Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/113 E. 2020/364 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/113 Esas
KARAR NO : 2020/364

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan 06/01/2016 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE;müvekkilinin davalıdan alacağının tahsili için Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının da bu takibe süresinde itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, iyi niyetli üçüncü kişi olan müvekkilinin çeki ibraz tarihinde …… Bankasına yazdırmak için verdiğini, ancak bankanın …… Teks Gıda İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin adına bir hesap olmamasına dayanarak 4898 seri numaralı çeke el koyduğunu, davalının da yapmış olduğu itirazında kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE;dava konusu çekin ….. Bankasının 21/05/2015 tarihli yazısında anlaşılacağı ve İİK madde 68’de belirtilen yeterliliğe sahip bir olmayan sahte bir çek olduğunu, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……esas sayılı dosyasına sundukları beyanda da ….. Bankası A.Ş. …… Şubesine ait …… çek numaralı 15/05/2015 keşide tarihli 12.000,00-TL bedelli çekin süresinde itiraz ettiklerini ve bankanın çekin sahte olmasından ötürü bu durumu polis amirliğine bildirdiğini, davacı ile müvekkili arasında bir ticari ilişki olmamasına rağmen 11.500,00-TL para tahsil ettiğini, müvekkilinin çekin sahte olduğunu bilmediği için bu ödemeyi yaptığını, ancak iş bu sahte çeke ciranta silsilesi söz konusu olamayacağı için müvekkiline bir husumet yöneltilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle haksız davanının reddini alacaklının hakszı ve kötü niyetli iş bu dava nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı takip dosyası, Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasının uyap çıktısı ve tüm dosya kapsamı.
Davacı asilin Asliye Ceza Mahkemesindeki vermiş olduğu ifadesi ve dosya kapsamı itibariyle alacağının olup olmadığı ve davalı tarafından ödenip ödenmeyeceği noktasında istivcap edildiği ve beyanında; ” Bana okumuş olduğunuz Asliye Ceza Mahkemesindeki ifade doğrudur ancak her ne kadar o ifademde maddi zararın sanık tarafından karşılanmıştır demişsemde bundan kastım söz konusu zararımın sanık tarafından ödeneceği sözüdür. Söz konusu ifadeyi vermeden önce sanık bana 1 hafta içerisinde zararımı ödeyeceğini söylemiştir ve ……’ın yönlendirmesi neticesinde ben zararımın ödendiği şeklinde beyanda bulundum ancak iş bu davanın konusu olan zararım bugüne kadar ödenmemiştir. Sahte çekten dolayı ….. ceza almamak için benden ricacı oldu ve söz konusu ifadeyi vermemi istedi. Bu nedenle davamın kabulüne karar verilsin” demiştir.

MAHKEMEMİZİN 13/03/2017 TARİHLİ …… ESAS …… KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE: Mahkememizce davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra takibinin aynen devamına karar verilmiştir.

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …… HUKUK DAİRESİNİN 31/01/2020 TARİHLİ …… Esas …… KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE: “Davacının mahkeme içi ikrarı bağlayıcı nitelikte olup ikrar edilen vakıanın gerçeğe uygun olmadığı ve maddi hata sonucu yapıldığını ispatla yükümlüdür. Bu nedenle öncelikle ispat yükü davacıda olup davacı; alacağı ve ikrarın maddi hataya dayalı olduğunu ispatla yükümlüdür. Davacı iddiasını ispatladığı takdirde davalının ödeme savunması üzerinde durularak delillerin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kararın HMK’nın 353-1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle mahkememizin 13/03/2017 Tarihli ….. Esas ……. Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VEGEREKÇE:
Dava, bir adet çeke dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 ).
Somut uyuşmazlıkta; keşidecisi dava dışı firma olan çekin sahte olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı, çeki davalıdan aldığını iddia ederek ilamsız takip başlatmıştır. Davalı ise, davacı ile aralarında iş ilişkisi olmadığını, ancak haciz baskısı altında çekin bedelinin ödendiğini savunmuştur.
Küçükçekmece ….. Asliye Ceza Mahkemesi …… Esas sayılı dosyasının 20.04.2016 tarihli duruşma tutanağı örneği dosyada mevcut olup, dosyamız davacısı …’nın mezkur dosyada müşteki sıfatı ile verdiği beyanında; “Ben olayla ilgili karakolda ifade vermiştim. Olaydan yaklaşık 1 hafta sonra benim tüm maddi zararım sanık tarafından karşılanmıştır, sanıktan şikayetçi değilim” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüş olup, dosya sanığının ….. isimli şahıs olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı asil isticvap edilmiş, davacı asil mahkememiz huzurundaki beyanında; “Bana okumuş olduğunuz Asliye Ceza Mahkemesindeki ifade doğrudur ancak her ne kadar o ifademde maddi zararın sanık tarafından karşılanmıştır demişsemde bundan kastım söz konusu zararımın sanık tarafından ödeneceği sözüdür. Söz konusu ifadeyi vermeden önce sanık bana 1 hafta içerisinde zararımı ödeyeceğini söylemiştir ve …..’ın yönlendirmesi neticesinde ben zararımın ödendiği şeklinde beyanda bulundum ancak iş bu davanın konusu olan zararım bugüne kadar ödenmemiştir. Sahte çekten dolayı ….. ceza almamak için benden ricacı oldu ve söz konusu ifadeyi vermemi istedi. Bu nedenle davamın kabulüne karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur
İkrar, bir tarafın, diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunu kabul etmesidir. HMK’nun 188. maddesinde “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez. Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez. Sulh görüşmeleri sırasında yapılan ikrar tarafları bağlamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerlidir ve kesin delil teşkil eder. ( HGK 13.5.1992 gün, 1992/14-249/ Esas, 1992/ 323 karar). İkrar eden, kural olarak ikrarından dönemez; başka bir deyişle ikrarıyla bağlıdır. Ancak, ikrar eden ikrarının maddi bir hatadan kaynaklandığını ispat ederek ikrarından dönebilir ( H.M.K.nun 188/2 Md. ). Maddi hata halinde, ikrar eden bundan dönebilmek için, ikrar edilen vakıanın gerçeğe uygun olmadığını ve ikrarın maddi bir hata sonucu yapıldığını ispat etmek zorundadır. Taraf gerçeğe uygun olmayan bir vakıayı bilerek ikrar etmiş ise, bu durumda da ikrarından dönemez.
Davalı taraflar arasında iş ilişkisi olmadığını savunmuş, davacı asil ceza yargılamasındaki beyanında zararının karşılandığını beyan etmiştir. Davacının mahkeme içi ikrarı bağlayıcı nitelikte olup ikrar edilen vakıanın gerçeğe uygun olmadığı ve maddi hata sonucu yapıldığını ispatla yükümlüdür. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 31/01/2020 tarihli ….. esas ….. karar sayılı kararında da davacının ikrarının maddi hataya ilişkin olduğunu ispatla yükümlü olduğunu, öncelikli olarak bu hususu ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacı, ceza mahkemesi dosyasında açık bir şekilde “Olaydan yaklaşık 1 hafta sonra benim tüm maddi zararım sanık tarafından karşılanmıştır” şeklinde ikrarda bulunmuş olup, mahkememizce davacının isticvabında “…sanık tarafından karşılanmıştır demişsemde bundan kastım söz konusu zararımın sanık tarafından ödeneceği sözüdür…” şeklinde ikrarını açıklamaya çalıştığı görülmektedir. Yargısal ve bilimsel içtihatlara göre, maddi hata durumunda ikrardan dönülebileceği hususundaki hükümde yer alan “maddi hata”dan kasıt, gerçek durumu yansıtmayan ikrara konu vakıa hakkındaki bilgi yokluğu veya yanlış bilgiden kaynaklanan bir yanılgı olup, somut olayda böyle bir yanılgıdan söz etmek mümkün olmadığından davacının mevcut ikrarı göz önünde bulundurularak davanın reddine, ancak davacının kötüniyeti sübut bulmadığından davalının icra kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Davacının kötü niyeti subut bulmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada yapılan 41 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
06/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır