Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/797 E. 2020/478 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/797 Esas
KARAR NO : 2020/478

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 16/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; …… gazetesinin 17/08/2019 tarihli haberinde “….. içerisinde yer alan …. ‘li …. Belediyesi döneminde her ay 10 milyon TL aktarıldığının ileri sürüldü, 10 milyon liralık bütçenin…. ‘nun göreve başlaması üzerine kesildiği belirtildi” denilerek davacıları küçük düşürüp halkta kin ve nefret duygusu yaratmanın amaçlandığını, bu iddianın gerçek olmadığını, davalı tarafından bu iddianın doğrulanmasını ve her bir davacı için 15.000,00 TL olmak üzere 45.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; yetkiye itiraz ettiklerini, haberde iftira içerikli hakaret niteliğinde davacıyı karalamak veya itibarını düşürmeye yönelik herhangi bir taraf bulunmadığını, haberin gazetecilik faaliyeti içinde basın özgürlüğü kapsamında yapıldığını, haberin iddia niteliğinde olduğunun vurgulandığını, haberin müvekkilerinden önce başka medya kuruluşlarındada haberleştirildiğini ve alenileştirildiğini, haber verme hakkının unsurlarının gerçekleştiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yayın suretiyle kişilik haklarına saldırı ve haksız rekabet iddiasıyla açılan manevi tazminat davasıdır.
Davalı şirkete ait …. Gazetesi’nin dosyada mevcut …. Ağustos 2019 Cumartesi günlü basımında, gazetenin 4.sayfasının alt kısmında “….” başlığıyla “İktidar yandaşı medya kuruluşlarının oluşturduğu ….. içinde yer alan …. ‘ya ….. ‘li ….. döneminde her ay 10 milyon lira aktarıldığı ileri sürüldü. …..’nin bir önceki döneminde her ay reklam geliri adı altında aktarılan 10 milyon liralık bütçenin …..’nun göreve başlaması üzerine kesildiği belirtildi. ….. gazeteleriyle … TV’yi bünyesinde bulunduran ….da son günlerde yaşanan işten çıkartmaların bu bütçenin kesilmesinden kaynaklandığı ileri sürüldü” şeklinde haber yayınlandığı görülmekte olup, bu husus taraflar arasında tartışmasızdır.
Yine, davacı ……’nin ….. Gazetesi’nin, davacı ….. Yatırım San. Ve Tic. A.Ş.’nin …. Gazetesi ve ….. Gazetesi’nin, davacı ….’nin … TV televizyon kanalının sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulmuş ise de; dava konusunun haksız fiil iddiasına dayanması nedeni ile haksız fiilin işlendiği yer ve genel yetkili yer olan davalının yerleşim yeri itibariyle mahkememizin yetkili mahkeme olması nedeni ile yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yukarıda anılan gazete haberinin davacı tarafın iddia ettiği şekilde kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, haberin davalı tarafın savunduğu şekilde aleni ve görünür gerçeğe uygun olup olmadığı ve basın özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmış, taraf vekilleri ön inceleme duruşmasındaki beyanlarında tanık bildirmeyeceklerini bildirmişlerdir.
Davacı tarafça dava dilekçesine eklenmiş olan …. Gazetesi internet haber yayınında “…..” başlığı ile “02/09/2019 tarihinde …… neler oluyor? Devam edecek halimiz kalmadı başlığı ile yayınlanan haberde; ….nın …. ‘nin ….. Parti’de olduğu dönemde reklam geliri adı altında her ay 10 milyon TL aldığı söylenmiş ise de. Yapılan araştırmada ….ya böyle bir reklam geliri ödenmediği anlaşılmıştır. Keyfiyet kamuoyunun bilgisine saygıyla duyurulur” şeklinde haber (düzeltme) yazısı yayınlandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan diğer bir kısım haber sitelerinde de benzer şekilde haber yayınlandığı görülmüştür.
Davalı tarafça sunulan beyan dilekçesi ile, ….. Gazetesi’nin kapandığı yönünde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce Basın İlan Kurumu’na müzekkere yazılarak davacı şirketlere ait ….. Gazetesi, ….. Gazetesi ve …. Gazetesi’nin dava dava konusu haberin yayınlandığı tarih ile dava tarihi arasındaki tiraj durumu dosyaya getirtilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, toplanan tüm deliller muvacehesinde;
Davalı şirkete ait ….. Gazetesi’nin ….. Ağustos 2019 Cumartesi günlü basımında “…. ” başlığıyla “…….) döneminde her ay 10 milyon lira aktarıldığı ileri sürüldü. …. nin bir önceki döneminde her ay reklam geliri adı altında aktarılan 10 milyon liralık bütçenin …. ‘nun göreve başlaması üzerine kesildiği belirtildi. ….. ve ….. gazeteleriyle …. TV’yi bünyesinde bulunduran …. da son günlerde yaşanan işten çıkartmaların bu bütçenin kesilmesinden kaynaklandığı ileri sürüldü” şeklinde haber yayınlandığı görülmektedir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebinin dayanağı TMK’nun 24 ve 25.maddeleri ve TBK’nun 49.maddesi uyarınca kişilik haklarına saldırı ile TTK’nun 54 vd.maddeleri uyarınca haksız rekabet hükümleri oluşturmaktadır. Zira davacılar ile davalının aynı sektör içerisinde faaliyette bulunmaları nedeni ile haksız rekabet hükümlerine de tâbi oldukları açıktır.
Anayasaya göre basın özgür ise de bu özgürlüğün sınırsız-mutlak bir özgürlük olmadığı, yine Anayasanın çizdiği sınırlar çerçevesinde kullanılabileceği aşikardır. Basın-yayın yoluyla yapılan haberlerde, yayının kişilik haklarına yönelik saldırı niteliği taşıyıp taşımadığı yönünde yüksek yargı içtihatları ile kabul edilmiş bir kısım ölçütler getirilmiştir. Bunlar;
-Yayının güncel olması,
-Yayının görünür gerçeğe uygun olması,
-Yayının yapılmasında kamu yararı bulunması,
-Yayının toplumsal ilgiyi haiz olması,
-Yayında biçimle öz arasında denge bulunması(yayının ölçülü olması) olarak sayılmakta olup, yayının hukuka uygun kabul edilebilmesi için tüm bu ölçütlerin tamamının bulunması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …. Esas ….. Karar sayılı kararında “…Basının kamu görevi yapmasında göz önünde tutulan amaçla, kişilik haklarına verilen zarar arasında açık bir oransızlık varsa, yayımın hukuka aykırı olduğu kabul edilmelidir. Objektiflikten ayrılmak, haber sınırını aşmak, genişletici ve yanlış yorumlarda bulunmak, gerçek dışı haber vermek, yersiz şekilde onur kırıcı sözler kullanmak, dürüstlük kurallarına aykırı davranmak, kişisel nedenlerle salt sansasyon amaçlı yayım yapmak, hukuka aykırıdır” denilmiştir. Yine aynı kararda “…basın özgürlüğünün kişilik haklarına üstün tutulabilmesi için haberin görünür gerçekliğe uygun olması gerekir. Bu durumda, haberin iddiadan öteye geçmemesi ve gerçeklik unsuru taşımaması nedeniyle davacıyı yıpratmaya ve hedef göstermeye yönelik olduğunun kabulü gerekir. Yayında kullanılan bu sözler amacı ne olursa olsun başlı başına kişilik haklarına haksız bir saldırı oluşturduğundan manevi tazminata hükmedilmesi gerekir” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun….. Esas …. Karar sayılı kararında “…Basın, yaptığı yayımlarda gerek Anayasanın Temel Haklar ve Ödevler bölümünde yer alan ve gerekse TMK’nun 24 ve 25.maddelerinde ve ayrıca özel yasalarda güvence altına alınmış olan, kişilik haklarına saygı göstermek, bunlara saldırı niteliği taşıyabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadır. Bu cümleden olarak basın, belirli bir kişinin fikrini tartışmak zorunda kaldığı durumlarda bile, objektif bilgi vermekle ve eleştirmekle yetinmeli, olayları tahrif etmek veya kuşkuları yaymak gibi hukukun izin vermeyeceği yollara başvurmamalıdır. Özellikle de hakaret niteliğinde ya da yersiz, onur kırıcı söz ve deyimlerin kullanılmasından kaçınmalıdır. Basının kamu görevi yapmasında göz önünde tutulan amaçla, kişilik haklarına verilen zarar arasında açık bir oransızlık varsa, yayımın hukuka aykırı olduğu kabul edilmelidir. Objektiflikten ayrılmak, haber sınırını aşmak, genişletici ve yanlış yorumlarda bulunmak, gerçek dışı haber vermek, yersiz şekilde onur kırıcı sözler kullanmak, dürüstlük kurallarına aykırı davranmak, kişisel nedenlerle salt sansasyon için yayım yapmak hukuka aykırıdır. Bu açıklamalardan sonra, denilebilir ki, basın özgürlüğünün kişilik haklarına üstün tutulabilmesi için haberin gerçeğe uygun olması, gerçeğe uygun yayımın haber niteliği taşıması, gerçeğe uygun haberlerin verilmesinde nesnel (objektif) ölçütlere uyulması, haberin veriliş biçimi yönünden özle biçim arasında ölçülülük bulunması gerekir. Bir yayımın hukuka uygun olduğunun kabul edilebilmesi ancak açıklanan bütün bu koşulların birlikte varlığı halinde mümkündür. Yapılan bir yayım bu temel ilkelerden herhangi birine ters düşüyorsa hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmiş olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.06.2015 tarihli ve 2014/4-33 E., 2015/1504 K., 08.05.2013 tarihli ve 2012/4-1162 E., 2013/631 K.sayılı kararları).Öte yandan haberde gerekli, yararlı ve ilgili olmayan nitelemeler ve yorumlar yapıldığı, haberin içeriğine uygun düşmeyen, tahrik edici, kamuoyunda husumet ve kuşku yaratıcı, güveni zedeleyici bir üslubun kullanıldığı durumlarda, özle biçim arasındaki denge bozulmuş sayılır. Bu da hukuka aykırılığın varlığını kabule imkan sağlar. Diğer bir anlatımla basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğuna sahiptir. Bunun içindir ki basının yaptığı yayımdan dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır. İşte bu farklılık ve ayrık durum gözetilerek yapılan yayımın hukuka aykırılık veya uygunluk sınırı belirlenmelidir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayımdaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. İşte basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.. .Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi tarafından gazetecilere tanınan özgürlük, gazetecilik etik ve ilkelerine uygun olarak topluma doğru ve güvenilir bilgi sağlamak için iyi niyetle hareket etmeleri şartıyla sınırlıdır. Bu nedenle algı da yaratılmaması gerekir. Basının üçüncü kişiler hakkında ileri sürdüğü, şeref ve itibarlarını zedeleyici nitelikteki olgusal isnatların doğruluğunu araştırma yükümlülüğü vardır…” şeklinde karar vermiştir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davalı tarafça yayınlanan gazete haberinde davacılara ait gazetelere ve TV kanalına ….. Belediyesinden daha önce reklam geliri adı altında her ay 10 milyon TL para aktarıldığı, Belediye Başkanının değişmesinden sonra bu paranın kesildiği ve bu gazeteler ve kanalın maddi olarak zor duruma düştüğünden söz edilmiş olup, davacı tarafça bu haberin doğruluğuna (özellikle her ay reklam geliri adı altında 10 milyon TL para aktarıldığına) ilişkin herhangi bir delil sunulamadığı gibi, dava dilekçesi ekinde sunulan haber çıktısından, başka bir haber sitesinin benzer yayını yapmasının akabinde özür-düzeltme yazısı yayımladığı, haberin davacılarca yolsuzluk yapıldığı algısını yarattığı, bu kapsamda davalı tarafça yapılan yayının görünür gerçeğe uygunluk ölçütü ile yine ölçülülük (biçimle öz arasında denge) ölçütüne aykırı olduğu, dolayısıyla söz konusu haberin davacıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde ve ayrıca TTK’nun 55/a-1 kapsamında dürüstlük kuralına aykırı hareket tarzında haksız rekabet oluşturması nedeni ile davacıların manevi tazminat talebinin haklı olduğu kanaatine varılmış, davacılara ait bir kısım gazetelerin kapanmasının sonucu değiştirmeyeceği gibi bu gazetelerin internet ortamında yayına devam ettiği anlaşılmakla davalı tarafın bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş, ancak yapılan haberin sunuluş ve yayınlanış şekli ile saldırının boyutu göz önünde bulundurularak mahkememizce manevi tazminat miktarı takdir olunarak fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı ……’nin davasının KISMEN KABULÜ ile
5.000 TL manevi tazminatın 17/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davacı ……. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …..’ne verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacı …..’nden tahsili ile davalıya verilmesine,

B-Davacı … Yatırım Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin davasının KISMEN KABULÜ ile
5.000 TL manevi tazminatın 17/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davacı ….. Yatırım Sanayi ve Tic. A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı … Yatırım Sanayi ve Tic. A.Ş.’ne verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacı …. Yatırım Sanayi ve Tic. A.Ş.’nden tahsili ile davalıya verilmesine,

C-Davacı …..’nin davasının KISMEN KABULÜ ile
5.000 TL manevi tazminatın 17/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davacı …. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ….’ne verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacı ……’nden tahsili ile davalıya verilmesine,

Ç- 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,60.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 768,49.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
D- Davacı taraflarca yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 768,49.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı taraflara verilmesine,
E- Davacı taraflarca dosyada yapılan 41,00.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 13,60 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı taraflara verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
F- Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
21/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır