Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/858 E. 2020/540 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/858 Esas
KARAR NO : 2020/540

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2019
KARAR TARİHİ : 09/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirketler arasında toskana vadisi 3. Faz projesi adı altında …. no’lu villanın satışı hakkında bakırköy … Noterliğinin 20/02/2018 tarih ve …. yevmiye no’lu konut satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, bağımsız bölümün yapı ruhsatının alınış tarihinin 22/07/2016 konutun teslim tarihininde haziran 2018 olarak kararlaştırıldığı, taşınmazın müvekkiline teslim edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan taşınmaz satış bedeli 2.500.000,00 TL’nin bir kısmının …. bankasından kredi kullanmak suretiyle satıcıya ödendiği, kaba işçilik için ödenen bu miktarın dışında ince işler için yüklü harcamalar yapıldığı, tapu masrafları sözleşme şartalrına göre tamamlandığı, buna rağmen tapunun müvekkili adına tescilinin bugüne kadar gerçekleştirilmediği, müvekkilin taşınmazı ticari amaçla almadığı, bu nedenle tüketici mahkemeleride dava açıldığı, bu nedenlerle dava konusu bağımsız bölüm üzerine tedbir konulmasını, tapunun müvekkili adına kayıt ve tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin, enflasyon oranları, üfe tüfe oranları, döviz kurlarındaki artış oranları, rayiç değerinden az olmamak üzere, taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkil şirket …. diğer Davalı … İle yapmış olduğu sözleşme Çerçevesinde Davacı … İli, …. İlçesi, ….. Kaim, Tapuda … Ada, ….. Parsel olarak kayıtlı Villa Niteliğinde Olan…..bağımsız bölümü satmış ve yer teslimini de davacı tarafa yapmıştır. Ancak diğer davalı …’ın yarattığı haksız ve mesnetsiz muaraza nedeni ile tapu devir işlemini gerçekleştiremediğini, müvekkil şirket üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, inşaatı bitirip davacı tarafa teslim etmiş olup; davacı taraf dava konusu villayı kullanmakta olduğundan, müvekkil aleyhine ileri sürülen davacı taleplerinin müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacı ile müvekkili ….. A.Ş. arasında mülkiyetin devri talebine vücut verecek hiçbir hukukî işlem bulunmadığını, HMK. m. 389 vd. hükümlerinde öngörülen, ihtiyatî tedbirin koşulları da somut olayda mevcut olmayıp, davacı taraf HMK. m. 390/3’e göre davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, müvekkil ….. ’ın satış vaadinden doğan satış bedeli alacağının doğumu ve muacceliyeti, ….’ın devralacağı taşınmazları üçüncü şahıslara satıp satmamasından tamamen bağımsız olarak sözleşmede kesin vadelere bağlandığını, davacı tarafça müvekkil şirkete tek bir kuruşluk ödeme dahi yapılmadığını ve hiçbir sözleşme vs. imzalanmadığını, Müvekkili ….. ile davalılardan …. arasında hiçbir suretle adi ortaklık, ortaklık ya da temsil ilişkisinin bulunmadığını, davanın reddini, müvekkilinin bu davadaki tescil ve tazminat taleplerine davalı sıfatıyla muhatap olmasının mümkün olmaması nedeniyle koşulları oluşmayan ve HMK. m. 389 ve 390/3 hükümlerine aykırı bulunan ihtiyatî tedbir kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin …. Esas ve ….. sayılı ilamı ile;”… gerek davacı gerekse de davalının tüzel kişi sıfatını taşıdığı, tüzel kişilerin barınma ihtiyaçları olamayacağından tüketici vasfını taşımayacakları, bu nedenle davacının tüketici vasfını taşımadığı açık olmakla birlikte yapmış oldukları giderleri vergilendirme sistemi içerisinde değerlendiren tüzel kişileri vergi mevzuatından yararlandırdıktan sonra uyuşmazlık ortaya çıktığında bu kez tüketici yasasının koruyucu hükümlerinden yararlandırmak tüketici yasalarının amacına aykırıdır. Bu nedenlerle iş bu uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan…” bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve bu mahkemenin de …. Esas ve ….. sayılı ilamı ile;”.. tarafların ticari şirket olması nedeni ile aralarında yaptıkları taşınmaz alım satımı da ticari iş niteliğinde olup, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan…” bahisle görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize geldiği anlaşılmıştır.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
4077 sayılı Kanunun 3.maddesinin ilk şeklinde “mal” kavramı “ticaret konusu taşınır eşya” olarak tanımlanmışken 4822 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle bu tanım genişletilmiş; diğer unsurlar yanında ” alış-verişe konu olan konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar” da mal kavramına dahil edilerek, bunlar da tüketici hukukunun kapsam ve koruması altına alınmıştır.
Eş söyleyişle, 4822 sayılı Kanunla, tüketicinin korunacağı alanlar genişletilerek; konut ve tatil amaçlı taşınmazlar da bu Kanun uygulamasında mal olarak kabul edilmiştir.
Kanunun uygulanabilmesi için bu taşınmazların satıcısının ticari veya mesleki faaliyeti kapsamında bu malı sunuyor olması ve alıcının da bunları konut amacıyla satın alması gerekli ve yeterlidir. Kanunda konutun tamamlanmış olup olmadığı yönünden bir ayırıma gidilmemiş; konut amaçlı taşınmaz mal ifadesiyle kullanım amacının konut olması yeterli bulunmuştur.
O halde, 4822 sayılı Kanunla konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/c maddesinin kapsamına alındığından, tüketici hukuku hükümleri kapsamında ve onun koruması altında olduğu kabul edilmelidir.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici diğerinin satıcı olması gerekir.
Somut olayda; davacı ile …. Yapı Sanayi ve Tic. A.Ş. arasında düzenlenen 20/02/2018 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde “bağımsız bölüm alıcı ve satıcıya ilişkin bilgiler” başlıklı 1. sayfasında taşınmazın türü villa olarak nitelendirildiği, bedele ilişkin bilgiler bölümünde de “konut bedeline ilişkin bilgiler” başlığı altında tüm vergiler dahil peşin fiyatının 2.500.000,00 TL olduğunun yazılı olduğu, bu haliyle sözleşmeye konu taşınmazın villa niteliğinde konut olduğu, davacının da dava dilekçesinde taşınmazı ticari ya da mesleki amaçla satın aldığı yönünde herhangi bir beyanının bulunmadığı gibi, aksine bu taşınmazı konut amaçlı alındığını beyan ettiği, bu itibarla davacının “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin görevsizlik kararı hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilerek, yargılama yapma yetki ve görevinin Türketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy…. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, ancak mahkememiz ile Bakırköy ….Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle görev uyuşmazlığı sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
Yargılama yapma yetki ve görevinin Tüketici Mahkemesi olması sebebiyle dosyanın HMK 20. Maddesi kapsamında daha önce görevsizlik kararı veren Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Mahkememiz ile Bakırköy … Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluşması sebebiyle görev uyuşmazlığı sebebiyle dosyanın ilgili İstinaf Dairesi’ne gönderilmesine,
Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Yoluna başvuru hakları olduğu hatırlatılarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 09/10/2020

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı