarafın ürünlerdeki gizli ayıplardan sorumlu olduğunu belirterek davalarının kabulünü talep ettiği, davalı tarafın cevap ve karşı dava dilekçesinde, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, davacı tarafından davalı şirkete muhtelif ayakkabı siparişleri verildiğini, sipariş gereği bu ayakkabıların üretiminin ve tesliminin yapıldığını, bedellerinin de kısmen alındığını, bir kısım ürünlerin teslim süresinden çok sonra iade edilmek istendiğini, ayıp iddiasıyla iadesi istenilen ürünlerin, kanunun öngördüğü ve benimsediği ayıba karşı tekeffül prosedürüne uygun olarak ihbar ve iadesinin yapılmadığını, hangi ortamda ve ne şekilde muhafaza edildiği belli olmayan, nasıl kullanıldığı konusunda bilgi bulunmayan bu ürünlerin kayıtsız şartsız kabule zorlandığını, açılan davayı kabul etmediklerini, karşı dava ile hem cari hesapta görülen 4.239,00TL’lik alacağın tahsilini, hem de davacı-karşı davalının mazeretsiz olarak almaktan vazgeçtiği ürünlere ilişkin hammadde ve oluşan ticari zararın tahsili taleplerinin olduğunu belirterek karşı davanın kabul edilmesini talep ettiği, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, mahkememizce verilen kararın İstanbul BAM ….. HD’nin ….. esas ….. karar sayılı kararıyla incelemesinin yapıldığı, BAM kararında, davacının icra takibine konu ettiği iki temel alacak gerekçesinin bulunduğunu, bunların sipariş edilen mallardaki ayıp ve teslim tarihine ( termin ) riayet etmemekten kaynaklı zararlar olduğunu, davacı ile davalı arasındaki sözleşme incelendiğinde eser sözleşmesi niteliğinde bulunduğunu, davacı yanın talebi üzerine davalı yanın mal üretimi taahhüdü altına girdiği, raporun karara elverişli olmadığını,mahkemece davacı yanın müşterilerden gelen ürün iadeleri ile ilgili varsa tüm belgelerini sunması için önel verilmesini, sunulacak delillere göre inceleme yapılmasını, gizli ayıp olduğu yönünde teknik kanaate varılması halinde gizli ayıbın öğrenilme tarihi ve ihbar keyfiyetlerinin değerlendirmesinin yapılmasını, sözleşme ve sipariş formlarına göre terminle ilgili bir gecikme olup olmadığı hususunun incelenmesi zorunlu olduğunu belirterek bu nedenlerle mahkememiz kararını kaldırdığı,
Öncelikle vurgulamak gerekir ki, yanlar arasında anlaşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 470. maddesine göre eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. TBK’nın 475. maddesine göre, yapılan şeyin, iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı oranda kusurlu veya sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde iş sahibi, o şeyi kabulden kaçınabilir veya yükleniciden zarar ve ziyanının tazmin edilmesini isteyebilir. Eserdeki ayıp, yukarıda açıklandığı gibi önemli değilse iş sahibi, işin kıymetinin noksanı oranında fiyatı tenzil edebilir veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını da isteyebilir.
TBK’nın 474. maddesinde ayıp nedeniyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenlendiği, açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur-bulmaz eseri gözden geçirmek, ayıpları varsa, bunu uygun-bir-süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunduğu, ayıbın bildirilmemesi halinde eserin kabul edilmiş sayılacağı, bu halde iş sahibinin ancak eserin ayıplı olduğunu ispat ile ödeme yükümlülüğünden kurtulabileceği, bunun içinde ayıp ihbar koşulunun yerine getirmiş olması gerektiği, eser sözleşmelerinde ayıp ihbarının varlığının her türlü delille ispat edilebileceği, burada ayıp ihbarının hangi sürede yapılması gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği, bunun da ayıbın niteliğine göre değişmekte olduğu, ayıbın açık ayıp ve gizli ayıp olup olmadığının saptanması gerektiği, açık ayıbın, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade ettiği, yüklenicinin açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerektiği, aksi halde yüklenicinin ihtirazî kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı haklarını yitireceği, sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerektiği, aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılarak ayıba bağlı haklarının düşeceği,
mahkememizce kaldırma kararı uyarınca taraflara belgelerini sunmaları için süre verildiği, bilirkişi raporunun alındığı, bilirkişi raporunda davacı tarafın adresinde bulunan ayakkabıların incelendiği, davacı tarafın adresinde bulunan 3273 çift ayakkabı ürünün bir kısımının ayıplı olduğu için mağazalardan geri çekilen ürünlerden, diğer bir kısmının nihai müşterilerin ayıp sebebiyle iade ettiği ürünlerden oluştuğu, davacıya ait depoda muhafaza altında tutulan tüm ayakkabı /bot ürünlerinin ayıplı ve kullanılmaz durumda olduğu, ayıbın gizli ayıp olduğu, ayıplı ürünlerin ortalama sipariş tarihlerinin 23.10.2014 , 15.01.2014 ve 22.11.2013 tarihleri olduğu, ayıp ihbarının tanık dahil her türlü delille yapıldığının ispat edilebileceği, davacı şirkete gelen mağaza ayıp ihbarının davalı şirkete 20 .10.2014 tarihli mail ile bildirildiği, mahkememizce ayıp ihbarının süresinde yapıldığının değerlendirildiği, davacı tarafın ayıplı ürünler nedeniyle 08.12.2014 tarihli ayıba ilişkin iade fatura bedelini talep edebileceği, siparişlerin teslim tarihi ile ilgili bir gecikmenin olup olmadığının bilirkişi raporunda irdelendiği, dosya kapsamında sunulan belgeler uyarınca geç teslim hususunun davacı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle davacı tarafın gecikmeye ilişkin 4.239,00 TL reklamasyon bedelini talep edemeyeceği, asıl davaya konu alacak yönünden alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminat şartlarının oluşmadığı, taraflar arasındaki hesap ilişkisi uyarınca 03.12.2014 tarihinde her iki tarafın ticari defter kayıtları uyarınca davalı tarafın davacı taraftan 9.015,82 TL alacağı olduğu, asıl davaya konu davacı tarafça düzenlenen reklamasyon ve iade faturası dışında davacı tarafın davalı tarafa 24.12.2014 tarihinde 4.776,82TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin mahsubu ile davalı karşı davacının 4.239,00TL alacağının kaldığı, karşı davacının diğer alacak talebini dosya kapsamında ispat edemediği, tarafların birbirinden olan alacak kalemlerinin birbirinden takas mahsup edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A. Asıl Dava Yönünden;
1-Açılan asıl dava olan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile davalın Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 82.380,24 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,50 oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
2-İİK’nun 67 maddesi gereğince alacak likit olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.627,39.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 994,96.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 411,91.-TL harcın mahsubu ile mahsubu ile eksik kalan 4.220,52‬.-TL karar harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı karşı davalı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ile 994,96.-TL peşin harcın davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
5-Davacı karşı davalı tarafından yapılan toplam 2.843,2‬0TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.842,91.-TL’sının davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmın davacı karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.509,43.-TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
8-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
B. Karşı Dava Yönünden;
1- Karşı davanın, kısmen kabulü ile, 4.239,00 TL’nin karşı dava davalısından alınarak karşı dava davacısına verilmesine, 1000TL alacak talebine ilişkin istemin reddine
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 289,56.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 13,10.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 276,46.-TL karar harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı karşı davacı tarafından yatırılan 13,10.-TL karşı dava harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
4-Davalı karşı davacı tarafından yapılan toplam 41,80TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 33,82.-TL’sının davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.239,00.-TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
6-Davacı karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.000,00TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
7-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı taraf vekilinin yüzüne karşı verilen kararın, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstanbul BAM 16. HD’ne İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır