Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/980 E. 2021/796 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/980 Esas
KARAR NO : 2021/796

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30.09.2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilini 1999 yılından beri kaliteli ve özgün ofis mobilyaları tasarım ve imalatında faaliyet gösteren uzman ve sektörde öncü bir firma olduğunu, müvekkili tarafından davalıya 11.12.2018 tarihinde 6 adet suni deri ayaklı koltuk, 3 adet sehpa, 5 adet 2 parçadan oluşan koltuk takımı, 4 adet deri koltuk seti ve 2 adet servis sehpasının satışının yapıldığını, satışı yapılan ürünlerin müvekkili tarafından 28.12.2018 tarihinde eksiksiz ve hasarsız olarak davalıya teslim edildiğini, bu hususun “Listedeki ürünler sorunsuz teslim edildi” notuyla davalı tarafça da teyit edildiğini, Müvekkilinin kendi edimini yerine getirdiği halde davalının satın aldığı ürünlerin bedelini ödemeye yanaşmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalıya ödeme ihtarını havi ihtarname gönderildiğini, davalının bu ihtara cevaben keşide ettiği ihtarname ile ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürdüğünü ve ödemekten kaçındığını, Ürünlerde herhangi bir ayıplı ifa ya da imalat hatası söz konusu olmamasına karşın müşteri memnuniyetini esas alan çalışma prensibinin gereği olarak defalarca servis oluşturarak bu talepleri değerlendiren müvekkilinin her seferinde yetkili ekibini yönlendirerek kullanımdan kaynaklı bu aksaklıkların giderilmesi için her türlü teknik desteği sağlamaktan kaçınmadığını, müvekkili tarafından kesilen faturanın davalıya tebliğ edildiğini ve davalının bu fatura mündericatına da herhangi bir itirazda bulunmadığını, Ancak davalının buna rağmen borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü, müvekkilinin bu kez Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün ……… E. Sayılı icra dosyası ile alacağını tahsil cihetine gitmişse de davalının itirazı ile takibin durduğunu, akabinde yapılan arabuluculuk başvurusunun da anlaşmama ile sonuçlandığını ve anlaşmama yönünde son oturum tutanağının düzenlendiğini, İyiniyetli tüm çabalarına karşın bugüne dek alacağını tahsil edemeyen müvekkili için huzurdaki davayı açmanın bir zaruret haline geldiğini, Müvekkilinin davaya konu ürünleri eksiksiz, hasarsız ve ayıpsız olarak teslim ettiğini, davalının “Vistedeki ürünler sorunsuz teslim edildi” ikrarıyla da bu hususun çekişmesiz olduğunu, Dava konusu ürünlerde herhangi bir ayıp ya da üretim hatası olmadığını, borcunu ödemekten kaçınan davalının bu eylemine mazeret üretmek için ileri sürdüğü “Koltuklar leke tutuyor” iddiasının da gerçek dışı olduğunu, her kumaş türünde lekelenmeler olabileceğini öngören müvekkilinin, hiçbir müşterisine bu yönde bir vaatte bulunmayacak kadar basiretli ve işinin ehli olduğunu, Müvekkilinin, davalının tüm teknik destek taleplerini defalarca kez hassasiyetle yerine getirdiğini, her defasında “çıkmadığı” söylenen lekelerin bizzat çıkarıldığını, bu işlemin nasıl yapılacağının davalı şirket çalışanlarına uygulamalı olarak defalarca izah edildiğini, durum buyken ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla satın aldığı ve kullanmakta olduğu ürünlerin bedelini ödemekten kaçınan davalının tamamen art niyetli olduğunu, davalının, ödeme yapmamak üzere ürün satın aldığını, satın aldığı ürünlerin sorunsuz olduğunu yazılı olarak ikrar etmiş ve faturaya da herhangi bir itirazda bulunmamışken, faturaya ve cari hesap alacağına dayalı likit ve muayyen alacağını ödemekten kaçınarak müvekkilini mağdur eden davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek, Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ………. E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu, söz konusu ayıpların müvekkilinden kaynaklanmadığını, üretimden kaynaklandığını, ürünlerin müvekkiline teslim edilmesinin akabinde ürünlerdeki ayıpların tespit edilerek davacıya bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafından 07.03.2019 tarihli taahhütname düzenlendiğini, söz konusu taahhütnamede ürünlerin ayıplı olduğunun ve ayıpların garanti kapsamında giderileceğinin dolayısı ile kullanımdan kaynaklı değil üretimden kaynaklı ayıpların söz konusu olduğunun davacı tarafından da kabul edildiğini, kumaşların leke tutmaz özellikte olması gerektiğinin bir kez daha tekrarlandığını, davacı söz konusu taahhütte bulunduktan sonra ürünler tekrar teslim edildiğinde ise koltuklarda yapılan işlemin taahhüde uygun olmadığını, kumaşların taahhütte belirtildiği şekilde değiştirilmediğini, kumaş altı sünger takviyesi yapıldığını, lekelerle ilgili problemin devam ettiğini, davacının ustalarından da bu hususta sadece ufak tefek lekelerin çıkarılabileceğinin ifade edildiğini belirterek ayıpların giderilmesi ya da değişim yapılmasının talep edildiğini, akabinde ayıpları girlermeyen davacının ayıplı ürünleri yenisi ile değiştirmediğini, hal böyle iken ürünlerdeki ayıbın kullanıcı hatası olduğuna, servis hizmetlerinin de sadece müşteri memnuniyetini sağlamak adına verildiğine dair davacı beyanlarının gerçeği yansıtmadığının ve kötü niyetli olduğunun ortada olduğunu, taahhütnamede de açıkça görüleceği üzere kumaşların leke tutmaz özellikte olduğunun davacı tarafından açıkça beyan edildiğini, “Kumaşlarımız leke tutmaz özelliğe sahiptir” beyanından söz konusu kumaşın leke tutmaması gerektiğinin anlaşıldığını, müvekkiline taahhüt edilenin bu olduğunu, davacının bu hususta dahi müvekkiline kusur atfetme çabalarının davacının kötü niyetini gözler önüne serdiğini, hal böyle iken ayıp nedeni ile yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının müvekkiline gerçeği yansıtmayan beyanlarla Beyoğlu ……… Noterliği’nin 26.07.2019 tarih ve ……… yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, davacının söz konusu ihtarnamesine müvekkili tarafından Bakırköy ……… Noterliği’nin 06.08.2019 tarih ve …….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini ürünlerin iade alınmasının talep edildiğini ancak buna rağmen davacının kötü niyetle dava konusu icra takibini başlattığını, Davacı her ne kadar icra takibine konu faturayı müvekkiline icra takibi öncesinde tebliğ ettiğini iddia etmekte ise de müvekkiline tebliğ edilen herhangi bir fatura bulunmadığını, bu nedenle faturaya itiraz edilmediği şeklindeki beyanların kabulünün mümkün olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olmayıp reddinin gerektiğini beyanla, müvekkili tarafça arz ve izah ettikleri nedenler ile Sayın Mahkemenizce re’sen göz önüne alınacak nedenler doğrultusunda, ürünlerin masrafı davacıya ait olmak üzere davacıya iadesine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, takip başlatmakta kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …….. İcra müdürlüğünün …….. sayılı icra dosyasının incelenmesinde ; alacaklının ……… Ofis Mobilyaları İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, borçlunun …… Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibe konu alacağın 25.039,04TL olduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davacının dava dilekçesinden özetle, davacının, davalıya 11.12.2018 tarihinde 6 adet suni deri ayaklı koltuk, 3 adet sehpa, 5 adet 2 parçadan oluşan koltuk takımı, 4 adet deri koltuk seti ve 2 adet servis sehpasının satışını yaptığı, satışı yapılan ürünlerin 28.12.2018 tarihinde eksiksiz ve hasarsız olarak davalıya teslim edildiğini, bu hususun “Listedeki ürünler sorunsuz teslim edildi” notuyla davalı tarafça da teyit edildiğini, davacının kendi edimini yerine getirdiği halde davalının satın aldığı ürünlerin bedelini ödemeye yanaşmadığını, davalıya ödeme ihtarı gönderildiğini, davalının bu ihtara cevaben ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürdüğünü ve ödemekten kaçındığını, ürünlerde herhangi bir ayıplı ifa ya da imalat hatası söz konusu olmadığını, defalarca servis oluşturarak kullanımdan kaynaklı bu aksaklıkların giderilmesi için her türlü teknik desteğin sağlandığını, davalının fatura mündericatına da herhangi bir itirazda bulunmadığını, “Koltuklar leke tutuyor” iddiasının gerçek dışı olduğunu, her kumaş türünde lekelenmeler olabileceğini öngören davacının, hiçbir müşterisine bu yönde bir vaatte bulunmayacak kadar basiretli ve işinin ehli olduğunu, her defasında “çıkmadığı” söylenen lekelerin bizzat çıkarıldığını, bu işlemin nasıl yapılacağının davalı şirket çalışanlarına uygulamalı olarak defalarca izah edildiğini, itirazın iptalini talep ettiği,
Davalının cevap dilekçesinden özetle; dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu, ayıpların davalıdan kaynaklanmadığını, üretimden kaynaklandığını, ürünlerin davalıya teslim edilmesinin akabinde ürünlerdeki ayıpların tespit edilerek davacıya bildirildiğini, davacı tarafından 07.03.2019 tarihli taahhütname düzenlendiğini, taahhütnamede ürünlerin ayıplı olduğunun ve ayıpların garanti kapsamında giderileceğinin dolayısı ile kullanımdan kaynaklı değil üretimden kaynaklı ayıpların olduğunun davacı tarafından da kabul edildiğini, kumaşların leke tutmaz özellikte olması gerektiğinin bir kez daha tekrarlandığını, davacı söz konusu taahhütte bulunduktan sonra ürünler tekrar teslim edildiğinde ise koltuklarda yapılan işlemin taahhüde uygun olmadığını, kumaşların taahhütte belirtildiği şekilde değiştirilmediğini, kumaş altı sünger takviyesi yapıldığını, lekelerle ilgili problemin devam ettiğini, davacının ustalarından da bu hususta sadece ufak tefek lekelerin çıkarılabileceğinin ifade edildiğini belirterek ayıpların giderilmesi ya da değişim yapılmasının talep edildiğini, akabinde ayıpları gidermeyen davacının ayıplı ürünleri yenisi ile değiştirmediğini, ürünlerdeki ayıbın kullanıcı hatası olduğuna, servis hizmetlerinin de sadece müşteri memnuniyetini sağlamak adına verildiğine dair davacı beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, kumaşların leke tutmaz özellikte olduğunun davacı tarafından açıkça beyan edildiğini, davalıya tebliğ edilen herhangi bir fatura bulunmadığını, bu nedenle faturaya itiraz edilmediği şeklindeki beyanların kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddini talep ettiği,
İtirazın iptali davasının hak düşürücü sürede açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerde ayıp olup olmadığı, ayıp varsa niteliği, davacının ayıbın giderilmesini ve kumaşın ayıplı olup olmadığına ilişkin taahütünün olup olmadığı, alacaklının varsa alacak miktarının hesaplanmasına ilişkin olduğu,
Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi olduğu, tacirler arası satış sözleşmelerinde 6102 sayılı TTK’nun 23. maddesi ile, bu madde yollamasıyla 6098 sayılı TBK’nun satış sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, davaya konu ürünlerin taşınır olduğu, aynı yasanın 219 vd. maddelerinde düzenlenen taşınır satışına ilişkin hükümler uygulanacağı, açık veya olağan inceleme ile tespit edilebilecek ayıpların ihbar süresinin TTK 23. Maddesinde düzenlendiği, gizli ayıpların yani kullanımla ortaya çıkan ayıpların ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nun 23.maddesi hükmünün değil, TBK’nun 223. ve 225 madde hükümlerinin dikkate alınacağı,
6098 sayılı TBK’nun 223.maddesi uyarınca “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde,
Aynı yasanın 225.maddesi uyarınca “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.
Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” şeklinde düzenlendiği,
Somut olayda, uyuşmazlık konusu ürünlerin davalıya 28.12.2018 tarihinde …….. nolu sevk emriyle sorunsuz şekilde teslim edildiği, davalı tarafça ürünler kullanılırken koltuklarda potluklar oluşması ve koltuk kumaşların leke tuttuğunun tespit edilerek davacıdan servis talep edildiği, davacının servis elemanlarının koltukların potluğunu gidermek için sünger takviyesi yaptığı ve potluk sorununun tamir edildiği, davacının kaşe ve imzasının bulunduğu 07.03.2019 tarihli taahhütnamede davalıya teslim edilen ürünlerin kumaşlarındaki sorunların davacıya bildirildiği ve yerinde tespitin yapıldığını, davacının 30.04.2019 tarihine kadar ürünlerin kumaş değişimlerinin garanti kapsamında tekrardan yapılacağını ve sorunların giderileceğini, kumaşların leke tutmaz özelliğe sahip olduğunu taahhüt ettiği, davacının davalıya satmış olduğu ikili koltuklar ve bekleme koltuklarının kumaşlarının leke tutmaz özelliğe sahip olduğunu taahhüt ettiği, mahkememizce delillerin toplandığı, tanıkların dinlendiği, tekstil, mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alındığı, raporun denetime açık hükme elverişli olduğu, uyuşmazlığa konu ürünlerin tekstil mühendisi bilirkişi tarafından yerinde incelendiği, koltuklar üzerindeki lekelerin ıslak mendil ve ıslak bezle temizlenmeye çalışıldığı ancak lekelerin çıkmadığının, kumaşların leke tutmaz özelliğe sahip olmadığından ayıplı olduğunun, bu ayıbın koltukların kumaşının leke tutmaz özelliğe sahip kumaşla değiştirilerek tamir edilip giderilebileceğinin, ayıbın gizli ayıp olduğunun bilirkişi raporunda tespit edildiği, taahhütname içeriği de dikkate alındığında davacı tarafa süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu, rapora leke tutmaz özelliğe sahip olmayan ayıplı koltukların tablo halinde rayiç değerinin belirtildiği, davacı tarafından düzenlenen takibe konu faturanın davacının BS kayıtlarında yer aldığı, davalının BA formunda bildirilmediği, tarafların 2019 yılı ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinde olduğu, davacı tarafından davalıya 28.12.2018 tarihinde sevk edilen ürünlerin sevk irsaliyesi ve fatura düzenlenmeden sevk emri no …….. isimi belge ile teslim dildiği, ürünlerin tesliminin itilaf konusu olmadığı, teslimata ilişkin faturanın 26.08.2019 tarihinde e arşiv faturası olarak düzenlendiği, elektronik ortamda aynı gün …….. @gmil.com adresine e-mail olarak gönderildiğinin rapordan tespit edilebildiği, davacı tarafın düzenlediği ihtarname ile bedelin ödenmesini istediği, davalı tarafın ihtarnamesi ile ürünlerin ayıplı olması sebebiyle mobilyaların iade alınmasının istenildiği, dosya kapsamında davacının satış sözleşmesi ilişkisi uyarınca faturaya konu malları davalıya teslimini ispat ettiği, davalının ayıp savunmasında bulunarak teslim edilen ürünlerin bir kısımında gizli ayıp bulunduğunu ispat ettiği, toplam fatura bedelinin KDV dahil 25.039,04 TL olduğu, ayıplı ürün bedelinin kdv dahil 22.858,39 TL olduğu, bu miktarın mahsubu ile davacının davalıda 2.180,65 TL miktarı talep edebileceği, davacının icra takip talebinde talep ettiği ihtarname giderlerinin HMK’nın 323/1-ç maddesi gereğince yargılama giderlerine dahil olduğu, bu nedenle ihtarname giderlerine ilişkin alacak talebinin yargılama gideri olarak değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiği, asıl alacak olarak talep edilemeyeceği değerlendirilerek (emsal Yargıtay 15 HD 15.H.D. 2015/5908Esas, 2016/3535 karar sayılı ilamı) aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın Kısmen iptali ile takibin, takipte talep edilen 2.180,65 TL alacak üzerinden devamına, devamına karar verilen alacağa takip tarihinde geçerli olan %19,50 ticari temerrüt faizi oranının uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine
-reddedilen alacak talebi içerisinde yer alan 205,05 TL ihtarname giderinin yargılama gideri içerisinde değerlendirilmesine
2- Davalı itirazında haksız çıktığından ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 2.180,65 TL alacağın %20 si üzerinden hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-davalının kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 148,96.-TL karar harcın mahkememiz veznesine yatırılan 431,11.-TL harcından mahsubu ile fazla yatan 282,14.-TL karar harcının yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ile 148,96.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.138,55‬.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 98,26.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından dosyada harcanan herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,65.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
10-Bakiye avansın karar kesinleşince yatıran tarafa iadesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.096,27TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 94,61.-TL’sının davalıdan, kalan bakiye kısmın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/09/2021

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır