Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/82 E. 2019/814 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/82 Esas
KARAR NO : 2019/814

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2015
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 23/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 09/03/2015 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalının, davacı kooperatife ait sanayi sitesi içinde hem taşınmaz maliki hem de kooperatif ortağı olduğunu, davacı kooperatifin 2013 yılı genel kurul toplantısının 16.09.2014 tarihinde yapıldığını, bu genel kurulun 8 nolu kararı ile sanayi sitesinin çevre aydınlatma, alt yapı bakım onarım, çevre düzenleme, asfaltlama ortak alan ile benzeri yapılması gereken işler için harcama miktarının toplam 1.626.002,00.-TL olduğunu, yapılan oylamada ortaklardan bu bedelin iş yeri büyüklüğü ve m2 bazında taksim edilerek tahsiline karar verilerek ödemelerin 15.10.2014 tarihinde başlamak üzere 3 eşit aylık taksitle yapılmasına oy çokluğu ile karar verildiğini, bu karar hakkında iptal davası açılmadığından kararın kesinleştiğini, davalının bu genel kurul kararına istinaden m2 bazında yapılan hesaplama sonucu adına tahakkuk eden borcunu ödemediğini, ödememesi üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini, bu hizmetlerlerden yararlananların bu hizmet karşılığı olan aidatları ödemek zorunda olduklarını belirterek davalı şirketin 25.12.2014 tarihi itibariyle 121.558,31.-TL tutarında borçlu olması nedeniyle haksız ve kötü niyetli icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacının taleplerinin müvekkili şirketten bulunmasının mümkün olmadığını, zira türü itibariyle davacının yapı kooperatifi olduğunu, kuruluş amacına uygun olarak ortakları için iş yerlerini inşa ettiğini, bunların yapı kullanma izinlerini alarak ferdileşme işlemlerini tamamlayarak bağımsız bölüm tapularını tapu sahipleri adına tescil ettirdiğini, diğer malikler gibi davalı şirketin de 17.05.2013 tarihinde bahse konu site içinde taşınmazının tapuda adına tescil edildiğini, davalı şirketin adına tapunun tescil edilmesinden sonra kooperatifle ilişkisinin kesildiğini, zira kooperatif adına kayıtlı taşınmazların kooperatif üyeleri adına tescil edildiğini, bu değişiklik nedeniyle sitenin 634 sayılı KMK’na tabi olduğunu, bu nedenle davacı kooperatifin genel kurul kararı ile ortak giderler konusunda tapu maliklerinden talepte bulunamayacağını, işletme projesi hazırlayacağını, bu işlemleri yapma yetkisinin kat malikleri kuruluna ait olduğunu, hali hazır siteyle ilgili olarak kat malikleri kurulu toplantısı yapılmadığı gibi site yönetim kurulunun da seçilmediğini, anılan genel kurulda davalı şirkete ait iş yerinin bulunduğu 2. Kısımla ilgili olarak sakinlerin talebi ile belirtilen işlerin yapılması için yetki istenmiş ve buna istinaden oy çokluğu ile genel kurulca kabul edilmiş olsa da kat mülkiyeti yasasınca yetkili olmayan genel kurulun bu hususta karar alma yetkisinin olmadığını, davacı kooperatifin bağımsız bölümlerin tapularını üyelerine dağıtmış olması nedeniyle kooperatifler kanununu 81. Maddesi gereğince kooperatifin tasfiye edilmesi gerektiğini bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, davalı şirketin davacı kooperatife birkaç kez aidat ödemiş olmasının davacıya ehliyet kazandırmayacağını, kaldı ki davalı şirketin adına kayıtlı bulunduğu taşınmazı 05.03.2015 tarihinde …. A.Ş.’ne devretmiş olduğundan davalı şirketin davacı kooperatifle hiçbir ilişkisinin kalmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile kötü niyetle başlatılan icra takibi nedeniyle davacıdan %20 kötü niyet tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce ….Esas , …. Karar sayılı, 28/10/2016 tarihli kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, karar davalı tarafından İstinaf edilmiş olup, dosya İstanbul BAM … HD’ne gönderilmiş, İstanbul BAM …. HD’nin 15/02/2017 tarihli istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, dosya Yargıtay …. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay …. HD’nin…. Esas , …. Karar sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosya Yargıtay’da temyiz incelemesindeyken davacı vekili Av. … tarafından 16/11/2018 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği görülmekle, dosyaya sunulan vekaletname incelendiğinde davacı vekilinin davadan feragate özel yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili Av. … tarafından sunulan 22/11/2018 tarihli dilekçe ile davacının feragatini kabul ettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde HMK 311. maddesi gereğince feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından davacının davasından feragat etmiş olduğu görülmekle açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat deliller toplandıktan sonra yapılmış olmakla 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL karar harcının 2/3’ü olan 29,60.-TL’nin peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Temyiz Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 sayılı kanun hükümleri uyarınca elektronik imza ile imzalanmıştır.*