Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/901 E. 2020/140 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/901 Esas
KARAR NO : 2020/140

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE: Müvekkili ile davalı-borçlu ….. Şubesi arasında temlik vaadi sözleşmesi konusu bazı icra dosyaları alacaklarının temlikinin vaadi hususunda 29/05/2009 tarihli temlik vaadi ve 08/01/2010 tarihli ek temlik vaadi sözleşmelerinin akdedildiğini, müvekkilinin temlik vaadi sözleşmesi uyarınca ödemelerini yapmakta iken işlerinin bozulması üzerine temlik vaadi sözleşmesi gereğince yapması gereken ödemeleri yapamayacak duruma geldiğini, bunun üzerine müvekkilinin banka tarafından yenilenen bir Ek Temlik Vaadi Sözleşmesi’ni imzalamak mecburiyetinde bırakıldığını, ancak işlerin zamanla bozulduğundan birkaç ödemeyi daha zorlukla yapabildiğini, yüksek miktarda olan son taksidi ödeyemeyecek duruma düştüğünden ödeyemediğini, müvekkilinin davalı banka yetkililerine durumu izah ederek yapmış olduğu ödemelerin iade edilmesini talep ettiğini, banka yetkilileri tarafından bir ara bu talebinin kabul gördüğünü ancak daha sonra iadeden vazgeçilerek herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı bankaya ihtarname keşide ettiğini ve yapmış olduğu ödemelerin iadesini talep etmek durumunda kaldığını ancak bu talebinin davalı banka tarafından sonuçsuz bırakıldığını, bunun üzerine davalı banka aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile müvekkili ile … şubesinin akdettiği Temlik Vaadi ve Ek Temlik Vaadi Sözleşmeleri uyarınca müvekkilinin yaptığı ödemelerin iadesi takip konusu yapılarak talep edildiğini ancak davalı bankanın yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı bankanın yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek borçlunun Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasına vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamını, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
DELİLLER
Taraf iddia ve beyanları, …’nın 22/04/2014 ve 20/03/2015 havale tarihli cevabi yazısı, Ereğli …… Noterliği’nin 02/02/2015 tarihli cevabi yazısı, 01/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporu, Kocamustafapaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ….. havale tarihli cevabi yazısı, Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli cevabi yazısı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ….. tarihli cevabi yazısı, ….. havale tarihli cevabi yazısı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK madde 67 )
Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu …’na yönelik 490.000,00 TL asıl alacak ve 153.531,10 TL işlemiş faiz alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Davacı taraf iş bu davada sadece asıl alacak talebinde bulunduğu, işlemiş faiz talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile davanın Kısmen Kabulüne karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay …. H.D’nin … Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesinde olması nedeniyle bozma kararı verildiği ve dosyanın görevsizlik kararı verilerek iş bu esası aldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen temlik vaadi sözleşmesi ve sözleşme şartlarının uyarlanmasına yönelik ek sözleşme hükümleri uyarınca davacı tarafça yapılan kısmi ödemelerin, sözleşmenin kalan ödemelerin süresinde ve tam ödenmemesi nedeni ile geçersiz hale gelmesi sonucunda sözleşme hükümleri uyarınca kısmi ödemelerin cezai şart olarak davalı bankada kalmasının gerekip gerekmediği, bu kısmi ödemelerin davacıya iadesi gerekip gerekmediği hususundadır.
Davacı ile davalı bankanın …. Şubesi arasında imzalanan dosyada bir sureti mevcut 29/05/2009 tarihli Temlik Vaadi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşme kapsamında davalı bankanın Tekirdağ …. ve …. İcra Müdürlüğünün ….. ve ….. ile İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün ….. ve …… sayılı takip dosyalarında sürdürülen takiplere konu alacağın ve söz konusu alacaklara ilişkin takip ve talep haklarını 900.000,00 TL ivaz mukabilinde ancak bu miktarı ödemenin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sonra davacı tarafa BK 162.vd.mad. uyarınca temliki konusunda anlaşmaya vardıkları, bu sözleşme ile ödeme planı belirlendiği, aynı sözleşmenin 4-b maddesinde de “Sözleşme şartlarının zamanında tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmemesi halinde herhangi bir bildirime, ihtarname, protesto keşidesine hüküm istihsaline gerek kalmaksızın sözleşmenin kendiliğinden geçersiz hale geleceği ve bu durumda temellük edecek olanın sözleşmenin 2.maddesi mucibince ödeyeceği tutarların temlik etmeyi vaad eden bankanın her türlü zararına karşılık zarar ve/veya cezai şart veya tazminat olarak temlik etmeyi vaad eden bankada kalacağı”nın kararlaştırıldığı yine taraflar arasında imzalanan 08/01/2010 tarihli “29/05/2009 tarihli temlik vaadi sözleşmesinin değiştirilmesine” yönelik ek temlik vaadi sözleşmesinde de davacı için yeniden ödeme planı belirlendiği ve 29/05/2009 tarihli temlik vadi sözleşmesinin tüm hükümlerinin geçerli olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Temlik vaadi sözleşmesine konu olan icra dosyaları celp edilmiş ve uyuşmazlığın çözümü adına teknik bilirkişiler eliyle söz konusu icra dosyaları ve davacının ödemeleri hususunda inceleme yapılmış ve dosyaya sunulan bilirkişi raporu yerinde görülerek hükme esas alınmıştır. Buna göre; davacı tarafından davalı bankaya 29/05/2009 tarihli temlik vaadi sözleşmesi uyarınca 460.000,00 TL ve 08/01/2010 tarihli ek temlik sözleşmesi uyarınca 50.000,00 TL olmak üzere toplamda 510.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu, temlik vaadi sözleşmesinin 2.maddesinde belirlenmiş olan 900.000,00 TL’ye ilişkin taksitlerin tam ve zamanında ödenmemiş olduğu gibi ödeme meblağı ve taksitlerinin değiştirilmesine yönelik bu sözleşmeye ek olarak yapılan ek temlik sözleşmesi hükümleri uyarınca ödenmesi gereken 1.028.000,00 TL’ye ilişkin taksitlerin de ödeme planı doğrultusunda tam ve zamanında ödenmemiş olduğu, davacının sözleşme hükümleri uyarınca ödeme edimini tam olarak yerine getirmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacının 29/05/2009 tarihli temlik sözleşmesi ve 08/01/2010 tarihli ek temlik sözleşmesi hükümleri doğrultusunda ödeme yükümlülüğünü zamanında ve tam olarak yerine getirmediği, 08/01/2010 tarihli ek temlik sözleşmesinde 29/05/2009 tarihli temlik vadi sözleşmesinin tüm hükümlerinin geçerli olacağının kararlaştırıldığı, 29/05/2009 tarihli temlik vaadi sözleşmesi ve ek temlik sözleşmesi uyarınca davacının edimini yerine getirmemesi sonucunda sözleşmenin 4-b maddesi uyarınca sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, davacı tarafça yapılan kısmi ödemelerin sözleşmenin 4-b maddesi uyarınca bankada kalacağı hususundaki düzenlemenin sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 158/son (6098 sayılı TBK 178/son) maddesinde yer alan “dönme cezası” niteliğinde cezai şart olduğu, dolayısıyla yapılan kısmi ödemelerin davalı bankada kalacağına ilişkin cezai şartın sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca geçerli olduğu, ancak dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 6101 sayılı kanunun 2.maddesi uyarınca geçmişe etkili şekilde uygulanabilir nitelikte olan 6098 sayılı TBK’nun 182/son maddesi (Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir) uyarınca cezai şartın fahiş olup olmadığının resen nazara alınarak fahiş cezai şartın indirilmesinin gerektiği, davacı tarafın tacir sıfatının bulunmaması nedeni ile TTK’nun 22.maddesindeki sınırlamanın uygulanamayacağı, davacının temlik aldığı icra takibi ve alacak miktarı ile cezai şart olarak kesilen miktarın nispeti, davacının dosyaya yansıyan ekonomik durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borçlunun borcunu yerine getirememiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırılığın ağırlığı, ülkenin ekonomik durumu, faiz oranları ve günün şartları dikkate alınarak hak ve nesafete uygun olarak cezai şarttan takdiren 3/4 oranında indirime gidilerek, 367.500,00 TL asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, mahkememizce takdir hakkı kullanılarak hüküm kurulmuş olmakla alacağın likit bulunmadığı ve davacının kötüniyeti sübut bulmadığından tarafların icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce takdir hakkı kullanılarak cezai şart miktarında indirime gidilmiş olduğundan tenkis edilen tutar üzerinden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ve yargılama giderleri de aynı doğrultuda hesaplanmıştır.
Davacı tarafça dava değeri olarak icra takibine konu asıl alacak olan 490.000,00 TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmış olmasına rağmen mahkememizce maddi hata sonucunda sehven şablon kısa karardaki işlemiş faiz kısmının çıkartılması unutularak hükme yazılmış olup, iş bu gerekçeli kararda işlemiş faiz kısmı hükümden çıkartılmış ve neticeten talep gibi asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra takibine karşı yapılan itirazın KISMEN İPTALİ İLE, 367.500,00 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihi itibariyle avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
İcra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatının koşulları oluşmadığından bu konudaki taleplerin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 25.103,92.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 5.150,40.-TL peşin harcın ve icra veznesine yatırılan 3.217,60 TL icra peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 16.735,92.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30.-TL başvurma harcı ve 5.150,40.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 575.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 431,25 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 34.175,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 gün yasal sürede Yargıtay temyiz yolu hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/02/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye … ¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır