Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/621 E. 2020/443 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/621 Esas
KARAR NO : 2020/443

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkillerine ait çekin haciz yolu ile icraya konu edildiğini, çekin tahrif edildiğini, ciro silsilesinin bozuk olduğunu, icra hukuk mahkemesinde itiraz davası açıldığını belirterek müvekkilerinin davalıya borçları olmadığına dair karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacıların dava konusu çekten dolayı müvekkilerine borçlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çekten kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Dava konusu çekin ….. Bankasına ait 50.000 TL meblağlı İstanbul keşide yerli ……. seri nolu çek olduğu, keşidecisinin davacı ……AŞ, lehtarının ve ilk cirantasının davacı …….Ltd.Şti. olduğu, çekin davacı …….Ltd.Şti. Tarafından ciro yolu ile dava dışı ……Ltd.Şti.’ne ondan da dava dışı ….. isimli şahsa geçtikten sonra son olarak davalıya geçtiği ve davalının hamil sıfatı ile çeki davalılar aleyhine icra takibine koyduğu anlaşılmıştır.
Davacılarca, çek üzerindeki keşideci ve hamil(ilk ciranta) imzalarının sahte olduğuna ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmamıştır. Dolayısıyla imzaların istiklali prensibi de göz önünde bulundurularak davacıların çekten sorumlu bulundukları açıktır.
Davacılarca her ne kadar ciro silsilesinde bozukluk (kopukluk) bulunduğu ileri sürülmüş ise de; ciro silsilesinde kopukluktan söz edilebilmesi için ciroların birbirini izlememesi, kendisine çekin ciro yolu ile devredildiği şahsın bir sonraki ciroya yapan şahıs olması gerekmekte olup, yine imzaların istiklali prensibi uyarınca cirolardaki imzaların cirantaya ait olup olup olmaması sonucu değiştirmemektedir. Yani çekin görüşün itibariyle ciroların birbirini takip etmesi yeterlidir. Bu açıdan söz konusu çek incelendiğinde, tüm ciroların birbirini takip ettiği, zaten ciroların tamamının beyaza ciro şeklinde olduğu görülmekle davacıların ciro silsilesinde kopukluk bulunduğu yönündeki iddiaları yersiz bulunmuştur.
Yine, dava konusu çek incelendiğinde, çekin keşide tarihinin “2” ile başlayan gün bölümünün yanındaki rakamın oynandığı, üzerinde tahrifat yapılarak paraf atıldığı, görünüm itibariyle çekin keşide tarihinin “28/02/2019” olduğu görülmüştür. Bu konuda grafolog bilirkişisinden rapor aldırılmış, sunulan 08/05/2020 tarihli bilirkişi raporu ile bu husus doğrulanmıştır. Ancak, tahrifat durumunda belgenin tahrif edilmeden önceki durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğinden, tarihin gün hanesinin ilk rakamının “2” olduğu açık olup, bu suretle çekteki tahrifat öncesi keşide tarihinin en geç “20/02/2019” tarihi olacağı, çekin ibraz tarihi göz önünde bulundurulduğunda her halükarda süresinde ibraz edildiği ve bu doğrultuda yapılan tahrifatın senedin geçerliliğini ve davacıların sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır.
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasında; ciranta …….. firması tarafından dava konusu çekin de aralarında bulunduğu çekler ile ilgili ziyai nedeniyle iptali istemi ile açtığı dava olduğu ve mahkemenin 03/10/2019 tarih ……. Karar sayılı kararı ile çeklerin davadan sonra bankaya ibraz edilmesi nedeni ile zayi durumunun ortadan kalkması gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek verilen bu kararın 26/12/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacıların keşideci ve lehtar sıfatı ile dava konusu çeki imzaladıkları, imzalarının sahte veya geçersiz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmayarak imzalarını ikrar ettikleri, dava konusu çekte keşide tarihi üzerinde yapılan tahrifat nedeni ile bu tahrifat öncesindeki durum itibariyle çekin her halükarda süresinde ibraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla tahrifatın çeki geçersiz hale getirmeyip davacıların sorumluluklarını etkilemediği, imzaların istiklali prensibi uyarınca davacıların çek üzerindeki imzalarından sorumlu bulundukları, çekteki ciroların birbirini takip ettiği ve bu surette ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı, çeki davacı lehtar …… firmasının cirosu sonrasında devralan cirantaların kendilerinden önceki cirantaların imzalarının geçerli olup olmadığını sorgulamalarının beklenemeyeceği, kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi uyarınca davacılarla davalı arasında veya dava dışı cirantalarla davacı ve/veya davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmamasının da davacıların sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, davalının dava konusu çeki kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğinin davacı taraflarca ispatlanamadığı ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Davacının kötü niyeti subut bulmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye kalan harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.021,59-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 07/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır