Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/883 E. 2020/175 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/883 Esas
KARAR NO : 2020/175

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 31/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin müvekkillerine 28.06.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğin ardından süre içerisinde 05.07.2019 tarihinde cevap verildiğini, cevapta dosya borçlusunun 52.724,28 TL müvekkilleri şirketten alacaklı olduğunu, bu alacağın vadesinin 23.09.2019 olduğunu, birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen 25.000 TL borç miktarı kadar haczin işlendiği bildirilerek diğer hususlarda itirazlarının sunulduğunu, daha sonra İcra müdürlüğü tarafından para isteme yazısı gönderildiğini ve 16.09.2019 tarihinde ilgili müzekkereyi müvekkillerinin tebliğ aldığını, bu sefer müvekkillerinin 01.10.2019 tarihinde icra müdürlüğünce gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi’ni tebliğ aldığını, ihbarnamede haciz bedelinin 32.668,75 TL olduğunun belirtildiğini, tebliğden itibaren süresi içerisinde 04.10.2019 tarihinde söz konusu ihbarnameye cevaplarının ve itirazlarının sunulduğunu, dilekçelerinde birinci haciz ihbarnamesine istinaden 25.000 TL üzerinde haciz kaydının oluşturulduğu haciz kaydından sonra dosya borçlusu firmaya bakiye alacağının çek ile ödendiği, bu işlem sonrasında 12.07.2019 tarihinde yine müdürlüğün alacaklısı ve borçlusu aynı olan …. Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkillerine birinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği ve ihbarnameye karşı 16.07.2019 tarihinde borçlunun müvekkilleri şirkette 25.000 TL alacağı olduğu ve haczin 2. sırada işlendiği bilgisinin verildiğini, vade tarihinde ise haczedilen 25.000 TL’nin müvekkilleri tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas ve …. E. Sayılı dosyalarının taraflarının aynı olmasından dolayı ödemenin, sehven ikinci sırada haczi bulunan … Esas sayılı dosyaya 24.09.2019 tarihinde yapıldığını, bu sebeple … Esas sayılı dosyaya sehven yapılan ödemenin …. Esas sayılı dosyaya intikalinin sağlanması ile, ikinci haciz ihbarnamesine ayrıca ve açıkça itirazlarının bildirildiğini, bu dilekçelerinin ardından icra müdürlüğünün 11.10.2019 tarihinde karar tensip tutanağı düzenlediğini, bu kararda …. Esas sayılı dosyaya yapılan ödemenin alacaklı vekiline ödendiği her iki dosyada da haciz mevcut olduğundan, bedelin …. Esas sayılı dosyaya aktarılması talebinin reddine karar verildiğini, alacaklı vekilinin bu karar üzerine, 30.10.2019 tarihli dilekçesi ile müvekkilleri şirketin ikinci haciz ihbarnamesine yaptığı itirazın reddedildiğine beyan ederek üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiğini, bu talep üzerine icra müdürlüğünce üçüncü haciz ihbarnamesi düzenlendiğini ve kendilerine 31.10.2019 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edildiğini, İcra İflas Kanunu kapsamında birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine yapılan itirazların değerlendirilmesinin icra müdürlüğü’nün yetkisinde olmayıp, itirazın haksız olduğunu düşünen alacaklının itirazı eden 3. Kişinin tazminata mahkum edilmesini İcra Mahkemelerinden talep edebileceğini, üçüncü kişinin kendisine ihbarname ile bildirildiği gibi, süresi içinde, ikinci haciz ihbarnamesi üzerine itiraz edecek olursa, birinci haciz ihbarnamesine itiraz edildiğinde olduğu gibi, alacaklının bu itirazın aksini iddia ederek, üçüncü kişinin m.338,I hükmüne göre tazminata mahkûm edilmesini isteyebileceğini, üçüncü kişi, ikinci haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde, bu ihbarnameye, İİK m.89,III ikinci cümle hükmü gereğince itiraz edebileceğini, bu itiraz da birinci haciz ihbarnamesine itiraz gibi yapılacağını ve birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmesinin hukuki sonuçlarının aynısı bu ikinci ihbarnameye itirazla da ortaya çıkacağını, dosya alacaklısının 30.10.2019 tarihli talebinin icra müdürlüğünce kabul edilmemesi gerekirken, müvekkillerine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesinin kanuna aykırılık taşıdığını, bu sebeple de icra müdürlüğünün kanuna aykırı olarak kabul ettiği alacaklı vekili talebi üzerine müvekkillerine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi işlemini şikayet için Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden memur işlemini şikayet davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, müvekkillerinin, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden 28.06.2019 tarihinde tebliğ alınan birinci haciz ihbarnamesinde dosya borcunun 25.000 TL olduğu bildirildiğini ve müvekkillerinin tebliğ tarihinde borçlu şirketin alacakları üzerinde 25.000 TL haczi işlediğini ancak müvekkilleri borcunun vadesi henüz dolmadığından, söz konusu bedele vadesinde dosyasına ödenmek üzere haciz işlendiğini, söz konusu haciz işleminden sonra müvekkilleri şirketin, icra dosyası borçlusu … Tekstil’in alacağı üzerinde haciz mevcut olmayan kısmı ödediğini, bu tarihten sonrada Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında gelen birinci haciz ihbarnamesini müvekkilleri tarafından tebliğ alındığını ve icra müdürlüğüne cevaben dosya borçlusu …. Tekstil’in 25.000 TL alacağının mevcut olduğunu ve haczin ikinci sırada işlendiğinin bildirildiğini, müvekkillerinin … Tekstil’e olan borcunun vadesi dolduğunda ise müvekkillerinin haczedilen 25.000 TL’nin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas ve … E. Sayılı dosyalarının taraflarının tamamen aynı olmasından dolayı ödemeyi sehven ikinci sırada haczi bulunan … Esas sayılı dosyaya 24.09.2019 tarihinde yaptığını, söz konusu ödemenin müvekkilleri çalışanlarının her iki dosyada taraflarının aynı olması sebebiyle karıştırılmış ve hatalı olarak gerçekleştirilmiş olduğunu ancak ödemenin yanlış dosyaya gerçekleştirilmiş olması işbu dava yönünden önem arz ettiğini, işbu dava yönünden müvekkilleri şirketin … Tekstil’e borcu olmadığı gerçeğini değiştirmeyeceğini belirterek Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının kararının beklenmesine karar verilmesini, müvekkillerinin haciz riski ile karşı karşıya kalması sebebiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkillerinin davalı … Tekstil’e borcu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkileri şirketin alacağından dolayı diğer davalı … Tekstil aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü …. esas ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığını, her iki dosyadan davacı şirkete birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacı şirketin Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyaya 24/06/2019 tarihli dilekçe ile takip borçlusu … Tekstil’e 52.724,28 TL borçları olduğu ve borcun vadesinin 23/09/2019 olduğu haczin işlendiğinin belirtildiğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğü .. esas sayılı dosyada ise 25.000,00 TL borçları olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas dosyadan haciz konulduğunu ikinci sıradan haciz işlendiğinin belirtildiğini, Daha sonra davacı şirkete ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri tebliğ edildiğini, davacı şirketin borcunun vadesi dolunca 25/09/2019 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü …. esas dosyaya 25.000,00 TL ödeme yaptığını ancak Bakırköy ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyaya 52.724,28 TL borçları olduğunu bildiklerini ve daha sonra ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri tebliğ edilmiş olmasına rağmen hiçbir ödeme yapmadıklarını, davacı şirketin davalı müvekkileri şirket açısından üçüncü kişi olduğunu, diğer davalı asıl borçlu şirkete borçları olup olmadığını bilmelerinin mümkün olmadığını, davacı şirketin bizzat kendi beyanları ile borçlu olduklarını bildiklerini, davacının borçlu olduğunu beyan edip sonradan bu davayı açmasının haksız olduğunu, davacı şirket tarafından paranın Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas dosyaya ödendiğini, davacı şirketin parayı ödedikten sonra icra müdürlüğüne müracaat ederek bu paranın … esas dosyaya aktarılmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünün parayı alacaklıya ödediğini, ve parayı başka dosyaya aktarma yetkisi olmadığı için talebi reddettiğini, icra müdürlüğünün kararının doğru olduğunu, davacının tacir olduğunu, basiretli olma yükümlülüğünü olduğunu, bu nedenle davacının ödemeyi sehven yaptığına ilişkin bir açıklama getirme hakkı olmadığını, ayrıca haciz ihbarnamelerinden sonra diğer davalı borçluya ödeme yaptıkları savunmasının geçerli olamayacağını, kendilerine haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği halde borçluya ödeme yapmalarının hukuken mümkün olmadığını, davacının icra dosyasının tedbiren durdurulması isteminin zaten 3.haciz ihbarnamesine itiraz etmeleri sebebiyle gereksiz olacağını, kendilerinin bu itirazının kendilerine yönelik icrai hareketi durdurmuş olacağını, dosyada haciz ihbarnamesi gönderilen tek şahsın davacı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davada, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartlarından olması gözetilerek HMK 138 maddesi de dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerektiği yine HMK 115/1 maddesi gereğince de dava şartlarının yargılamanın her safhasında mahkeme hakimliğince resen dikkate alınması gerektiği hususu ile HMK 1 maddesi gereğince görev hususunun kanunla düzenlenen kamu düzenine ilişkin olması hususları hep birlikte değerlendirilmiş ve öncelikle bu yönde karar vermek gerekmiştir.
Açılan davada, icra takibi yönünden üçüncü kişi sıfatında bulunan davacı ile icra takibinin alacaklısı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmamakta olup, davacının takip borçlusuna borçlu bulunduğundan bahisle gönderilen haciz ihbarnamesi nedeni ile menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davada TTK’nun 4.maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmasını gerektirir herhangi bir neden bulunmadığından görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu konuda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/369 Esas 2020/327 Karar sayılı kararında da “Üçüncü kişi (davacı) ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Aynı yönde Yargıtay 19.HD’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı, 26/02/2016 tarihli ilamı)” şeklinde aynı husus belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle görev dava şartının bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 24/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır