Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2021/95 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/108 Esas
KARAR NO : 2021/95

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 26/01/2015
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 05/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 26/01/2015 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili davacının Küçükçekmece, İkitelli, …… pafta, …… parselde kayıtlı ve adresinin bulunduğu iş yerinin maliki olan ……’ndan 01/09/2014 tarihinde kiraladığını ve gıda market olarak işletmeye başladığını, müvekkilinin burada işlettiği markette kullanmak üzere davalı kuruma müracaat ile adına elektrik aboneliği sözleşmesi yapılmasını talep ettiğini, ancak eski abonenin borçları nedeni ile sözleşme yapılamayacağını, önce eski borçların ödenmesinin gerektiğini, sözleşme yapılmadığını ve müvekkilinin eski abone olan sözleşme üzerinden elektrik kullanımını sürdürmekte olduğunu, müvekkilinin kiraladığı iş yerinde kullanmak üzere …… ile su aboneliği, …… ile telefon ve internet aboneliği sözleşmesi imzalamış olup kullanmaya başladığını, davalı kurumun davacının eski abone adına kullandığı elektriğin tüketim bedelini kaçak kullanım gerekçesi ile yaklaşık % 50 fazlası ile tahakkuk ettirerek yasaya ve yönetmeliğe aykırı olarak eski abone borçlarını tahsil etmeye çalıştığını, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetlei Yönetmeliği’nin 24/4 maddesi uyarınca aynı kullanım yerine ait başka müşterilerin önceki dönemlere ilişkin tüketimlerinden kaynaklanan borçları yeni müşterinin üstlenmesinin talep edilemeyeceği hükmünü içerdiğini, davalı kurumun alanında tekel olmanın verdiği avantajı kullanarak kendisinin tahsil edemediği alacaklarını yeni müşterilerdinden almaya çalışarak haksız kazanç peşine düştüğünü ve TCK kapsamında suç işlediğini, öncelikle dava konusu sözleşmenin kurulu olduğu yerin ticari işletme olduğu, işletmenin gıda marketi olması elektriğin kesilmesinin telafisi güç zararların ortaya çıkacağı dikkate alınarak eski abone adına bağlanan ……. numaralı hattın kesilmesinin HMK 389. Madde gereğince tedbiren durdurulmasına, davacının kiraladığı iş yerinde kullanmak üzere davalı ile abonelik sözleşmesi hakkının olduğunun tespitine, davalının davacı ile sözleşme yapmasına, kira sözleşmesinin yapıldığı 01/09/2014 tarihinden bu yana …… nolu hat üzerinden kullandığı elektrik tüketiminin kaçak olmadığının tespiti ile normal kullanımdan doğan borcunun tespitine, kurumun fazla talep ettiği kaçak kullanım bedelinden davacının sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığından ötürü görev ve yetki itirazında bulunmuş, davanın nöbetçi ticaret mahkemelerinde açılması gerektiğini, davanın kaçak elektrik ile ilgili uyuşmazlıktan dolayı yöneltildiği müvekkil ….. Elektrik Dağıtım AŞ ye yöneltilmesinin yerinde olmasına karşın abonesiz elektrik kullanımı hususunda husumet yöneltilmesi gereken tarafın ……Elektrik Perakende Dağıtım AŞ olması gerektiğini, dava konusu …… nolu tesisata ait …… adına olan abonelik sözleşmesinin 09/05/2014 tarihinde fesih edildiğini, sözleşme iptali sonrası ilgili mahalde yapılan kontrolde abonelik sözleşmesi yapılmadan enerji kullanımı yapıldığının tespit edildiğini, abonesiz kaçak kullanım adı altında ……. nolu evrakla 22/04/2014 ile 22/05/2014 tarihleri arasında tüketilen 8516 KWH karşılığı 4.516,00 TL bedel tahakkuk ettirildiğini, daha sonra hatalı okuma nedeni ile iptal edilen abonesiz kaçak kullanım faturalarının 16/01/2015 tarihi itibariyle … adına …… seri nolu tutanağın tanzim edilerek yeniden tahakkuka bağlandığını, 19/06/2014 tarihi itibari ile tutanak tarihi arasında tüketilen 64.747 KWH 49.446,10 TL bedelin taahhuk ettirildiğini, davacı yanın iş yeri maliki olan ……’ndan 01/09/2014 tarihinde kiralamış olduğunu beyan ettiğini, malik ……’nun davalı kurum ile olan abonelik sözleşmesinin 09/05/2014 tarihinde fesih edildiğini ve davacı yanın 19/06/2014 tarihi ile tutanak tarihi arasında abonesiz olmak kaydıyla tüketmiş olduğu elektrik enerjisi tutarından sorumlu olacağını, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini beyan etmiş olmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davcının kullandığı elektrik enerjisi nedeni ile davalıya borçlu bulunmadığının tespiti (menfi tespit) ve davalının sözleşme yapmak zorunda olduğunun tespiti (müspet tespit) davasıdır.
Davacı tarafça; davacının işyerinde kullandığı elektrik enerjisini kullanma hakları olduğu, eski abonenin borcundan sorumlu bulunmadığı, davalının yeni sözleşme yapmaması nedeni ile eski abonenin saati üzerinden kullanmalarının kaçak elektik olmadığı ve davalının sözleşme yapmak zorunda olduğundan bahisle bu konularda karar verilmesi istemli menfi tespit ve müspet tespit talepleri bulunmaktadır.
Açılan dava sonucunda Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/02/2017 tarih ……. Esas …… Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 19/07/2017 tarih ……. Esas …… Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verildiği, verilen bu karara karşı temyiz yasa yoluna başvurulması neticesinde ise Yargıtay …… Hukuk Dairesinin 11/09/2019 tarih …….. Esas ……. Karar sayılı kararı ile mezkur Bölge Adliye Mahkemesi kararının davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemelerine ait olduğundan bahisle bozulmasına karar verildiği, bu bozma kararı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 14/11/2019 tarih…… Esas …… Karar sayılı kararı ile ……. kararının kaldırılarak görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine ve dosyanın görevli mahkeme olarak Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmesi üzerine dosyanın mahkememiz esas defterine kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmaza ait celp edilen tapu kayıtları ve çaplı krokiler incelenmiş, davalı kurumdan celp edilen dava konusu olan …… nolu aboneliğe ilişkin tüm kayıt ve belgeler ile borç tahhakkukuna dayanak tüketim belgeleri incelenmiş, görevsiz mahkeme yapılan keşif neticesinde refakatte götürülen elektrik mühendisi bilirkişiden alınan 09/02/2016 tarihli rapor incelenmiş, taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli olan tüm delillerin görevsiz mahemece toplandığı görülmüş ve tüm bu deliller mahkememizce değerlendirilmiştir.
Müdahale talebinde bulunan …… Elektrik Perakende Satış AŞ vekili tarafından mahkememiz dosyasına sunulan 23/12/2015 tarihli dilekçe ile, müvekkili kurumun kısmi bölünme suretiyle ….. Elektrik Dağıtım AŞ den ayrılıp halihazırda ayrı bir tüzel kişilik altında faaliyetlerini yürüttüğünü, itiraz ettikleri tedbir kararlarından sözleşme kurulması hususunda verilen tedbir kararından müvekkil yönünden yükümlülük doğurmakta olduğundan davaya müdahil olmak talebinde bulunduklarını, düzenlenen tahakkukların EPDK mevzuatına göre doğru ve uygun olduğunu, kaçak elektrik tutanaklarının geçerliliğinin tartışmalı olmadığını, ihtiyati tedbir kararlarının yerinde olmadığını beyan etmiş olmakla müvekkil şirket tarafından yapılan işlemlerin yürürlükteki mevzuata uygun olup haksız olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Bilirkişiden alınan ek raporda, 13/07/2016 tarihinde sunulan ek raporda bilirkişi, kök raporundaki hesaplamaların değişmediğinin belirtildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde;
Davacının davalı şirketle abonelik sözleşmesi yapılması gerektiğinin tespiti yönündeki talebinin değerlendirilmesinde; söz konusu elektrik aboneliği tesisi işinin davada fer’i müdahil olan……. ‘ın yetki ve sorumluluğunda bulunduğu, davalının abonelik sözleşmesi yapılması hususunda herhangi bir inisiyatif, yetki ve sorumluluğu bulunmadığı, davada fer’i müdahil aleyhine hüküm kurulamayacağı, davalının bu talep yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın bu yönden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Menfi tespit talebinin değerlendirilmesinde; davacı vekili tarafından sunulan 26/10/2020 tarihli dilekçe ile borcun 44.995,80 TL olarak 25/10/2017 tarihinde tahsil edildiğinden davalarını istirdat davasına dönüştürdüklerini, borçlu oldukları bedelin bilirkişi tarafından 14.814,07 TL olarak tespit edildiğini, ödenen borçtan borçlu bulundukları tespit edilen bu meblağı düşerek 30.181,73TL’nin 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini bildirdikleri görülmüştür. Davacının bu talebi mahkememizce ıslah talebi olarak değerlendirilmiş ve yargılamaya istirdat (fazla ödenen bedel iadesi) davası olarak devam edilmiş ve değerlendirme bu doğrultuda yapılmıştır. Davacının davalı kuruma abone olmadan mevzuata aykırı biçimde elektrik kullanmasının kaçak elektrik tüketimi olduğu, kira sözleşmesinin imzalandığı dönemden önce davacının kaçak elektrik tüketimi olduğunun davalı yanca ispatlanamaması nedeni ile davacının bu dönemden sorumlu tutulamayacağı, davalıya 49.446,10 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirilmiş olduğu, 17/06/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa hükümlerine göre kayıp kaçak vs.bedellerin maliyet unsuru olarak kabul edilmesinden dolayı davacının sorumlu olacağı bedelin hesabında tüm maliyet unsurlarının hesaba dahil edilmesinin gerektiği, bu nedenle davacının kayıp kaçak, iletim, dağıtım, PSH bedellerinin tahakkuka dahil edilmemesi gerektiği hususundaki itirazlarının yerinde olmadığı, sonuç itibariyle davacının davalıya karşı ödemekle sorumlu olduğu bedelin 18.539,78 TL olduğu, davacı tarafça yapılan 25/10/2017 tarihli 44.995,80 TL miktarlı ödemeden davacının sorumlu bulunduğu 18.539,78 TL’nin düşülmesi neticesinde davacı tarafça davalıya 26.456,02 TL fazla ödeme yapılmış olduğu ve bu fazla ödemenin ödeme tarihinden itibaren faiziyle davalıdan alınması yönündeki talep haklı görülerek davanın kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ile sözleşme kurulması yönündeki talebin ise yukarıda belirtilen gerekçelerle pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın İstirdat Talebi Yönünden KISMEN KABULÜ ile
23/02/2015 son ödeme tarihli fatura ile ilgili olarak davacı tarafca davalıya yapılan 26.456,02 TL fazla ödemenin ödeme tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Davanın davalı ……. . İle sözleşme tesisi talebi yönünden bu davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.807,21-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 170,78-TL peşin harç ile 344,00-TL tamamlama ve 195,40 TL keşif harcının harçlarının mahsubu ile eksik kalan 1.097,03-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70.-TL başvurma harcı ve 170,78-TL peşin 344,00 tamamlama harcı ve 195,40 keşif harcı olmak üzere toplam 737,88 TL harçların davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan 1.331,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.157,97 TL toplam yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın üzerine bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine kabul oranına göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, pasif husumet yokluğu nedeni ile red kararı açısından 4.080,00-TL Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine red oranına göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır