Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2020/670 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/261 Esas
KARAR NO : 2020/670

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/03/2020
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE;16/02/2018 tarihinde sürücüsü davalı … olan ve diğer davalı …’e ait olan …. plakalı aracın, sürücüsü …. olan …. plakalı araca seyir halindeyken çarpması sonucunda maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, dava konusu trafik kazasından dolayı müvekkili sigorta şirketi tarafından mağdur …. plakalı araç için 28.100,00 TL hasar bedeli ödendiğini, Karayolları Trafik Kanununun 81. Maddesi uyarınca sürücülerin sorumluluğunun saptanmasında yararlı olacak kanıt ve izler dahil kaza yerindeki durumu değiştirmemek yükümlülüğü altında olduğunu, aksi halde aynı kanunun 95. Maddesi ve Trafik Sigorta Poliçesinin Genel Şartlarının B4/f maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsü olan davalının olay yerini terk etmesi ağır kusur nedeni ile müvekkilinin şirket tarafından kaza mağduruna ödenmiş bulunan tazminatın davalılar tarafından müvekkili şirkete geri ödenmesi gerekmekte olduğunu ve bu suretle müvekkili şirketin rücuen tazminat hakkının doğduğunu, kaza sonrası kazaya uğrayan araç sürücüsüne alkol testki yapıldığını ve 0 alkol çıkmışsa da sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden firar ettiği için alkol testinin yapılamadığını belirtere müvekkili şirket tarafından ödenen tazminat bedeli için icra takibi başlatıldığını işbu takibe itiraz edildiğini bunun üzerine takibin durduğunu belirterek işbu itirazın iptalini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;Davacının dava dilekçesinde bu iddialarını hangi delillerle ispat edeceğini belirtmediğini, dava dilekçesindre müvekkilinin dava konusu aracı kullandığına dair tek delilin diğer davalı …’in beyanının olduğunu, ancak dava dilekçesinin diğer davalı …’e tebliğ edilmiş olsa da yasal süresi içerisinde cevap vermediğini belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sigorta şirketinin trafik kazasından kaynaklı ödemiş olduğu bedele ilişkin sigortalısına ve 3. Kişiye karşı açtığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Y. 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11414
KARAR NO : 2019/4762 emsal sayılı kararında;
“Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
1-Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Yasa’nın 73/1. maddesi; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasa’nın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda, davacıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalıya ait aracın karıştığı kaza sebebi ile dava dışı 3. kişiye ödenen maluliyet tazminatının davalının sürücüsünün olay yerini terk etmesi sebebi ile ZMMS yan şartları uyarınca rücuen davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir. Davalıya sigortalı aracın kullanım amacı hususidir. Dava, sözü edilen Yasa’nın yürürlüğünden sonra açılmıştır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, davacı … ile davalı sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Dosyanın yapılan incelemesi ve değerlendirilmesi sonucunda; bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. HMK 138. Maddesi uyarınca mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.
13.01.2011 tarihinde kabul edilen ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde ticari davaların genel tanımı yapılarak “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” davaların ticari dava olduğu belirtilirken, devam eden fıkrasında, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava sayılacak işler arasında “Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve diğer ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde” öngörülen hususlardan kaynaklanan ticaret mahkemeleri olduğu hükmünü amirdir. Kanun yürürlüğe girmeden, 6335 sayılı Kanun ile 5. maddede değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk (ve diğer hukuk mahkemeleri) arasındaki ilişki, “işbölümü” ilişkisi olmaktan çıkarılıp, “görev” ilişkisine dönüştürülmüştür. Bilindiği üzere, mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Ancak, 6335 sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici-10. madde, görev düzenlemesinin derdest davaları etkilemeyeceğini hükme bağlamıştır. (İstanbul B.A.M 37.H.D 2018/1080 Esas-2018/1492 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; davacının zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan davalı … ait aracın, davalı sürücü ….. kullanımındayken meydana geldiğini iddia ettiği trafik kazası sebebiyle dava dışı 3. Kişiye karşı ödemiş olduğu zarara ilişkin yaptığı icra takibi başlattığı, icra takibine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davasının açıldığı, davalı … tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı, davalı …’ün cevap dilekçesi sunduğu, görev itirazında bulunduğu, davacı ile davalı … arasında sigorta sözleşmesinin bulunduğu, buna ilişkin poliçenin ve hasar dosyasının dosyamız arasına alındığı, davalıya adına sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu, akdedilen sigorta sözleşmesinin bir tüketici işlemi olduğu, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekeceği, Tüketici mahkemelerinin özel görevli mahkemeler olması sebebiyle diğer davalı yönünden de bu mahkemenin görevli olacağı hususları da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi’ne ait olduğundan HMK 114/1-ç maddesi delaletiyle HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asil …’in yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda verilen görevsizlik kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.18/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır