Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/235 E. 2020/724 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/235 Esas
KARAR NO : 2020/724

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davacı şirket tarafından …… Tekstil Konfeksiyon San. Tic. A.Ş’ye çeşitli tarihlerde baskı işleri hizmeti yapılmış ve bu işler karşılığında davalı … Moda Tekstil Konfeksiyon San. Tic. A.Ş tarafından davacı şirket …… Emprime ve Tekstil İmalatı San. ve Tic. Ltd. Şti’ye çekler kesildiğini, bu çeklerin karşılıksız çıktığını, bunun üzerine davacı şirket tarafından borcun tahsili amacı ile borçluya karşı icra takibi başlattığını ama bunların da sonuçsuz kaldığını, davalıların yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal etmeleri ve basiretsiz hareketleri nedeniyle müvekkil şirket 1.950,169 zarar ettiğini, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu belirlenmesiyle birlikte fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak üzere zarar miktarının tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; davada harca esa değer gösterilmediğini, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, dava dilekçesinin konusu ve netice-i talep kısmı belirsiz olduğunu, davacı tarafa açıklatılması gerektiğini, Anonim şirketlerin borçlarından kendi sermayeleri ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, öncelikle usulden reddine karar verilmesini yargılama ücreti ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, harcın eksik yatırıldığını, davanın reddine karar verilmesini ve harcın tamamlattıırıldıktan sonra esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 553. maddesi hükmü uyarınca şirket alacaklısı olan davacı şirketin, dava dışı şirket yöneticilerine karşı açtığı sorumluluğun tespiti talebidir.
Somut olayda davacı taraf, davalı şirket ile ticari ilişkileri karşılığında aldıkları çeklerin karşılıksız kaldığını, davalı yöneticilerin kusurlu eylemleri neticesinde zarara uğradığını, bu sebeple yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu belirlenmesiyle birlikte zararlarının tazminini talep etmiştir. Ancak 20.07.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle ise talebini yöneticilerin şirketi zarara uğrattıklarının tespiti ile sınırladığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 555. Maddesi uyarınca kural olarak şirketin uğradığı zararın tazminini talebini ancak pay sahipleri isteyebilir. TTK 556. Maddesi uyarınca zarara uğrayan şirketin iflası halinde, şirket alacaklarının öncelikle iflas idaresinde ileri sürmek koşuluyla dava hakkı bulunmaktadır. Somut olayda zarar gören davalı şirketin iflasına karar verilmiş ancak davacı taraf 556. madde uyarınca iflas idaresine başvuru koşulunu yerine getirmediği için iş bu davayı açma ehliyeti bulunmamaktadır.
TTK’nun 556. Maddesindeki iflas hali dışında Yargıtay …… Hukuk Dairesinin 17/11/2016 tarih ……. esas ……. karar sayılı içtihadında, zarar gören şirket alacaklılarının da yöneticiler ve denetçiler aleyhine dava açma hakkı bulunduğu kabul edilmiştir. Buna göre şirket alacaklılarının dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar şirket alacaklılarını etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, şirket alacaklılarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, şirket alacaklısı TTK’nın 309 ve 340 ncı maddeleri uyarınca dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. İkinci durum ise, doğrudan zarar halidir. Bu ihtimalde yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda şirket alacaklılarının ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur. Anılan zarar türünde ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. Bu dava türünde ise alacaklılar, talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isterler.
Uyuşmazlık konusu olayda davalı müflis …… Tekstil….AŞ’den alacaklı olduğunu iddia eden davacının dava dilekçesinde yaptığı açıklamalar değerlendirildiğinde, ileri sürülen maddi olgular tamamen yönetici konumunda olan davalıların dava dışı anonim şirketinin zararına neden olan eylemlerdir. Başka bir anlatımla, açıklanan zararlar, dava dışı anonim şirketin doğrudan, davacının ise dolaylı zararı kapsamındadır. Bu durum karşısında, davacının açtığı davanın TTK’nın 553 ve 555. maddeleri kapsamında açılan bir dava olduğu, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak davalı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açabileceği, ancak davacı tarafın ıslah dilekçesiyle talebini tespit olarak değiştirildiği, bu şekilde tespit talebi açmakta hukuki yararı olmadığı gibi aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu sebeple davanın öncelikle aktif husumet ehliyeti ile reddine karar vermek gerekmiştir. Biran için davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilse dahi, söz konusu tespit talebinde yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere hukuki yararın bulunmadığı, dolayısıyla hukuki yarar yokluğundan da davanın reddi gerekeceği takdir ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK 553 vd.uyarınca davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır