Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/114 E. 2020/394 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/114 Esas
KARAR NO : 2020/394

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2020

İstanbul ….. Tüketici Mahkemesinin ve 19/03/2019 tarihli, …… Esas, ……. Karar sayılı ilamıyla yetkisizlik kararı verilerek Bakırköy …… Tüketici Mahkemesine gönderilen ve Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesinin 09/10/2019 tarih, ….. Esas, …… karar sayılı görevsizlik ilamıyla mahkememize gönderilen Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …….’ın diğer müvekkili şirket olan …… San. ve Dış Tic. Ltd. Şti’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, müvekkili ……’ın Suriye vatandaşı olduğunu, İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde ikamet etmek için davalı şirketin yapmakta olduğu İstanbul ili, …… ilçesi, …… bölesi, …. parsel, ……. ada bulunan “……” isimli projeden ”Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalanarak iki adet daire satın aldığını, sözleşmeye istinaden müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri tam olarak yerine getirdiğini, en geç 31/12/2016 tarihinde dairelerin tesliminin gerçekleşeceğinin sözleşme ile imza altına alındığını ancak davalının daireleri teslim etmediğini, davalı şirketin iflasın eşiğinde olduğunu ve hakkında devamlı alacak davaları açıldığını beyanla söz konusu tapunun müvekkilleri adına tesciline, aksi takdirde sözleşmenin haklı nedenlerle feshedilerek fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydı ile 172.942 $ (ABD doları)’nın yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20 cezai şart olan 40.901 $’ın müvekkillerine ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, Yurt dışında ikamet eden ve yabancı uyruklu olan davacı yanların dava konusu taşınmazları konut edinmek amacı ile almadıkları ortada olup, yatırım amacıyla aldıkları, Davacılar, tüketici sıfatını haiz olmadığından, Mahkemenin huzurdaki davada görevli olmayıp, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, Kaldı ki, davacı yanlardan biri yabancı uyruklu bir şahıs diğeri ise bir ticari şirket olduğunu, Tüzel ve gerçek kişiden oluşan iki şahsın iki farklı bağımsız bölümü konut edinmek amacıyla satın alması mümkün olmadığından, bu açıdan da mahkemenin görevsiz olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
İstanbul ….. Tüketici Mahkemesinin ve 19/03/2019 tarihli, ….. Esas, …… Karar sayılı ilamı, Bakırköy …… Tüketici Mahkemesine 09/10/2019 tarih, …… Esas, …… karar sayılı ilamı , Esenyurt Tapu Sicil Müdürlüğü yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölümün tapu iptali ve tescil, terditli olarak da ödenen bedelin raiç değerden az olmamak üzere iadesi talebine yöneliktir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır.
Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir.
Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur.
O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına alındığından, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğu kabul edilmelidir.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir.
Somut olayda; davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile İstanbul ili, …. ilçesi,…… bölesi, …… parsel, ….. ada bulunan “……” isimli projeden iki adet daire satın alındığı, sözleşmeye konu taşınmazların daire niteliğinde konut olduğu, davacının dava dilekçesinde taşınmazı konut amaçlı kullanmak üzere satın aldığını beyan ettiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup İDM’nin hatalı gerekçe ile davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu yönündeki görevsizlik kararı hatalıdır.
Bu açıklamalar ışığında; davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesinde olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, ancak mahkememiz ile Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (T.C. İstanbul B.A.M 7. H.D 2020/356 Esas ve 2020/633 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Mahkememiz ile Bakırköy …… Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle görev uyuşmazlığı sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/07/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı