Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/188 E. 2021/1048 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/188 Esas
KARAR NO : 2021/1048

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ÖZETLE: davalı şirketin ……. ve davacı tarafından 13/02/2012 tarihinde kurulduğunu ve ticaret sicile tescil ediidiğini, davacının ortağı …….’ın usulsüz işlemlerini tespit ettiğini, davacı şirket ortağı ve 21/05/2018 tarihinden itibaren müdür olan …….’ın davacı şirketle aynı işi yapan birden fazla çok şirketin kurucusu, ortağı ve müdürü olduğunu belirterek davalı şirkete tedbiren kayyum atanmasını, şirketin kayyum tarafından yönetilmesini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde şirketin menfaati dikkate alındığında şirket ortağı …….’ın münferit imza yetkisinin tedbiren kaldırılmasını, şirketin ortakların müştereken atacakları imza ile temsil ve ilzam edilmesine tedbiren karar verilmesini, davalı şirket adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı şirketin davacı nezdinde gerçekleşen haklı sebepler nedeniyle feshine ve tasfiyesini, bu talep uygun görülmezse davacının şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; İşbu davanın Limited Şirket vasfında olan davalı şirketin feshine veya davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olduğu, davacının dava dilekçesinde iddialarını kanıtlar belge sunmadığını, davacının müdürlüğü boyunca herhangi bir ücret almadığını beyan ettiği ancak İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. E.sayılı dosyasında farklı beyanlarının yer aldığını, davalı ortağı müvekkilinin ……. Makine Sanayi Tic A.Ş.’yi 1991 yılında kurduğu ve aynı iş kolunda kuruluşundan bu yana faaliyetini sürdürdüğünü, davacı dilekçesinde belirtilen tüm şirketlerin …… Şirketinden önce kurulduğunu, …… ‘in 2012 yılında kurulduğu ve müvekkilinin grup şirketlerinden biri olduğunu, henüz müdür değişikliği olmadan önce tarafların …….’ın hissesinin alımı üzerine protokole vardıkları ve davalı Şirketin ……. Makineye borcu olan 1.500.00,TL bedel ile Şirketin tamamını alacağına ilişkin protokol yapıldığını, davacının protokoldeki şartlara uyulmaması halinde ise davacının kendi hissesini 1.500.000 TL bedelle …….’a kendi hisselerini satma konusunda anlaştığını, davacının 2012-2018 tarihleri arasında müdürlük yaptığını, şirketin mali yapısındaki bozuklukların sebebinin bizatihi kendisi oduğunu, taşınmazın satış konusunun ; ilgili taşınmazın kredisinin bulunduğu ve ilgili dönemde Şirketin kasasında ödemesini yapabilecek parasının olmadığını, …….’in davalı şirketten aynı dönemde 3.650.000,00 TL alacağı bulunduğunu, …….’ın şirket kredisini kapatmak ve taşınmazı …….’e satmak yolu ile Şirketin borç yükünü azalttığını, şirketin hiçbir zaman kar dağıtımı kararı almadığını, davalının da aynı sanayi sitesinde oğlu adına …… Şirketini kurduğunu, sonrasında şirketin adını … olarak değiştirdiğini, davacının kayyım atanma talebinin reddini, dava şartı yokluğundan ve esastan reddini, davacının ortaklıktan çıkma isteğinin tüm alacak ve borçlar tespit edilerek müvekkili şirket ve diğer ortak …….’ın hakkı dikkate alınarak davacının ortaklıktan çıkarılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyası, 23/10/2020 tarihli … tarafından hazırlanan Kayyum Raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, TTK 630 uyarınca dava dışı yöneticinin azli ve davalı şirketin TTK 636/3 uyarınca fesih ve tasfiyesine ilişkindir.
Dosyada mübrez İTSM kayıtları uyarınca; davalı …… Otomotiv Makine San. Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı ……. ve davacı tarafından 13/02/2012 tarihinde kurulduğu ve ticaret sicile tescil edildiği, 26/05/2018 tarihinden 21/05/2023 tarihine kadar …….’ın münferiden yetkili müdür olarak atandığı tespit edilmiştir.
Davalı şirket müdürünün azli talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; Limited şirketlerde Genel kurulda çoğunluğun sağlanamaması halinde TTK md. 630 (2) ye istinaden her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin azli talebi ve sorumluluk davaları idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen yöneticiye karşı açılabilir.
Somut olayda, davacı taraf azil talebini yöneticiye yöneltmediğinden bu talebinin pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin yapılan değerlendirmede; yargılama kapsamında davalı şirkete denetim kayyımı atanmış ve şirket kayıtları bilirkişi eliyle incelenerek hazırlanan raporla dosya içerisine alınmıştır.
Buna göre; davalı şirketin merkezinde yapılan araştırmada gayrı faal olduğu, uzun süreden beri borca batık olduğu, zaman zaman kar elde etse de elde edilen karların faaliyetinden zayade şirketteki varlıkların satılmasından elde edildiği ve elde edilen karların da şirketi borca batık olma durumundan kurtarmadığı, şirketin uzun zamandan beri de herhangi bir kar payı dağıtmadığı anlaşılmaktadır.
TTK 636/3 düzenlemesi şu şekildedir: ”Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” Madde metninden anlaşıldığı üzere şirketin feshi için haklı nedenlerin bulunması öngörülmüş ancak haklı sebeplerin neler olduğu madde metninde belirtilmemiştir. Dolayısıyla haklı sebep, her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Duruma bağlı olarak, şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık ve husumet, şirketin mahkemece feshi için haklı bir neden olarak görülebilir (Y. 11. HD.’nin E. 2000/55, K. 2000/1242 sayı ve 21.2.2000 tarihli kararı; Y. 11. HD.’nin E. 2003/2194, K. 2003/8154 sayı ve 22.9.2003 tarihli kararı). Mali hakların özellikle kar payı hakkının ihlali, ortaklığa katılım, bilgi alma, denetleme haklarının ihlali, amaç ve konunun öznel olarak imkânsız hale gelmesi (TTK. m. 529/1-b), ortaklığın kar elde edemez, mali durumu kötülemiş hale gelmesi (TTK. m. 376), organların işlevsiz, çalışamaz hale gelmesi (TTK. m. 530), kötü yönetim, iş göremezlik, kişisel anlaşmazlıklar da haklı sebep olarak sayılmaktadır (Erdem, s. 111 vd.; Y. 11. HD.’nin E. 2004/7433, K. 2005/1213sayı ve 15.2.2005 tarihli kararı). Ortakların davranışları ortaklığın faaliyetlerini önleyecek, zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış ve ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir.
Sermaye kaybı ve borca batıklık durumunu düzenleyen TTK. m. 633 hükmüne göre, “esas sermayenin kaybı ya da borca batık olma hâllerinde anonim şirketlere ilişkin ilgili hükümler kıyas yoluyla uygulanır”. Aynı şekilde iflasın bildirilmesi veya ertelenmesi hususuna ilişkin TTK. m. 634 hükmüne göre, “iflasın bildirilmesi ve ertelenmesine anonim şirket hükümleri uygulanır”, Anonim şirkete ilişkin TTK. m. 376/2 hükmüne göre, “son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer”.
Bu açıklamalar ışığında, kar elde etmeyen, uzun zamandan beri borca batık olan ve son dönemde de gayrifaal hale gelen şirketin sermayesinin arttırılmamış olması nedeniyle, TTK. m. 633 ve 634 hükümlerinin yollamasıyla uygulama alanı bulan TTK. m. 376/2 hükmü uyarınca, şirketin kanun gereği (TTK. m. 636/3) münfesih hale geldiğinin kabulü gerekir. Bu sebeplerle somut olayda haklı nedenle davalı şirketin fesih koşulları gerçekleştiği takdir ve sonucuna varılarak şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının yöneticinin azli talebinin pasif husumetten REDDİNE
2-Davacının fesih ve tasfiye talebinin KABULÜ İLE,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …… sicil numarasına kayıtlı davalı …’nin feshi ile tasfiyesine,
3-Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere SMM Uzmanı …’nin şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına,
4-Şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre gerekirse artırılıp eksiltilmek kaydıyla, tasfiye süreci devam ettiği sürece toplam 5.000,00 TL ücret takdirine, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
5-Şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine,
6-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirilerek tescil ve ilanına,
7-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30TL harcın, mahkememiz veznesine yatırılan 54,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı tarafça yapılan 7.500,00 TL kayyım ücreti, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 615,00 TL posta yazışma gideri olmak üzere toplam 12.115,00 TL’nin (şirket yöneticisinin azli talebinin reddine, fesih ve tasfiyenin kabulüne karar verildiğinden yargılama giderinin %50’sine tekabül eden) 6.057,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
11-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır