Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2019/794 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/658 Esas
KARAR NO : 2019/794

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Huzurdaki davanın müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı ticari şirketin uğramış olduğu zararın karşılanması sonrasında ….’nun yerini almasından kaynaklanmakta olduğunu, müvekkili şirket nezdinde … ve … sayılı poliçeler ile dava dışı sigortalı….Blk bina yöneticiliği lehine 11/04/2016/2017 dönemlerini kapsamak üzere binanın sigortalandığını, davalı tarafından söz konusu binanın işleri yapılmakta iken 29/03/2017 tarihinde yangın çıktğını, olay nedeni ile 07/04/2017 tarihinde tutulan İBB itfaiye yangın raporunda yangının ….Ltd Şti elamanları tarafından argon kaynak makinesi ile yapılan tadilat sırasında çıktığını yazdığını, olay nedeni ile ifadesi alınan şirket yetkilisi ….’in 29/03/2017 tarihli ifadesinde olayı kabul ettiğine dair beyanda bulunduğunu, yapılan araştırma ve inceleme sonucuda davalının neden olduğu zararın 323.836,10 TL olduğunun anlaşıldığını ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava TTK 1472 maddesi gereğince, davacı … şirketinin sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen davalılardan tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Dosya kapsamına göre, sigortalı site yönetiminin sorumluluğunda bulunan sitede davalı tarafından söz konusu binanın işleri yapılmakta iken 29/03/2017 tarihinde yangın çıktğını, davacı … şirketinin hasar bedelini sigortalısı dava dışı site yönetimine ödediği ve yangının çıktığı binayı inşa eden davalı şirkete, kusurlu olduğu gerekçesi ile rücuen bu tazminat davasını açtığı görülmektedir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37 – K.9 sayılı kararı, ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.
Davada, sigorta şirketinin yerine geçtiği sigortalı site yönetiminin tacir olmadığı, olayın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgisi bulunmadığı, ihtilafın eser sözleşmesine aykırılıktan meydana geldiği, davanın nispi ya da mutlak ticari davalardanda olmadığı görümektedir.
Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, sigortalı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın, sigorta poliçesinden değil de, aralarındaki eser sözleşmesine aykırılıktan kaynakladığı, davacı sigortacının da, halefiyet ilkesince dava dışı sigortalısı yarine geçerek bu davayı açtığına göre, ticari nitelikte olmayan bu davanın genel hükümler çerçevesinde, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği takdir ve sonucuna varılarak, HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (T.C. İSTANBUL B.A.M …. HD … Esas ve …. Karar)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının HMK 114/1-c maddesi kapsamında mahkememizin görevli olmaması sebebiyle HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
HMK nun 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE.
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine.
HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına.
İşbu karar duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yapılan inceleme sonunda verildiğinden ve talep olmadan gerekçeli karar tebliğe çıkarılamayacağından gider avansından gerekli harcama yapılarak; davanın karara bağlandığı ve talep halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğe çıkarılabileceği hususlarının tüm taraflara tebliğine.
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına.
Dair, dosya üzerinden gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/09/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır