Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/234 E. 2022/156 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/234 Esas
KARAR NO : 2022/156

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; 01/09/2016 tarihinde dava dışı sigortalı ………..’a ait ……… plaka sayılı aracın park halinde iken inşaattan düşen kalıpların aracın tavan kısmına zarar verdiğini ve sigortalısına yaptıkları ödemenin, ödemenin yapıldığı tarih olarak belirttikleri 01/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsilini talep ettiğini müvekkil ……….. Sigorta A.Ş. dava konusu olay nedeniyle sigortalısına, 01/11/2016 tarihinde 4.012,00 TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkil ………. Sigorta A.Ş. sigortalısına yapmış olduğu ödeme nedeniyle TTK.md.1472 gereğince sigortalının haklarına halef olduğundan 4.012,00 TL alacak için zarar sorumlusuna karşı rücu hakkının doğduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili için dava öncesinde davalıya rücu başvurusunda bulunulmuş ise de davalı müvekkil şirkete herhangi bir ödemede bulunmadığından ve davalı tarafın tacir, sigortalı ticari aracın da ticari faaliyeti sırasında dava konusu zarar meydana gelmiş olduğundan müvekkil şirket alacağının tazmini için davalıdan 4.012,00 TL sigorta rücu tazminatının ödeme tarihi olan 01/11/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı taraf müvekkil şirkete rücuen tahsil için dava öncesinde başvuruda bulunduğunu iddia etse de müvekkil şirkete herhangi bir başvurunun yapılmadığını, ekspertiz raporlarının ise uygulamada yine tek taraflı beyanlar esas alınarak hazırlandığını, davacı tarafın kusur ve zarar arasındaki illiyet bağını somut, tartışmasız ve tek taraflı beyana göre hazırlamayan deliller ile ispatlaması gerektiğinden davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kasko sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın,TTK.1472.maddesi uyarınca zarara sebebiyet verenden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
TTK.nın 1472.maddesi kapsamında; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
Uyuşmazlık, dava dışı sigortalının aracının hasara uğramasında davalı şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa kusur oranının ne olduğu, gerçek zararın ne olduğu ile TTK.1472.maddesi kapsamında bu bedelin davalıdan tahsilinin davacı tarafça talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Davacı, sigortalısının aracının, davalının inşaat şantiyesinden düşen betonlar nedeniyle hasar gördüğünü, davalının bu hasarın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu iddia ederek sigortalısına ödediği hasar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, eksper raporunun sigortalının tek taraflı beyanına istinaden hazırlandığını, araçtaki hasar ile müvekkillerinin eylemi arasında illiyet bağının mevcut olması gerektiğini iddia ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Bu kapsamda dosya; A sınıfı iş güvenliği uzmanı, inşaat mühendisi ve makine mühendisinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine gönderilmiş, bilirkişilerden hasarın doğma sebebi, tarafların kusur oranları, ödenen tazminat bedeli ile hasarın uyumlu olup olmadığı hususunda rapor tanzim etmeleri istenmiştir. Bilirkişi raporunda; olay yeri fotoğraflarından, dava dışı sigortalının aracını, inşaatın sınır duvarının yanında fore kazık imalatlarının bulunduğu alana park ettiği, inşaat beton parçalarının araç üstüne ve çevreye geniş bir alana yayılmış halde görülebildiği, davalının da aracını anaokulunun yakınına ve beton parçaların düştüğü kısma park ettiğini belirttiği, bu kapsamda beton malzemelerin taşınma esnasında kopup araca hasar vermesinde, davalının %70, dava dışı sigortalının ise inşaat alanının sınırına, inşaat işlerinin devam ettiği hususunu dikkate almaksızın aracını park etmesi nedeniyle %30 oranında kusurlu olduğu, tamir bedelinin oluşan hasarla, ödenen hasar bedelinin ise piyasa rayiç bedeli ile uyumlu olduğu hususunda değerlendirme yapıldığı görülmüştür.
Bu kapsamda; davacının hasar bedelini ödediği ve sigortalısının yerine geçerek haklarına halef olduğu, bu halde davalı inşaat şantiyesi sahibi davalıya, ödediği tazminatın rücuen tahsil edilmesi talebiyle dava açabileceği anlaşılmakla, bilirkişi raporu ve dosyada mevcut fotoğraflar ve ifadeler kapsamında, dava dışı sigortalının aracını inşaat şantiyesinin sınırına park ettiği, taşınan betonların ise sigortalının aracının üzerine düşerek hasar oluşturduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte, her ne kadar bilirkişilerce dava dışı sigortalının aracını daha güvenli bir bölgeye çekmemesi sebebiyle %30 oranında hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu değerlendirilmişse de, davalının inşaat malzemelerinin sadece şantiye sınırındaki araca değil çevresine de düşmüş olduğu, şantiye ve çevresinin güvenliğinden davalının sorumlu olduğu, davalının dikkat ve özen yükümlülüğünü önemli derecede ihmal ettiği ve en nihayetinde haksız fiillerde kusur konusunda nihai takdirin mahkemeye ait olması sebebiyle, davalının zararın meydana gelmesinde %80, dava dışı sigortalının ise %20 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiş ve bu kapsamda davalının kusuruna denk gelen 3.209,6-TL miktarındaki hasar ödemesinden sorumlu olacağı değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, halefiyet kuralı gereği dava dışı sigortalının haklarına halef olan sigortanın, hasar bedelini ödeme tarihi aynı zamanda üçüncü kişiye rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle alacağa ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz üzerinden hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜ ile
3.209,60 TL tazminatın ödeme tarihi olan 01.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 274,05-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 68,52.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 205,53.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 68,52.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.947,90.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.588,32-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.209,60 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 802,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı , davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/02/2022

Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır