Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/635 E. 2020/367 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/635 Esas
KARAR NO : 2020/367

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 24/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Davalı borçlu aleyhine müvekkilleri şirkete olan 26.05.2018 tarihli …….. nolu 6.44,89 TL bedelli, 05.06.2018 tarihli …… nolu 10.575,75 TL bedelli, 28.06.2018 tarihli …… nolu 2.920,50 TL bedelli faturalardan kaynaklanan borcu nedeniyle Bakırköy …… İcra Müdürlüğü …… E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, Davalı borçlu tarafından icra takibine itiraz edilerek alacaklıya herhangi bir borçları olmadığını iddia ederek borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ettiklerini, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kötü niyetli olduğunu, müvekkilleri şirketin … bünyesinde faaliyet gösteren toptan ambalaj pazarlaması yapan, İstanbul ve çevre illere de satış yapan, saygın bir firma olduğunu, davalı şirket ile aralarında da bu şekilde mal alım satımına dayanan bir ticari ilişkilerinin bulunduğunu, bu ilişki dolayısıyla davalı şirkete müvekkilleri tarafından yukarıda belirtilen faturalar içeriğindeki birtakım malların satıldığını, teslim edilmiş olmasına karsın davalı şirketçe fatura bedelleri karşılıksız bırakılıp ödenmediğini, bunun üzerine de ödenmemiş faturalar nedeniyle davalı aleyhine icra takibine geçtiklerini belirterek davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun kötü niyetli itirazlarının iptaline davanın devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve Avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı …… Enerji İnşaat San ve Tic Ltd Şti tarafından borçlu ……. İmalat San ve Tic Ltd Şti şirketine yönelik 19.966,84 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;Davalı yanın 11.12.2019 günü saat 15:00 da Mahkeme duruşma salonunda yapılan incelemeye katılmadığı ve ticari defterlerini sunmadığı, davacı yanın kayıt altına almış olduğu 2018 yılına ait kendi ticari defterlerinde davalı yandan 20,441.14 TL asıl alacaklı olduğu, bu alacaklarına 1.023.84- TL faiz hesaplandığı davacının toplam alacağının 21.464,98 TL olduğu, ancak davacı yanın 08.10.2018 tarihli icra takibinde alacak olarak 19.966.84 TL talep ettiğinden talebe bağlılık ilkesi gereğince taleple bağlı kalınarak davalı yandan 19.966.84 TL talep edebileceği, davacı yanın 3095 sayıl) yasaya istinaden icra takip tarihi olan 08.10.2018 tarihinden itibaren asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceği ancak yanlar arasındaki ilişkinin “Ticari iş” olması hasebiyle, TC Merkez Bankası kısa vadeli avans işlemlerinde uygulanan faiz oranının takip tarihinden itibaren somut olaya tatbikinin mahkememiz takdirinde olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
İcra takibine dayanak yapılan 3 adet faturanın 6.944,89 TL, 10.575,75 TL ve 2.920,50 TL olduğu, bu faturalardan dolayı icra takibinde toplam 18.941,14 TL asıl alacak ile asıl alacağa işlemiş faiz talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Tarafların BS-BA kayıtları ilgili vergi dairelerinden getirtilerek dosya arasına alınmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça ticari defterlerin sunulmasından imtina edilmiştir. SMMM bilirkişinin davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen 13/12/2019 tarihli raporda davacı defterlerine göre davacının davalıdan 20.441,14 TL asıl alacak meblağında alacaklı bulunduğu saptanmıştır. Bilirkişi tarafından raporda her ne kadar 1.023,84 TL işlemiş faiz alacağının da bulunduğu bildirilmiş ise de aşağıda değinileceği üzerine bilirkişinin faiz konusundaki mütalaasına mahkememizce iştirak edilmemiştir.
Dava konusu faturalardan kaynaklanan alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Dava konusu faturaların tarafların BS-BA formlarında da kayıtlı bulunduğu ve bu kayıtların davacı defterleri ile örtüştüğü görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile celp olunan BS-BA formları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın asıl alacak yönünden kabulüne, ancak işlemiş faiz talebi yönünden takipten önce davalı tarafın temerrüde düşürülmemesi nedeni ile bu yöndeki talebin reddine, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Bakırköy …… İcra dairesinin …… esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak (18.941,14 TL) asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin işlenmiş faiz talebin REDDİNE
Davacının icra inkar tazminatı talebinin davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle kabulü ile, devamına karar verilen asıl alacağın %20 si oranıdan hesaplanan 3.788,23 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.293,86.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 333,72.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 960,14.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 333,72.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 725,20.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 702,93 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 600,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
06/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır