Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/969 E. 2020/482 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/969 Esas
KARAR NO : 2020/482

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Müvekkileri ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği davalının müvekkilerine fatura kaynaklı 4.720,00 TL borcu olduğunu, davalının borcunu ödemediğini açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.

Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu Şirketine yönelik 4.720,00 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin ticari defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın takip tarihi itibari ile 5.214,24 TL alacağı olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine İİK’nun 67 maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir (Davalı tarafça her ne kadar cevap süresinin uzatılması talebinde bulunulmuş ise de bu talebin cevap süresi içerisinde yapılmaması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir).
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden BA-BS formları celp olunarak dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların tacir sıfatı bulunması nedeni ile tarafların tutmakla yükümlü bulundukları ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
SMMM bilirkişisi tarafından, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelenmiş ve dosyaya sunulan 24/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; takibe konu olan faturanın davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği tespit olunmuştur.
Tarafların BA-BS formlarının incelenmesinden; davalı tarafça 2017 yılına ait 5 adet belgenin bildirilmiş olduğu, takip ve dava konusu olan 4.720,00 TL tutarlı faturanın bildirilmediği, ancak bu meblağın yasal bildirim sınırı (5.000,00 TL) altında kaldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Yine dava konusu fatura hariç davalı yanca bir kısım faturaların BA olarak vergi dairesine bildirildiği anlaşılmış olup, dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu açıktır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu, ancak davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi nedeni ile takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilemeyeceği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne davanın değeri göz önünde bulundurularak kesin olarak karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Büyükçekmece …… İcra dairesinin …… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen asıl alacak üzerinden devamına,
İşlemiş faiz yönünden fazla ilişkin talebin REDDİNE
Davacının icra inkar tazminatı talebinin davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle kabulü ile, devamına karar verilen asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 322,40.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 54,54.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 26,00.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 241,80.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 54,54.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 792,50.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır