Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/559 E. 2021/954 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/559 Esas
KARAR NO : 2021/954

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; davalının müvekillerine cari hesaptan kaynaklı borcu olduğunu, aldığı ürünlerde fire olduğu iddasında bulunduğunu fakat herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını ayrıca alınan ürünlerde fire indirimi yapılacağına dair bir anlaşma yapılmadığını davalının son olarak borcunu ödemediğini, açılan icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacıdan alınan naylon hurdalarında fire oluştuğunu, bu nedenle davalıya borçları olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı tarafından borçlu yönelik 263.095,00 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturalı mal satışı nedeni ile davacının davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine vaki itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafça her ne kadar yetki itirazında bulunulmuş ise de; dava konusu talep edilen alacağın sözleşmeden kaynaklanan para alacağı olması nedeni ile HMK’nun 10, TBK’nun 89 ve İİK’nun 50.maddeleri uyarınca sözleşmenin ifa yeri mahkemesi olan alacaklı davacının yerleşim yerinin yetkili olması nedeni ile bu itirazın reddi gerekmiştir.
Yine davalı tarafça her ne kadar hak düşürücü süre itirazında bulunulmuş ise de; icra takibine itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmemiş olunması karşısında bu itiraz da mahkememizce kabul görmemiştir.
Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmıştır. Davalı tarafça her ne kadar tanık deliline dayanılmış ise de HMK’nun 200.maddesi uyarınca davanın niteliği ve dava değeri itibariyle tanıkla ispatın caiz olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça davalıya satılan ürünlerin hurda malzemeleri olduğu anlaşılmakta olup, davalı tarafça topraklı sera naylonu olan bu ürünler içerisinde çok yüksek miktarda toprak bulunduğu ve bu malzemelerin yıkanıp geri dönüşümü esnasında çok ciddi bir fire verdiğinden bahisle fire miktarının alacaktan düşülmesi gerektiğini savunduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıya sattığı bu ürünler nedeni ile bakiye alacağı bulunup bulunmadığı ve davalının fire miktarının düşürülmesi yönündeki savunmasının haklı olup olmadığı şeklinde saptanmıştır.
Tarafların tacir olmaları ve ticari defter tutmakla mükellef bulunmaları nedeni ile ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde talimat yolu ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda SMMM bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, davalının davacıya 30.445,92 TL borçlu göründüğünün bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafın icari defter ve belgeleri üzerinde bir SMMM bilirkişisinden ve fire savunması yönünden bir çevre mühendisinden oluşan bilirkişilerden alınan 03/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari defter kayıtları arasındaki farkın 263.095,00 TL – 30.445,92 TL = 232.649,08 TL olduğu, davacı yasal defterlerinde 03/09/2015 tarihli ……. nolu tahsilat makbuzu ile iktisap edilen 3 adet çek bedeli toplamı olan 153.000,00 TL’nin 03/09/2015 tarihinde davalı hesabına alacak kaydedildiği fakat söz konusu bu işlemin davalı yasal defterlerinde 53.000,00 TL olarak kayıtlı olduğu, davalı tarafça davacıya düzenlenen 17/08/2015 tarihli 77812 nolu KDV dahil 332.649,08 TL tutarındaki faturanın (fire iddiası nedeniyle iskonto faturası olduğu anlaşılmaktadır) davalı yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmadığının, davalının ayıplı ürün ihbarının olmamasının yanında fire hesabı yapılabilmesini mümkün kılacak herhangi bir ürün de bulunmadığı, ayrıca fire indirimi yapılması konusunda taraflar arasında yazılı bir taahhüt veya sözleşme de bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller muvacehesinde; davacı tarafça davalı tarafa hurda ürünlerinin satışının yapıldığı, davalının satılara kendisine teslim edilen bu ürünlerden dolayı ürünlerde toprak bulunması ve yıkanma sonucunda geri dönüşümde fire verildiği iddiasıyla 17/08/2015 tarihli …… nolu KDV dahil 332.649,08 TL tutarındaki iskonto faturasını düzenleyerek kendi defterine kaydettiği, ancak bu iskonto faturasının davacı yana tebliğ edildiğine ilişkin bir delil sunmadıkları gibi bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı ve yine davalı tarafın fire iddiasına ilişkin olarak davacı tarafa herhangi bir ayıplı ürün bildiriminde de bulunmadığı, taraflar arasında alacaktan fire bedeli düşüleceğine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı, TTK’nun 2.maddesi uyarınca ticari örf-adet veya teamülün ancak yasada hüküm bulunmayan hallerde uygulama alanı bulabileceği, davalı tarafça fire indirimi uygulanması gerektiği ileri sürülüyorsa basiretli bir tacir gibi hareket ederek buna ilişkin hükümleri sözleşme ile belirlemesi gerektiği, işbu nedenlerle davalının fire indirimi savunmasına itibar edilemeyeceği, davacının sattığı ürünlerden dolayı fatura bedeli olan 616.095,00 TL’den davalı yan ödemesi olan 253.000,00 TL düşürüldüğünde bakiye 363.095,00 TL’nin kaldığı, ancak bu meblağdan davacı yan defterinde kayıtlı davalı çek ödemesi farkı olan (bu üç adet çek ödemesinin davalı defterlerinde 53.000,00 TL iken davacı defterlerinde 153.000,00 TL kayıtlı olması nedeni ile davacı yan defterlerindeki kendi aleyhine olan bu kayda değer verilmesi gerektiği), 100.000,00 TL düşürüldğünde kalan sonuç meblağın 263.095,00 TL olduğu ve davacının alacağının 263.095,00 TL olarak saptandığı, bu nedenle asıl alacak yönünden davanın kabulünün gerektiği, işlemiş faiz talebi yönünden davadan önce davalı tarafın temerrüde düşürülmemesi nedeni ile işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin talebin reddi gerektiği, icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu, takipte işleyecek faiz talebi yönünden takip talebinde ticari avans faiz oranının yıllık %9 oranı ile sınırlanmış olunması nedeni ile işleyecek faiz yönünden taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin takipte talep edilen asıl alacak üzerinden devamına
Fazlaya ilişkin talebin (işlemiş faiz talebinin) reddine
Asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranını geçmemek üzere avans faizi uygulanmasına
Davalının itirazın haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 17.972,02.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.374,94.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 1.397,19.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 3.374,94.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 2.311,05.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 2.175,87 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 26.866,65-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 1.242,79 TL’sinin davalıdan bakiyenin davacıdan alınarak hazineye irad KAYDINA,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır