Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/851 E. 2019/1075 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/851 Esas
KARAR NO : 2019/1075

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan 05/11/2019 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkili firmanın plastik enjeksiyon kalıbı üretimi yapmakta, davalı firma ise müvekkilinin ürettiği kalıplar için gerekli çelik parçalara ısıl işlemini yaptığını, 2015 yılından bu yana müvekkili firmanın ürettiği çelik parçaların ısıl işlemlerini, davalı firma yaptığını, müvekkil firma, 02/02/2017 tarihinde ….. Dış Ticaret Ltd.Şti.(Eski Ünvanı ….. Dış Tic. Ltd.Şti) ile “Kalıp Sözleşmesi” ve “Kalıp Şartnamesi” adı altında sözleşme imzaladığını, bu sözleşmeler kapsamında ürünler hazırlayıp teslimat yapılıp faturası düzenlendiğini, çelik kalıp üretimi için çelikler CNC makinesinde modele göre işlenip, parlatma, ısıl işlem, tel erezyon, dalma erezyon, alıştırma işlemi ve hırdavat aşamaları tamamlandıktan sonra enjeksiyon makinesinde baskıya hazır olduğunu, müvekkili firma, ….. Dış Ticaret için ürettiği çelik kalıpların ısıl işlemini davalı firmaya yaptırıp, devamında diğer işlemlerini tamamlamış ve ürünleri müşterisine teslim ettiğini, teslimin ardından …. Dış Ticaret Ltd.Şti. müvekkil firmaya -1 li Cam Kapak, -2 li Cam kapak, -3 lü ve 4lü Cam Kapak için yapılan üç adet olarak kendilerine teslim edilen çelik kalıpları hrc sertliklerinin standartlara uygun olmadığını gösterir Rapor Fotoğraflarını gönderdiğini, bu ürünlerin en kısa sürede standartlara uygun hale getirilmesini talep ettiklerini, davalı firma ile yapılan yazışmalarda ürünlerin kendilerine getirilmesi halinde kontrolünün yapılabileceğini ve sorunun tespit edilebileceğini, kısa bir süre sonra çelik kalıplar yurtdışından geldiğini, müvekkili firma yetkilisinin katılımı ile davalı firma yetkilileri tarafından ısıl işlem sertliği ölçülünce standartlara uygun olmadığını, davalı firma tarafından ısıl işlem sertlik derecesinin doğru ayarlanmaması sebebiyle çelik kalıpların kullanılamaz durumda olduğunu, doğru sertlikte olmadığından Enjeksiyon makinesinde baskı yapılamayacağı açıklığa kavuştuğunu, müşterisinin talebi doğrultusunda müvekkili firmanın hatalı çelik kalıpların yerine yenisini üretmiş, ısıl işlemi de davalı firmaya yaptırdığını, ısıl işlemden sonra kalan işlemleri tamamlayan müvekkil firma …. Dış Ticaret Firmasına “çelik kalıpları HRC Sertlik Raporları ile birlikte” teslim ettiğini, 2018 Eylül ayında bu ürünleri davalı firmadan teslim aldıktan sonra, müvekkili firmanın, davalı firma ile çalışmaya devam ettiğini, yaptığı hatalı işlem nedeniyle müvekkilin zararını gidereceğini söyleyen davalı firma, müvekkilden süre istemiş, müvekkil de hala çalışmaya devam etmeleri ve bu süreçte müvekkilim ürettiği ürünlerin ısıl işlemlerini yapmalarına rağmen uzun süredir hiç ücret ödememesini bir çeşit mahsuplaşma olarak düşünerek, zarar tazmini için aceleci davranmadığını, müvekkili firmanın yeniden üretmek zorunda kaldığı çelik kalıplarla ilgili olarak yaklaşık 45.000 TL zarara uğradığını, Zararın giderilmesi konusunda davalı ile arasındaki belirsizliğin sona ermesi için müvekkil firma, zararının bir kısmını tazmin etmek için 27/09/2019 tarihinde Reklamasyon Faturası düzenleyip davalı firmaya gönderdiğini, müvekkil firmanın Reklamasyon Faturasını tebellüğ eden davalı firma kötü niyetli olarak faturaya itiraz etmiş ve 14/10/2019 tarihinde “cari hesap alacağı” için Bakırköy …. icra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatarak müvekkili uğrattığı zararı ödemeyeceğini belirttiğini, açıklanan sebeplerle, davanın kabulünü, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, şimdilik 23.600 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek Ticari Temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. TTK’nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiş, hatta dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması yeterli görülmeyerek anlaşamama tutanağının dava dilekçesine eklenmesi aksi takdirde verilecek 1 haftalık kesin süre içerisinde sunulması gerektiği belirtilerek dava tarihinde anlaşamama son tutanağının düzenlenmiş olması dava şartı olarak öngörülmüştür. Kaldı ki arabuluculuğa dava açmadan önce başvurulmasının yeterli görülüp anlaşamama tutanağının düzenlenmesinin dava açılmasında sonra da düzenlenerek dava şartı noksanlığının sonradan giderilme olanağı bulunduğu yönündeki bir değerlendirme, zorunlu arabuluculuk müessesesinin amacına ve ruhuna aykırı olacak ve arabuluculuğu bir anlamda formalite haline getirecektir.
Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından re’sen gözetilir.
Dava konusu dosya incelendiğinde, davanın ayıplı maldan dolayı tazminat davası olduğu ve yasa hükümleri gereği zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olduğu anlaşılmış, dava tarihi olan 05/11/2019 tarihinden önce arabuluculuk anlaşamama tutanağının düzenlenmiş olması gerektiği ancak dava dilekçesi ekinde yer almadığı anlaşılarak arabuluculuk anlaşamama tutanağını sunması için tebligat çıkartılarak süre verilmiş, bunun üzerine davacı tarafça arabuluculuk anlaşamama son tutanağı dosyaya sunulmuştur. Ancak tutanağın incelenmesinden anlaşamama son tutanağının dava tarihinden sonra düzenlenmiş olduğu anlaşılmakla anlaşamama son tutanağı düzenlenmeden dava açıldığı ve bu dava şartı noksanlığının yargılama aşamasında giderilemeyeceği kanaatine varılarak davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/2 yollaması ile TTK ‘nun 5/A maddesi ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin yatırılan 403,03 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 358,63 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır