Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/57 E. 2019/235 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/57 Esas
KARAR NO : 2019/235

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/11/2014
KARAR TARİHİ : 04/03/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 03/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı ….’in 08/09/2014 tarihinde müvekkilerinin murisi….’ya çarptığını , …’in savcılık sorgusunda uyuşturucu kullandığını , olay esnasında alkollü olduğunu ikrar ettiğini , davalının olay sonrası olay yerinden müvekkiline müdehale etmeden kaçtığını ,davalının 3.kez alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konulduğunu ,diğer davalılardan …. firmasının olaya karışan aracın maliki olduğunu , … sigortanın ise aracın sigortacısı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava açılışı itibariyle 1000 TL bedelli maddi tazminat 120.000 TL bedelli manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 1000 TL olan maddi tazminat talebini 07/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 55.009,11 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri,poliçede yazılı özel şartlar ve trafiki sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu ,müvekkilerine bu dosya ile ilgili başvuru yapılmadığını ,sigorta şirketinin kusur oranında hasarı ödemekle yükümlü olduğunu ,gerçek zararın tespitinin gerektiğini , manevi tazminat taleplerinin teminat dışı poliçe kapsamında talep edilemeyeceğini ,müvekkileri için yükümlülüklerini yerine getirdiğinden temerrüdden bahsedilemeyeceğini faize hükmedilecekse yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini masraf vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Deliller;
Kartaltepe Polis Merkezi Amirliğinin 09/12/2014 tarihli …. sayılı sosyal ekonomik durum tespit yazısı ,Bakırköy …Ağır Ceza Mahkemesinin ….esas sayılı dosyası ,… Sigortanın …. nolu zms sigorta poliçesine dair açılan …. sayılı hasar dosyası evrakları , Arapgir İlçe Jandarma Komutanlığının 21/06/2016 tarihli sosyal ekonomik durum tespit yazısı,Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğünün 18/01/2017 tarihli yazısı , Unkapanı SGM’nin 16/01/2017 tarihli yazısı ,
Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 06/12/2018 tarih, …. Esas ve … Karar sayılı Bozma ilamı;
‘Mahkemece; davacı tarafça açılan maddi tazminat davasının kısmen kabûlüyle davacı ….için 28.885,81-TL, davacı…. için 23.616,72-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafça açılan manevi tazminat davasının kısmen kabûlüyle davacı … için belirlenen 30.000,00-TL, davacı …. için belirlenen 30.000,00-TL ve davacı … itin belirlenen 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …. ve …. Limited Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … Sigorta A.Ş.vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.

Davacı tarafça dava dilekçesi ile davalılar arasında herhangi bir ayrım yapılmadan tüm davalılardan manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Ancak mahkemece, manevi tazminat talebi yönünden davalı … Sigorta A. Ş. ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılıp karar verilmiş değildir. Bu nedenle HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince davalı … Sigorta A. Ş.’nin manevi tazminattan sorumluluğu ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılıp karar verilmesi amacıyla dosyanın Mahkemesine geri gönderilmesine, davalı … Sigorta A. Ş.’nin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. ‘ denilerek Davalı … Sigorta A. Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kabûlüne, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih ve …. E., … K. sayılı kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalı… Sigorta A. Ş.’nin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Gerekçe

İş bu davanın trafik kazasından kaynaklı olarak meydana gelen ölüm dolayısıyla uğranılan maddi ve manevi zararın talebine ilişkin olduğu,
Somut olayda davalı ….’in sevk ve idaresindeki …. plakalı aracı ile 08/09/2014 tarihinde davacıların murisi….’ya çarptığı ve ölümüne sebebiyet verdiği, 09/02/2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu uyarınca kazada davalı ….’in %70 oranında kusurlu olduğu, ölen…. ‘nun ise %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi marifetiyle davacıların ölüm dolayısıyla uğradıkları destek tazminatı hesaplanmış ve hükme esas alınan 27/02/2017 tarihli bilirkişi raporu ile davacı anne ….’nun maddi zararı tutarının 28.885,81 olduğu, davacı baba …’nun maddi zararı tutarının 23.616,72 TL olduğu hesaplanmıştır.
Araç tescil kayıtları uyarınca davalılardan ….’in sevk ve idaresindeki …. plakalı aracı malikinin davalı … firmasının olduğu, ancak davalı firmanın söz konusu aracı kiraladığından dolayı işleten sıfatının bulunmadığını iddia ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten”i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (KISA BİR SÜRE İÇİN KİRALANMAMASI KAYDIYLA) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, söz konusu araç 01.09.2014 tarihinde 4 günlüğüne kiralanmış kaza da 08.09.2014 tarihinde meydana gelmiştir.Dolayısıyla burada uzun süreli kiradan bahsedilemeyeceği gibi davalı firmanın araç üzerindeki fiili hakimiyetin devam ettiği takdir ve sonucuna varılmış ve davalı firmanın işleten sıfatının bulunmadığı iddiası kabul görmemiştir.
Bu açıklamalar ışığında; göre davalı …. firmasının de söz konusu tazminattan davalı …. ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı şekilde davalı … sigortanın ise 2918 sayılı Kanun 85. maddesi uyarınca kusurlu aracın trafik sigortacısı olması dolayısıyla meydana gelen zararda eksik teselsül hükümlerine göre sigortalı araç sahibi ile birlikte sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
Faiz yönünden yapılan değerlendirme uyarınca; kural olarak haksız fillerde faiz başlangıç tarihi kaza tarihidir. Ancak 2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Başvuru yoksa dava tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekeceğinden ve somut olayda herhangi bir başvuru bulunmadığından davalı … sigorta açısından dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Buna göre; Davacı …. açısından 28.885,81 TL maddi tazminatın ve davacı … açısından 23.616,72 TL maddi tazminatın davalılar …. ve …. Ltd. Şti yönünden kaza tarihinden itibaren (08.09.2014) , davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden dava tarihi olan 12.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ıslah talebi doğrultusunda fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebine ilişkin yapılan inceleme de; Gerek mülga B.K’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin ölümü durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez. Bu ilkeler ve olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekononmik durumu, yakınlık derecesi ve kaza neticesindeki uğranılan manevi zarar dikkate alınarak, davacı …. lehine 30.000 TL, … lehine 30.000 TL ve kardeş …. lehine 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. . Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine ayrıca davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesini düzenleyen şirket olduğu, manevi tazminatın ZMMS poliçesi kapsamı dışında bulunduğu bu nedenle de manevi tazminat talebiyle açılan davanın Davalı … Sigorta A.Ş. Açısından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı …. açısından 28.885,81 TL maddi tazminatın davalılar …. ve …. Ltd. Şti yönünden kaza tarihinden itibaren (08.09.2014) , davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden temerrut tarihi olan 12.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı … açısından 23.616,72 TL maddi tazminatın davalılar …. ve …. Ltd. Şti yönünden kaza tarihinden itibaren (08.09.2014) , davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden temerrut tarihi olan 12.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Islah talebi doğrultusunda fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı …. lehine 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. . Ltd. Şti’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı … lehine 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. . Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı …. lehine 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. . Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-Davacının davalı … Sigorta A.Ş. Hakkında açmış olduğu manevi tazminat davasının REDDİNE,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8368,15.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.352,71.-TL peşin harçın mahsubu ile eksik kalan 7.015,44.-TL karar harcı ile ilgili olarak
Davalılar …., …. . Ltd. Şti ve davalı … Sigorta A.Ş. ‘den 3006,70 TL nin
Ayrıca davalılar …., …. . Ltd. Şti ‘den 4008,74 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 25,20.-TL başvurma harcı ve 1352,71.-TL peşin harç olmak üzere 1377,91 TL ile ilgili olarak ,
Davalılar …., …. . Ltd. Şti ve davalı … Sigorta A.Ş. ‘den 590,55 TL nin
Ayrıca davalılar …., …. . Ltd. Şti ‘den 787,36 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyada yapılan 711,00.-TL bilirkişi ücreti ve 459,30.-TL posta gideri olmak üzere toplam 1170,30.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 819.18.-TL’si ile ilgili olarak
Davalılar …., …. . Ltd. Şti ve davalı … Sigorta A.Ş. ‘den 351.09 TL nin
Ayrıca davalılar …., …. . Ltd. Şti ‘den 468,09 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı …. . Ltd. Şti tarafından yapılan toplam 400,00 TL giderin kabul red oranına göre hesaplanan 120,01 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Sigorta tarafından yapılan toplam 58,30 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 40,81 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettiğinden reddedilen miktarı üzerinden A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 12.550,20 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak 5.379,04 TL’sinin davalı … Sigorta A.Ş.’ye 7.171,16 TL sinin ise davalılara verilmesine,
10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden A.A.Ü.T uyarınca 12.550,20 TL vekalet ücreti ile ilgili olarak
Davalılar …., …. . Ltd. Şti ve davalı … Sigorta A.Ş. ‘den 5378,81 TL nin
Ayrıca davalılar …., …. . Ltd. Şti ‘den 7171,39 TL’nin müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık sürede İstinaf yoluna başvuru hakları hatırlatılarak açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2019

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır