Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/823 E. 2022/109 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/823 Esas
KARAR NO : 2022/109

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekillerinin davalıya temizlik ürünleri sattığını fatura kesildiğini, davalının borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının davalı müvekkillerine temizlik malzemeleri satttığını davacı tarafından davalı müvekkillerine birçok fatura kesildiğini, müvekkillerinin faturalara konu ürünleri, faturaları teslim alıp, faturaları ticari defterlerine kaydettiğini, Davacı ile açık hesap çalışan müvekkillerinin davacı tarafından kesilen tüm faturaları ödediğini, davacının davalı müvekkillerine satılan ve teslim edilen bazı mallara ilişkin …… no’lu fatura borcunun ödenmediğini ileri sürdüğünü, davacı taraf ile davalı müvekkilleri açık hesap çalıştığından davalı müvekkillerinin ödemelerini fatura üzerinden değil cari hesap borcu üzerinden yaptığını, takip tarihinde de davalı müvekkillerinin cari hesap borcu yalnızca 459 TL olduğundan bu tutar üzerinden borç kabul edilip geri kalan borca itiraz edildiğini, davalı müvekkilleri üzerindeki KDV’nin gerçekte bulunmaması nedeniyle KDV tutarını cari hesaba borç olarak kaydettiğini ve taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık konusu olan faturanın ise 07/03/2017 düzenlenme tarihli ……. numaralı 12.460,80 TL tutarlı fatura olduğunu, faturada yazılan toplam tutarın 1.900,80 TL’sinin KDV olduğunu müvekkillerine KDV’li şekilde satılan ürünler için KDV beyan edilmemiş olması, KDV’nin gerçekte bulunmamasına rağmen müvekkillerinden istenmiş olması dolayısıyla da bu tutarın müvekkilleri tarafından davacının cari hesabına borç olarak kaydedildiğini, davacının davalı müvekkillerine karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü ……. sayılı dosya ile başlattığı takibin 1.900,00 TL’lik kısmının ……. no’lu faturadaki KDV tutarı olduğunu, Küçükköy Vergi Dairesi’nin 05.02.2018 tarihli yazısı ile müvekkillerine gönderilen Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 02/02/2018 tarihli …… numaralı KDV iadesi kontrol raporunda davacının bahse konu faturası sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olarak gösterildiğini, faturada KDV beyanınn olmadığının müvekkillerine ihbar edilmesi üzerine davalı müvekkillerinin Küçükköy Vergi Daire Müdürlüğü’ne yazılan 15/02/2018 tarihli yazısında …… Kozmetik ile ilgili faturadaki 1.900,80 TL’lik KDV’nin indirim listesinden çıkartılmasını istediğini, faturadaki KDV’nin gerçek olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Belirtilen icra dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu ‘ne yönelik 2.359,80 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça; davalıya temizlik ürünleri mal ve hizmet satışı yaptıklarından bahisle davalıdan alacaklı olduklarından bahisle icra takibi başlattıkları ve davalının takibe konu borcun 459,00 TL’lik kısmı dışındaki kısmına itiraz etmesi üzerine işbu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevaben; davacı tarafından kesilen tüm faturaları ödediklerini, takip tarihinde cari hesap borcunun yalnızca 459,00 TL olduğundan bu tutar üzerinden borcun kabul edilip geri kalan borca itiraz ettiklerini, taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık konusu olan faturanın 07/03/2017 düzenleme tarihli ……. numaralı 12.460,80 TL tutarlı fatura olduğunu, bu faturada yazılı toplam tutarın 1.900,80 TL’sinin KDV tutarı olduğunu ve faturada da belirtildiğini, kendilerine KDV’li şekilde satılan ürünler için KDV beyan edilmemiş olması KDV’nin gerçekte bulunmamasına rağmen kendilerinden istenilmiş olması nedeniyle bu tutarın davacının cari hesabına borç olarak kaydedildiğini, Küçükköy Vergi Dairesinin 05/02/2018 tarihli yazısı ile kendilerine gönderilen Gelir İdaresi Başkanlığının 02/02/2018 tarihli ……. numaralı KDV iadesi kontrol raporunda davanın bahse konu faturasının sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olarak gösterildiğini, işbu faturada KDV beyanının olmadığının kendilerine ihbar edilmesi üzerine kendileri tarafından Küçükköy Vergi Dairesine yazılan yazısında davacı ile ilgili faturadaki 1.900,80 TL’lik KDV’nin indirim listesinden çıkartılmasının istenildiği ve bu nedenle borcun bu tutarda sona erdiğinin davacı tarafa mail yoluyla bildirildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacı tarafça davalı aleyhine düzenlenen 07/03/2017 düzenleme tarihli ……. numaralı 12.460,80 TL tutarlı faturadaki 1.900,80 TL’lik KDV’nin davalı tarafça KDV iadesi alınamamasından mütevellit davacı alacağından düşülmesinin gerekip gerekmediği, bu kapsamda davacının icra takibi ile talep ettiği ve davalı tarafın kabul ettiği 459,00 TL’lik kısım dışında kalan itiraza konu miktarda bakiye alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte bulunan tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir.
Uyuşmazlığa konu 07/03/2017 düzenleme tarihli ……. numaralı 12.460,80 TL tutarlı faturaya ilişkin ilgili vergi dairelerinden tarafların BS-BA formları celp edilmiş, incelenmesinde; bu faturanın BA bildiriminin davalı tarafça yapılmış olunduğu, bu fatura bedelinin % 18 KDV’siz kısmı olan 10.560,00 TL’lik kısmının ilgili dönem vergi dairesi BA formlarına bildiriminin yapılmış olduğu; davacı tarafın ilgili dönem BS formunun incelenmesinde ise, formun 5.satırında işbu faturanın yine % 18 KDV’siz kısmı olan 10.560,00 TL’lik kısmının BS bildiriminin yapıldığı ancak muhatap kısmına davalı firmanın ticaret ünvanı yerine dava dışı “……. Gıda Ambalaj İnş.Turizm.San.ve Tic.Ltd.Şti.” isimli firmanın ünvanının yazıldığı, formdaki vergi numarası kısmına ise doğru bir şekilde davalının vergi numarasının yazılı olduğu görülmüş olup, bu husus Atışalanı Vergi Dairesi Müdürlüğünün 31/03/2021 tarihli cevabi yazısından da teyit edilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde 25/06/2020 tarihli kök rapor ile vergi dairesine yazılan müzekkerelere verilen cevaplar dikkate alınarak düzenlenen 04/01/2021 tarihli ve 22/06/2021 tarihli ek raporlar aldırılmıştır.
22/06/2021 tarihli ek raporda, davacı firma tarafından yapılan maddi hatanın düzeltme işleminin yapılması durumunda davalı tarafça iadesinin tekrardan talep edilebileceği ve bu durumda 1.900,80 TL davacı firmaya davalının borçlu kalacağının bildirildiği görülmüştür.
Mezkur ek rapor uyarınca davacı vekiline gerekli düzeltme beyanının yapılarak mahkememize bilgi vermesi konusunda kesin süre verilmiş ve verilen süre içerisinde gerekli düzeltme beyannamesinin verildiğine ilişkin evrakın mahkememize sunulduğu görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca düzenlenen 07/03/2017 düzenleme tarihli ……. numaralı 12.460,80 TL tutarlı faturanın davacı tarafça vergi dairesine BS form bildirimi yapılır iken muhatap kısmına davalı firma yerine maddi hata sonucunda formun bir üst satırındaki firmanın (……. Gıda Ambalaj İnş.Turizm.San.ve Tic.Ltd.Şti.) ünvanının yazılı bulunması nedeni ile faturanın vergi dairesi tarafından “sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” işlemi görmesi nedeni ile davalı tarafça bu faturanın 1.900,80 TL’lik KDV kısmının iadesinin alınamadığından bu miktarın cari hesaba davacı borcu olarak yansıtıldığı, söz konusu hususun maddi hatadan kaynaklandığının açık olduğu, davacı tarafın mahkememizce verilen süre içerisinde bu hatanın düzeltilmesi için gerekli işlemi yaparak buna dair evrak suretini mahkememize sunduğu, dolayısıyla bu düzeltme işlemi sonucunda davalı tarafça söz konusu KDV iadesinin alınmasının mümkün hale geldiği, dolayısıyla davacı alacağının davalı ticari defterlerinde görünmemesinin ve bu hususta uyuşmazlık doğmasının sebebinin maddi hatadan kaynaklanmış olması nedeni ile davacının davalıdan itiraz edilen kısımda alacağı bulunduğu, bu nedenle davanın kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargılama giderleri açısından yapılan değerlendirmede; yukarıda bahsi geçen maddi hatanın davacı taraftan kaynaklandığı, bu konuda davalının bir kusurunun bulunmadığı, yargılama aşamasında davacı tarafça yapılan düzeltme işlemi sonucunda davanın kabulünün gerektiği, dolayısıyla davalının hal ve davranışlarıyla davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yargılama sırasında ortaya çıkan durum sonucunda davanın kabulü gerektiğinden ve davacının kendi kusurundan istifade edemeyeceğinden davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği, Yargıtay ……. Hukuk Dairesinin 23/05/2019 tarih ……. Esas ……. Karar sayılı kararında (Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir) ve keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 Esas 2009/526 Karar sayılı emsal niteliğindeki kararlarında da -her ne kadar bu kararlar yargılama sırasındaki mevzuat değişikliğine ilişkin kararlar ise de- kıyasen somut olaya bu emsal kararların uygun düştüğü, netice itibariyle davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, aynı sebep ve gerekçelerle ve ayrıca dava tarihinde davalının takibe itirazının haksız olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının da şartları oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin itiraz edilen 1.900,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
1.900,00 TL asıl alacağa takipten itibaren avans faizi uygulanmasına,
Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 129,79.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 44,40.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 44,40.-TL peşin harç ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır