Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2021/224 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/257 Esas
KARAR NO : 2021/224

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 07/12/2016 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; davalının keşideci müvekkilerinin lehdar olduğu 900.000$ bedelli ……. Bankası A.Ş.’nin …… çek numaralı 31/10/2015 tarihli çekin bankaya ibrazında tahsil edilemediğini, yapılan ihtarnameyede cevap verilmediğini ve müvekkillerine herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek dava tarihi itibari ile 5000 TL nin tahsilini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; usulen davacının teminat göstermesi gerektiğini ve kısmi dava açamayacağını, davacıya borçlarını olmadığını belirterek davanın reddini masraf ve vekalet ücretlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava zaman aşımına uğramış 31.10.2015 tarihli 900.000 USD bedelli çekin ödenmemesi sebebi ile uğranılan zararın tazminine ilişkin kısmî alacak davasıdır.
Somut olayda davacı taraf; davalının keşidecisi olduğu söz konusu çekin bankaya 19.04.2016 tarihinde ibraz ettiğini, fakat hesapta bakiye bulunmaması nedeni ile çekin ödenmediğini, bu nedenle fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı taraf ön inceleme duruşma zaptında sözlü olarak davasını açıkladığı, söz konusu çekin bankaya ibraz edildiğini, karşılığının çıkmadığını, taleplerinin çekin kaynağını oluşturan alacağın tahsiline ilişkin olduğunu, zaman aşımı süresi içerisinde kambiyo takibi yapamadıklarını, bu yüzden çekin yazılı delil başlangıcı niteliğini aldığını beyan etmiştir.
Davalı taraf ise cevap dilekçesinde; dava şartlarından olan teminat şartının yerine getirilmediğini, HMK 109/2 maddesi uyarınca kısmi dava açılmasının mümkün olmadığının ve davacı tarafın somut olarak yazılı belge ile zararını ispatlamadığından davanın reddini talep etmiştir. Davalı taraf ise sözlü beyanında çekin usulüne uygun olarak karşılıksızdır işlemine tabii tutulmadığını, çekin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi halide ispat külfetinin davacıda olacağını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davanın zamanaşımı süresi geçen çekten kaynaklandığı, çekin TTK’nda düzenlendiği, bu nedenle TTK’nun 4.maddesi uyarınca davanın mutlak ticari davalardan olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu saptanmıştır.
Davalı taraf her ne kadar teminat amaçlı olarak dava şartı itirazında bulunmuş ise de; ülkemizle davacının vatandaşı bulunduğu İsviçre ülkesi arasındaki anlaşmalar uyarınca karşılıklı muafiyet gereği iş bu davada teminat şartının aranmayacacağı, bu nedenle bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı, aynı şekilde davacı taraf HMK 109/2 maddesi uyarınca kısmi dava açılamayacağına ilişkin itirazda bulunmuş ise de kısmi dava açılamayacağına ilişkin söz konusu hükmün Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, dolayısı ile kısmi dava açmanın mümkün olduğu anlaşılmakla bu itirazının da yerinde olmadığı takdir ve sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce 05/02/2018 tarih …… Esas ……. Karar sayılı karar ile davacı talebinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde yorumlanarak davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu karara karşı davalı tarafın istinaf yoluna başvurması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 20/02/2020 tarih …… Esas ……. Karar sayılı kararı ile özetle; “Çek yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği takdirde TTK’nun 808.maddesi uyarınca hamil kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybeder. Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için aralarında temel ilişki bulunan keşideci yada cirantaya karşı çeke delil başlangıcı olarak dayanarak dava açması yada TTK’nun 818. yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken 732.madde uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciden alacağını talep etmesi gerekmektedir. Dava konusu ile ilgili açıklamada bulunmak davanın taraflarına ,bu açıklamalar kapsamında davanın hukuki tavsifi hakime ait olup, somut olayda davacı alacak iddiasını taraflar arasındaki temel ilişkiye dayandırmakta olup, iddianın ileri sürülüş biçimi karşısında yazılı delil başlangıcı olan çeke dayalı alacak davasında ispat külfeti davacı üzerinde olup davacının bu idiasını tanık dahil her türlü delil ile ispatlayabileceği gözetilmeden ve davacının delilleri toplanıp değenlendirilmeden yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Hükme tesir edecek derecede deliller toplanıp değerlendirilmediğinden; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü…” gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı neticesinde mahkememizce yapılan yargılamada; bu karar gereğince taraf vekillerine tanık listelerini sunmaları konusunda ihtaratlı kesin süre verilmiş, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde tanık listesi sunulmadığı ancak davacı vekilinin duruşmada, tanıklarının yurt dışında olduğunu ve adreslerini bildirebileceği beyan ettiği görülmüştür. Davacı tarafın mahkememizce verilen kesin sürede tanık listesi sunmadığı gibi, HMK’nun 243/1-2.cümlede yer alan “Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir” hükmü uyarınca duruşmada tanıklarını hazır da etmediği anlaşılmış, bu nedenle davacı vekilinin bu konusundaki talebinin reddi gerekmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde SMMM marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı tarafın ticari defter ve belgelerini sunmaması (ve inceleme için adres de bildirmemesi) nedeni ile bilirkişinin davalı taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlediği 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu çekin davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; dava konusu çekin yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle TTK’nun 808.maddesi uyarınca davacı hamilin kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmıştır. Kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için, aralarında temel ilişki bulunan keşideci ya da cirantaya karşı çeke delil başlangıcı olarak dayanarak dava açması yada TTK’nun 818. yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken 732.madde uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde keşideciden alacağını talep etmesi gerekmektedir. Dava konusu ile ilgili açıklamada bulunmak davanın taraflarına, bu açıklamalar kapsamında davanın hukuki tavsifi hakime ait olup, somut olayda davacının alacak iddiasını taraflar arasındaki temel ilişkiye dayandırdığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, dava konusu çekin “yazılı delil başlangıcı” hükmünde olduğu, davacı tarafın davalı ile aralarında ileri sürdükleri temel ilişkiden dolayı alacaklı bulunduklarını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilecekleri, ancak davacı tarafın mahkememizce verilen kesin süreye rağmen tanık listesi sunmayarak ve müteakif celsede tanıklarını hazır etmeyerek tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda da dava konusu çekin davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, davacı tarafın ticari defter tutmakla mükellef olup olmadığı veya defterlerinin yurt dışında bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, ancak dava konusu çekin davacı taraf defterlerinde kayıtlı bulunması durumuna dahi tek taraflı defter kayıtlarının davacı lehine delil olamayacağı, davacının yazılı delil başlangıcı olan dava konusu çeke ilişkin temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden dolayı davalıdan alacaklı bulunduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada yapılan 56,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi nezdinde) İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 08/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır