Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/674 E. 2019/1213 K. 20.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/674 Esas
KARAR NO : 2019/1213

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ: 24/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 12/09/2014 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili ile davalı arasında ticari alışveriş yapıldığını, bu alışveriş sebebiyle müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalının bu borçlarına karşılık çek verdiğini ve verilen çeklerin karşılıksız çıktığını, bu sebeple davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. E. ve Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. E. sayılı dosyaları ile icra takibi yapıldığını, takibin kesinleşmesinden sonra da borcun ödenmediğini, borçlunun zor durumda olması ve beyanı sonrası ilerleyen tarihlerde borcunu ödeyeceğini ifade ettiğini, ek külfetlere sebebiyet vermemek için icra dosyalarına işlem yapılmadığını, bu süreçte davalı-borçlunun İcra Hukuk Hakimliğine müracaat ederek “…alacaklının çeke dayalı icra dosyalarında 6 aydan beri işlem yapmadığını, dosyanın zamanaşımına uğradığından bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini..” dava ve talep ettiğini, borçlunun bu şikayeti üzerine Küçükçekmece ….. İcra Hukuk Mahkemesi 22.09.2010 tarih, …. E ve …… K.sayılı ilamı ile Küçükçekmece ….. lcra Müd. … E.sayılı dosyadan “icranın geri bırakılmasına,yine Küçükçekmece … İcra Hukuk mahkemesinin 14.09.2010 tarih …. E. …. K.sayılı ilamı ile de Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı dosyadan “icranın geri bırakılmasına “ karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, zamanaşımını ileri sürerek “icranın geri bırakılması” kararını alan davalı/borçlunun dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, alacaklıyı oyalayan borçlunun borcunu ödemediğini bildiğini, müvekkili alacaklının 2008 yılından beri alacağını borçludan alamadığını, davalının çek yasasındaki değişikliklerin lehine geliştiğini, takip dosyalarında da “icranın geri bırakılması” kararının olduğu anlayış ve rahatlığı ile borcunu ödemediğini, borcunu bugüne kadar ödemeyen davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı/borçlunun borca ve icra takibine itiraz ettiği için takip durduğunu, davalı/borçlunun itiraz dilekçesi taraflarına tebliğ edilmediği için itirazdan haberlerinin olmadığını, borçlunun itirazlarını yeni öğrenmiş bulunduklarını, itiraz üzerine işbu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, borçlunun borca yaptığı itirazın yerinde olmadığını, davalı ile müvekkili arasındaki temel ilişkinin açık olduğunu, bu ilişkiden sirayet eden takibe konu borcu bugüne kadar ödenmediğini, borç ödenmiş ise bunu ispatlamak yükünün davalı tarafa düştüğünü,davalı tarafın müvekkiline borcu bulunduğunu ve bu borcun iddia edildiği gibi zamanaşımına da uğramadığını, delilleri ışığında davalarının haklılığının ortaya çıkacağını bu nedenlerle borcu sürüncemede bırakmaya yönelik itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli olan borçlunun %40’tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davaya konu alacak hakkında daha önce Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ve zamanaşımı nedeniyle Küçükçekmece …. İcra Hukuk Mahkemesinin … E., ….. K, 22.09.2010 tarihli kararı ile ile iptal edildiğini, yine Küçükçekmece ….. İcra müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve aynı şekilde zamanaşımı nedeniyle Küçükçekmece … İcra Hukuk Mahkemesinin ….. E …… K ve 14.09.2010 tarihli kararı ile iptal edildiğini, aynı konu ve zamanaşımına uğramış aynı alacak hakkında ikinci bir dava açılmış olması nedeniyle işbu davanın reddinin gerektiğini bu nedenlerle cevap ve beyan dilekçelerinin kabulü ile davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekili, taraflar arasındaki alışveriş sebebiyle davalıdan alacaklı olduğunu, davalının borcuna karşılık verdiği çeklerin borçluya gösterilen anlayış nedeniyle takipsiz kalmasının akabinde davalının çeklere dayanan takipleri icra mahkemesi kararları ile geri bıraktırdığını, temel ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile yaptıkları takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve davalının % 40 tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu alacak hakkında daha önce icra takipleri yapıldığını ve zamanaşımı nedeniyle takiplerin İcra Mahkemesi kararları ile iptal edildiğini, aynı alacak için davacının ikinci kez talepte bulunduğunu ve dava açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, ….. esas, …. karar sayılı karar ile, çekin karşılığında mal teslimi yapıldığının davalı tarafından inkâr edilmediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen bilirkişi raporundan davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 177.592,09 TL asıl alacak ve 35.012,09 TL işlemiş faiz alacağı olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile, bu miktar itibariyle davanın kabulüne ve davalı aleyhine inkâr tazminatına hükmedilmiş,hükmün temyizi üzerine, Yargıtay …… Hukuk Dairesinin 20/04/2016 gün, ….. E.-……. K. sayılı ilamı ile “Dava zamanaşımına uğramış çeklerden dolayı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Zamanaşımına uğramış çeklerde davacı lehtar davalı ise keşideci konumunda olup aralarında temel ilişki mevcuttur. Davacı alacağını tanık dâhil her türlü delille ispatlayabilir. Davalı faturaya konu malların kendisine teslim edilmediğini ileri sürmüş olup davacının ticari defter ve kayıtlarında kapanış tasdikinin bulunmaması nedeniyle lehine delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu durumda varsa, davacının delil listesinde belirtmiş olduğu diğer delillerinin de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemmizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre ….. esas, …. karar sayılı karar ile, davacının 142.580,00 TL asıl alacak, 35.012,90 TL faiz alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiş, bu defa Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 20/05/2019 gün, ….. E.- …. K. sayılı ilamı ile ”ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden” bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalıya sattığı mal karşılığında mal bedelinin tahsili amacıyla davalı tarafından kendisine verilen iki adet çekin karşılıksız çıktığını, bu çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takiplerin zamanaşımının dolması nedeniyle sonuçsuz kaldığını, bu çeklere dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davacının talebinin dayanağı zamanaşımına uğramış çeklerdir. Bu çeklerde davacının lehtar, davalının keşideci konumunda olduğu ve aralarında temel ilişki bulunduğu, bu nedenle davacının alacağını tanık dahil her türlü delille ispatlayabileceği, ancak tanık beyanlarının kesin bilgiye ve görgüye dayanmadığı, olayı aydınlatmaktan uzak olduğu, bilirkişi raporu ile de davacının, çekler karşılığında davalıya mal teslim ettiğini ispatlayamadığı, bilirkişinin dayandığı proforma faturaların, niteliği itibariyle malların teslimine ilişkin irsaliye niteliğinde olmaması nedeniyle mal teslimini ispatlamadığı, davacının dayandığı irsaliyelerde ise, davacının malları teslim ettiği şoförlerin imzası olup, nakliye firması tarafından malların davalıya teslim edildiğine dair davalının imzası veya buna ilişkin herhangi bir yazılı delil bulunmadığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı, daha sonra yemin deliline dayansa da karşı tarafın buna muvafakatının bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40.-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 1.755,35.-TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.710,95.-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Bozmadan evvel 31/03/2015 tarihinde 9.488,06 TL harcın tahsili için vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi yazılmış olduğundan, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, harç tahsil edilmiş ise iadesi, edilmemiş ise işlemsiz iadesi için yazı yazılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada yapılan toplam 226,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.630,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede Temyiz Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır