Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/193 E. 2022/1000 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/193 Esas
KARAR NO : 2022/1000

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 07/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Küçükçekmece ….İcra Müd. … E. sayılı dosyadan davalı – borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, Davalı borçlu mezkur icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla itiraz etmiş ve takibin durduğunu,Borçlu 11/05/2018’de icra takibine yaptığı itirazında böyle bir borcu olmadığını belirtmiş, İcra takibine konu olan dayanak belge taraflar arasında imzalanmış 05/08/2015 tarihli sözleşme olduğunu, Bu sözleşme ile borçlu … yangın tesisat sprink hattın daire içi montaj ve boyamasını yaptırmak üzere 11.000,00 TL’ye müvekkil alacaklı … ile anlaşmış, Ödemeler iş esnasında avans verilecek iş bitiminden 15 gün sonra kalan ödeme yapılacak şeklinde kararlaştırıldığını, buna rağmen sözleşmeye riayet etmeyen borçlu müvekkilin iş karşılığı ücretini ödememiş ve icra takibi başlatma zarureti doğduğunu, davalı- borçlu sözleşmeden doğan edimini yerine getirmediğini, borcunu ödediğine dair herhangi bir belgesi bulunmadığını, müvekkiline olan borcunu bildiği halde ödeme yapmaması ve aleyhine başlatılan icra takibine itiraz etmesi kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, re’sen nazara alınacak sebepler tahtında davamızın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamıyla davalının %20 ‘ den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından HMK 128. Maddesi uyarınca davacı tarafından ileri sürülen vakıaların tamamını inkar ettiği sayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan takibe davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … Asliye hukuk mahkemesinin … esas, sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya tüketici mahkemesine gönderilmiş, tüketici mahkemesi tarafından da görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya mahkememiz esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkemenin görevine dair kurallar kamu düzenine ilişkin olup 6100 HMK’nın m. 1 hükmü uyarınca mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir; m. 114(1)-c hükmüne göre de mahkemenin görevli olması bir dava şartıdır. Aynı Kanun’un m. 115 hükmüne göre ise, dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki nitelemenin yapılması ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekir.
6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde, bir davanın ticarî dava niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından üç ayrı kıstas kabul edilmiştir:
(i) Bunlardan ilki, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ve başka hiçbir şart aranmaksızın TTK veya diğer kanunlarda ticarî sayılan davalardır (mutlak ticarî davalar). Mutlak ticarî davalar herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticarî niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardan olup; TTK m. 4(1) hükmünde (a) ilâ (f) bentlerinde sayılmıştır.
(ii) İkincisi ise, yalnızca bir ticarî işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticarî nitelikte kabul edilen davalardır. TTK m. 4(1)-son cümle hükmü uyarınca ikinci grup ticarî davalar, yalnızca bir tarafın ticarî işletmesini ilgilendiren havale, vedia (saklama) sözleşmesi ile fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Bu nevi davaların ticarî nitelikte sayılması için yalnızca bir tarafın ticarî işletmesiyle ilgili olması TTK’da gerekli ve yeterli görülmüştür.
(iii) Üçüncü grup ise, nispî ticarî davalar olup, TTK m. 4(1) hükmü uyarınca her iki tarafın ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticarî dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticarî dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticarî iş niteliğinde olması veya ticarî iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticarî sayılması davanın ticarî dava olması için yeterli değildir. TTK m. 19/2 hükmü uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş niteliğindeki bir sözleşmenin diğer taraf için de ticarî sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira TTK, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı “ticarî iş” esasına göre değil, “ticarî işletme” esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez.
Dosya kapsamı uyarınca dava, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilâmsız icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup dava 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan değildir. Nispi ticari dava olarak kabul edilmesi için gereken her iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi ve her iki tarafın tacir olması şartlarının da somut olayda mevcut olmadığı, zira tarafların tacir olmadığı bu haliyle davanın nispi ticari dava olarak da kabul edilemeyeceği açıktır. Varılan sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde, davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla değil asliye hukuk mahkemesi olarak görülmesi gerektiğinden davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılama yapma yetki ve görevinin Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan HMK 114/1-ç maddesi delaletiyle HMK 115/2 maddesi gereğince davacının davasının USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca dosyanın mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde daha önce görevsizlik kararı veren Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Mahkememiz kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinde Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan görev hususunun halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair,tarafların yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı Kararın gerekçesinin taraflardan her birine tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar usulen anlatıldı.

07/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır