Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/871 E. 2022/110 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/871 Esas
KARAR NO : 2022/110

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE2019/15 sayılı İthalat tebliğinin 15. maddesi gereği ,” Bu tebliğinin hükümlerine göre numune alınması, testler, toplatma ve imha işlemleri Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünün belirleyeceği usul ve Esaslar çerçevesince ilgilisi ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) tarafından Uluslararası akreditasyona sahip laboratuvariçra ve uluslararası şirketlerine yaptırılır hükmü gereğince İTKİB iştiraki olan ………. tatoğfanan Ve Gözetim Firmasına yaptırıldığını, İspanya’dan ithal edilen ürünlerden 30 çift ayakkabı numunesi aldıklarını ve bu numuneler üzerinde 521 farklı test yaptıklarını, bahse konu olan 30 model ayakkabının test ücretleriyle ilgili olarak hangi testlerin yapılacağı bildirmediği, test ücretlerinin fahiş olduğu, ancak itibar kaybı yaşamamak amacıyla faturaların ödenmemesi halinde gümrükte kara listeye alınma, düzeltme, imha gibi, depoda çürümeye bırakma gibi durumda olacağından fatura bedelinin ödemek durumda bırakıldığı ifade edildiğini, ödemek zorunda kaldığı 30 Numuneye ait 521 test bedeli karşılığı fazladan ödenen kısmının şimdilik 1.000.00 TL sinin (fazlaya ilişkin hakların saklı kolmak kaydıyla ) davalıdan alınması ve kendilerine iade edilmesini, davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL fazladan ödenen fatura bedelinin ödeme tarihinden (10.06.2019) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak müvekkil şirkete verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; huzurda görülen davanın “belirsiz alacak davası” olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının az harç ödemek ve haksız çıkacağı davada vekalet ücreti ile karşılaşmamak adına usule ve yasaya aykırı bir şekilde dava açtığını, davacı firmanın raporda belirtilen numaralı özet beyan kapsamında eşyadan 30 çift numune alınmış olduğunu, alınan numuneler üzerinde 521 farklı test yapılmış olduğu yapılan testlerde 1 çift numunenin insan sağlığının korunmasına yönelik ilgili mevzuatta bulunan şartlara uygun olmadığının tespit edildiğini, davacının fahiş fatura düzenlediği yönünde taleplerinin 8 gün içinde itiraz süresi içinde itirazda bulunmadığı ve kabul etmiş sayılır şeklinde olduğunu, davacının 31.05.2019 tarihli faturayı aldığını ve kayıtlarına işlediğini ve ödemesini yaptığını belirttiğini, itiraza konu olan test fazlalığı hakkında test metotlarının ve kriterlerinin uluslararası standartlar dahilinde belirtildiğini, ayakkabın dış kısmı, bağcığı ve tabanı ayrı parçalar olarak analize sokulduğunu ancak davalının talebinin 3 parçanın aynı anda teste sokulması olduğunu, davacının sair iddiaları, davayla ve talebiyle illiyet bağı olmayan, ciddiyetten uzak, yer yer iftira ve karalamaya varan nitelikte olduğunu, tüm haksız ve dayanaksız ithamları reddettiklerini, haksız davanın öncelikle usulden reddini, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretimizin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava alacak davasıdır.
Davacı tarafça; yurtdışından 3069 çift ayakkabı ithal ettiklerini, ithalat sürecinde bu ürünlerden gümrük mevzuatı uyarınca davalı firma tarafından test yapılmak üzere numune alındığını, davalı tarafın laboratuvarınca yapılan analizler sonrasında hizmet bedeli olarak 31/05/2019 tarihli 197.047,95 TL bedelli fatura gönderildiğini, faturanın tek taraflı ve fahiş olduğunu, müşterileri nezdinde itibar kaybına uğramamak, önceden aldığı siparişleri karşılayabilmek ve firmanın marka değerinde oluşabilecek muhtemel zararların önüne geçmek amacıyla dava hakkı saklı tutularak fatura bedelini ödemek durumunda kaldıklarını, toplamda 65.000,00 TL bedelli bir ürün için 217.399,35 TL gibi bir analiz ücreti istenilmesinin davalının kendilerini sömürü kastıyla hareket ettiğinin en açık göstergesi olduğunu, davalı tarafın tekel olması ve kendilerinin de davalının vereceği analiz sonuçları ile ancak ithalat yapabilecek durumda olması nedeni ile aralarındaki sözleşmede davalı tarafın aşırı bir yararlanması ve kendilerini sömürmesi durumunun aşikar olduğundan bahisle davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile fazladan ödenen fatura bedelinin davalıdan tahsilini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevaben; davalı firmanın Ticaret Bakanlığı’nın 2019/15 sayılı tebliği kapsamında riske dayalı denetim sisteminde (RDDS) yetkilendirilmiş uluslararası akreditasyonu haiz test ve gözetim kuruluşu olduğunu, dava edilen tüm iş ve işlemlerin ilgili 2019/15 sayılı tebliğ hükümleri çerçevesinde gerçekleştirildiğini, davacıya ait eşyadan riske dayalı denetim sistemi (RDDS) kapsamında numune alınmasına karar verildiği ve yapılan incelemede alınan numunenin insan sağlığının korunması yönünden ilgili mevzuatta bulunan şartlara uygun olmadığının tespit edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu 31/05/2019 tarihli 197.047,95 TL bedelli fatura bedelinin fahiş olup olmadığı, gabin hükümlerinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve sonuç olarak davacı tarafça davalıya yapılan ödemenin fazla olup olmadığı ve varsa fazladan yapılan ödemenin davalıdan geri talep edilip edilemeyeceği hususlarıdır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizce tekstil uzmanı, gümrük uzmanı ve nitelikli hesaplamalar uzmanından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, dosyaya sunulan 03/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda, test talep formu ve fiyat listesi veya talebi hususunda evrak sunulmasından sonra rapor tanzim edileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birliklerine müzekkere yazılarak 2019/5 sayılı tebliğin 15.maddesi uyarınca 31/05/2019 tarihi itibariyle akredite edilerek yetkilendirilen laboratuvar ve denetim şirketlerinin bildirilmesi istenilmiş, birlik vekili tarafından sunulan 07/04/2021 tarihli dilekçede, anılan tebliğ kapsamında sadece davalı firmanın yetkilendirildiğinin bildirildiği, Ticaret Bakanlığına yazılan müzekkereye verilen cevapta da tebliğ kapsamı numune alımı ve test işlemlerinin davalı firma tarafından gerçekleştirildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Müzekkere cevaplarının gelmesinden ve davalı vekili tarafından ilgili talep formunun sunulmasından sonra davacı itirazlarının değerlendirilerek rapor düzenlenilmesine karar verilmiş, bu süreçte ilk raporu hazırlayan bilirkişi heyeti içerisinde yer alan tekstilci bilirkişinin sağlık mazereti mahkememizce kabul edilerek resen başka bir tekstil uzmanı bilirkişi atanmış, bu surette oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 23/11/2021 tarihli raporunda özetle; yapılan testlerin mevzuat ve tebliğe uygun olduğu, testlerin sayısı ve gerekli olup olmadığı konusunda görüş oluşturmanın mümkün olmadığı, test fiyatlarının fahiş olup olmadığı kanaatinin uzmanlık ananları dışında olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacı tarafça yurtdışından ithal edilen 3069 çift ayakkabı ürününün yasal mevzuat hükümlerine göre sağlık açısından uygun olup olmadıkları hususunda test ve analizden geçmesinin zorunlu olduğu, davalı firmanın Ticaret Bakanlığı’nın 2019/15 sayılı tebliği kapsamında riske dayalı denetim sisteminde (RDDS) yetkilendirilmiş uluslararası akreditasyonu haiz test ve gözetim kuruluşu olarak belirlendiği, mevzuat uyarınca gerekli test ve analizlerin sadece davalı firma tarafından yapılabildiği, davalı firmanın gerekli test ve analizleri yaparak davacı tarafa 31/05/2019 tarihli 197.047,95 TL bedelli fatura tanzim ettiği, davacı tarafça bu fatura bedelini herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödediği, alınan teknik bilirkişi raporundan yapılan testlerin mevzuat ve tebliğe uygun olduğu ve testlerin sayısı ve gerekli olup olmadığı konusunda görüş oluşturmanın mümkün olmadığının anlaşıldığı, davacı tarafın tüzel kişi tacir olup TTK’nun 18/2 maddesi uyarınca basiretli davranmakla yükümlü olduğu, fatura bedelinin herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin ödenmesi ve akabinde fatura bedelinin fahiş olduğunun ileri sürülmesinin basiretli tacir olmanın gerekleri ile ve ayrıca TMK’nun 2.maddesinde yer alan objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, kaldı ki davacı tarafın talebinin hukuki tasnif olarak TBK’nun 28.maddesi uyarınca gabin (aşırı yararlanma) hükümleri olarak değerlendirilmesi gerekeceği, gabinin şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde; davacı tarafın tacir sıfatını haiz olması nedeni ile ancak açık oransızlık ve müzayaka durumlarının birlikte bulunması durumunda gabin hükümlerinden yararlanabileceği, davacı tarafça dava konusu bedelin ödenmesi ile davacı şirketin mali yönden zor durumda kaldığının iddia ve ispat edilememiş olması nedeni ile gabin hükümlerinin şartlarının gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 44,40-TL peşin harçtan mahsubu eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada yapılan 9,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan alınarak hazineye irad KAYDINA,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/02/2022

Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır