Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/655 E. 2019/775 K. 05.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/655 Esas
KARAR NO : 2019/775

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 04/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/09/2019
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirket ile davalı …. Pazarlama Ltd. Şti. Arasında iplik alım satım ilişkisi bulunduğunu, 13/12/2018 tarihli sözleşmeye istinaden davacı müvekkil şirket davalıya verilen iplik siparişinin karşılığında her biri 250.000,00 TL olan 10 adet çeki davalı lehine keşide edip verdiğini, davalının davacıdan aldığı çekleri diğer davalı … Ve Tic. A.Ş’ne iplik satın almak için ciro yolu ile devrettiğini, çekleri devrederkende bu çeklerin davacı şirketten alındığını, karşılığında mal veremediğini, edimini ifa edemediğini beyan ettiğini, 3 kişi konumundaki talep ve dava etmiştir….. San. Ve Tic. A.Ş’in kötü niyetli olduğunu, belirterek dava konusu … Şubesi’nin 07.09.2019 tarih ve 250.000,00-TL. bedelli… numaralı-… Şubesi’nin 05.10.2019 tarih ve 250.000,00-TL. bedelli … numaralı -… Şubesi’nin 09.11.2019 tarih ve 250.000,00-TL. bedelli …. numaralı-… Şubesi’nin 07.12.2019 tarih ve 250.000,00-TL. bedelli … numaralı çeklerin bankalarca 3. Kişilere ödenmemesi ve İİK72/2 fıkrasına göre bu çekler ile ilgili icra takiplerinin durdurulması yönününde ihtiyati tedbir kararı verilmesini,bilahare çekler sebebiyle davacı müvekkil şirketin borçlu olmadığının tesbitini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki alım satım sözleşmesi uyarınca verilen çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Somut olayda dava dilekçesi ve ekli evrakların incelenmesinde; TTK nun 3.kitabında düzenlenen kıymetli evrakla (TTK madde 645-849) ilgili ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu davalar tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak kabul edilir. Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde çoğunlukla serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Dava arabuluculuğa el verişli olmakla beraber dava şartı arabuluculuk kapsamında kalabilmesi için uyuşmazlık konusunun para alacağının ödenmesine ilişkin olması ve talep sonucunun tazminat veya alacağa ilişkin olması ya da her ikisini birlikte içermesi gerekir. Çek ve bono ile ilgili ticari davalar ise çoğunlukla menfi tespit talepli olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde hem kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacak hem de uygulamada büyük bir kargaşa yaşanacağından, taraflar arasındaki davanın zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığı kabul edilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.(T.C. İSTANBUL BAM ….H.D ….. Esas ve ….. Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/2 yollaması ile TTK ‘nun 5/A maddesi ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin yatırılan 17.077,50 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 17.033,10 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/09/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır