Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/806 E. 2021/3 K. 04.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/806 Esas
KARAR NO : 2021/3

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 04/01/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 21/10/2019 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; davalı taraf ile aralarında ticari ilişki olduğunu, iş bu ticari ilişkiye konu ürünlerin davacı taraftan satın alındığını, ürünlerin irsaliyeli faturalarla birlikte davalıya teslim edildiğini, cari hesapta 85.347,53 TL alacağın olduğunu, davalının 70.000,00 TL çek verdiğini, kalan 15.347,53 TL borcun ödemediğini, 70.000,00 TL tutarlı çekin bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksız çıktığını, davalı tarafa alacağın tahsili için icra takibi başlattığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı tarafın aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı şirket, izah edilen nedenlerle, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın aleyhine takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …….. E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçluya yönelik 15.347,53 TL toplam alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi mali müşavir ……. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda hüküm kısmında; yapılan inceleme ve tespitler sonucunda ve rapor içinde açıklanan nedenlerle; davacı tarafın 2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın gelmemesi üzerine davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği takibe konu olan cari hesaba ait 5 adet faturanın davacı tarafın yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, davalı tarafın defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği dosya muhteviyatına sunduğu, 31.08.2018 tarihli, ……. seri ve sıra numaralı irsaliyeli faturanın, açıklama kısmının, malzeme kodunun, miktar, birim ve birim fiyatının yazıldığı, KDV dâhil 1.079,59 TL tutarlı olduğu, teslim eden kısmına ……. isminin yazılmak suretiyle imzalandığı, teslim alan kısmına …… isminin yazılmak suretiyle imzalandığı, 04.09.2018 tarihli, …… seri ve sıra numaralı irsaliyeli faturanın, açıklama kısmının, malzeme kodunun, miktar, birim ve birim fiyatının yazıldığı, KDV dâhil 2.063,67 TL tutarlı olduğu, teslim eden kısmının boş ve imzasız olduğu, teslim alan kısmına …… isminin yazılmak suretiyle imzalandığı, 04.09.2018 tarihli, ……. seri ve sıra numaralı irsaliyeli faturanın, açıklama kısmının, malzeme kodunun, miktar, birim ve birim fiyatının yazıldığı, KDV dâhil 7.080,00 TL tutarlı olduğu, teslim eden ve teslim alan kısım arasında …… ismin ve cep telefonun yazıldığı, teslim alan kısmına S harfi ile başlayan sonrası okunmayan bir isim yazılmak suretiyle imzalandığı, 08.10.2018 tarihli, …… seri ve sıra numaralı irsaliyeli faturanın, açıklama kısmının, malzeme kodunun, miktar, birim ve birim fiyatının yazıldığı, KDV dâhil 4.425,00 TL tutarlı olduğu, faturanın teslim eden ve teslim alan kısımlarının olmadığı, fatura üzerinde ….. irsaliye numarasının yazıldığı, …… seri ve sıra numaralı sevk irsaliyesinin teslim eden kısmının boş ve imzasız olduğu, teslim alan kısmına …… isminin yazılmak suretiyle imzalandığı, 17.10.2018 tarihli, ……. seri ve sıra numaralı irsaliyeli faturanın, açıklama kısmının, malzeme kodunun, miktar, birim ve birim fiyatının yazıldığı, KDV dâhil 698,40 TL tutarlı olduğu, teslim eden kısmının boş ve imzasız olduğu, teslim alan kısmına …… isminin yazılmak suretiyle imzalandığı, Faturalara davalı tarafın itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmadığı, davacı taraftan talep edilen Form BS Formu Bilgileri: Gelir İdaresi Başkanlığı, Tuna Vergi Dairesi Müdürlüğünün 30.10.2018 tarihinde onayladığı davacı şirkete ait 09-2018 dönemi BS form beyannamesinde, Davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği 2 adet faturayı KDV hariç 7.748,00 TL üzerinden beyan ettiği, takibe konu 5 adet faturanın olduğu ve 2 adet faturanın BS formu ile beyan edildiği, 1 adet faturanın 08.2018 dönemde, 2 adet faturanın 10.2018 döneminde BS FORMU yasal beyan sınırının altında kaldığından beyan edilmediği/edilemediği, davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 2018 yılı: Davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 19.02.2018 tarihli 4.105,55 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 13.07.2018 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 14.760,87 TL alacaklı olduğu, 14.08.2018 tarihli, “çek giriş” açıklamalı, 14.760,00 TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 0,87 TL tutarlı küsurat alacağının kaldığı, 31.08.2018 tarihinden 17.10.2018 tarihine kadar olan takibe konu 5 adet fatura toplamı olan 15.347,53 TL tutarında davacı tarafın davalı taraftan 17.10.2018 tarihi itibariyle alacaklı olduğu, 11.12.2018 tarihinde “borç dekontu” açıklamalı 70.000,00 TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 85.347,53 TL alacaklı, 31.12.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 85.347,53 TL alacaklı olduğu, 2019 yılı: 01.01.2019 ve 31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 85.347,53 TL alacaklı olduğu, İstanbul …… İcra Ceza Mahkemesinin 17.10.2019 Tarihli Duruşma Tutanağında, Müşteki olarak davacı tarafın yer aldığı, Sanığın sabit olan çekin karşılıksız işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu nedeni ile eylemine uyan 5941 sayılı çek kanunun 5-1 maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, sanığın amaç ve saiki, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının yoğunluğu dikkate alınarak takdiren ve suça konu çek bedeli dikkate alınarak teşdiden 150 gün adli para cezası ile cezanlandırılmasına karar verildiği, ayrıca çek keşidecisi …… ELEKT. ELEKTRO. MEKA. İNŞ. A.Ş. ve ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilisi sanık ….. hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı konulmasına karar verildiği görülmüştür. ilgili çekin 30.11.2018 keşide tarihli, 70.000,00 TL tutarlı, ……. çek numaralı ve davalı şirket tarafından davacı tarafa düzenlendiği, 30.11.2018 tarihinde karşılıksız işlemi yapıldığı, 07.12.2018 tarihinde bir kez daha karşılıksızdır denildiği, davalı şirketin dosya muhteviyatında yasal defterlerini, kayıt ve belgelerini ibraz etmediği, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 15.347,53 TL asıl ve toplam alacağını talep edebileceği, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 oranında faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış raporunu ibraz etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü ile defter inceleme günü usulüne uygun olarak tebliğ edilerek hukuki dinlenilme hakkı tanınmış ve taraf teşkili sağlanmış, ancak davalı taraf cevap vermediği gibi ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan da imtina etmiştir.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli tüm deliller mahkememizce toplanmış ve değerlendirilmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı taraf ticari defterlerini sunmaktan imtina etmiştir. SMMM bilirkişinin sınırlı olarak davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen 13/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan 11/12/2018 tarihinde “borç dekontu” açıklamalı 70.000 TL tutarlı kayıt işlemi ile davacı tarafın davalı taraftan 85.347,53 TL tutarında alacaklı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir (Bilirkişi raporunda, 70.000 TL ‘lik çekin karşılıksız kaldığı belirtilmiş ise de davacı tarafça bu çekin kambiyo icra takibi yapıldığı ve bu nedenle bu çek bedeli düşülerek kalan meblağ açısından genel haciz yoluyla dava konusu takibin başlatıldığı anlaşılmıştır).
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK hükümleri uyarınca ticari defter tutmakla mükelleftirler. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, kanunun bilmemek mazeret sayılamayacağından ve davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmediğinden davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesi yasanın açık hükmü gereğidir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacının icra takibine konu ettiği alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin takipteki şartlarla aynen devamına,
Asıl alacağa takipten itibaren yasal faiz uygulanmasına,
Davalı itirazında haksız çıktığı ve alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile, asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.048,38-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 185,36-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 863,02-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 185,36-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 862,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. . 04/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır