Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/540 E. 2020/615 K. 02.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/540 Esas
KARAR NO : 2020/615

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/11/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 30/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan 22/11/2018 tarihli dava dilekçesinde ÖZETLE; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle icra takibi başlattığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu, alacağın likit olduğu ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektiğini iddia ederek davanın kabulünü, takibin devamını ve alacağın %20’sin den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu … Yönelik 18.880,00 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi mali müşavir … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda hüküm kısmında; davacı şirketin 2018 yılı envanter defterlerinin yasal süresi dışında tasdikinin yapıldığı, 2018 yılı defterlerin sahibi lehine delil niteliği bulunup bulunmadığı hususunun mahkeme takdirinde olduğu, 2017-2019 yıllarına ait ticari defterleri ve kayıtların sahibin lehine delil niteliğinde olduğu, davalı şirketin defter sunmaması neticesinde davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği faturaların yasal defterlerine usulüne uygun olarak işlendiği, davalı şirketin inceleme olmaması nedeniyle tespit edilemediği, ilgili vergi dairesinin davacı şirkete ait 03-2018 BS formlarının onaylandığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 5 adet faturayı KDV hariç 10.950,00 TL üzerinden beyan ettiği, ilgili vergi dairesinin davacı şirkete ait 04-2018 BS formlarının onaylandığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 5 adet faturayı KDV hariç 5.050,00 TL üzerinden beyan ettiği, davalı şirket ile cari hesap ilişkisinin 542,80 TL tutarlı kayıt işlemi ile 19/10/2017 tarihinde başladığı 30/12/2017 tarihi itibariyle davacı şirketin daalı şirketten 19.499,50 TL alacaklı olduğu, 16/04/2018 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 18.880,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığının tespit edildiği, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 18.880,00 TL takip tarihinden itibaren 18.880,00 TL üzerinden yıllık %19,50 avans faizi talep edilebileceği görüş ve kanaatine vardığı raporunu ibraz etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilerek hukuki dinlenilme hakkı tanınmış, davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı gibi herhangi bir delil de bildirmemiştir.
Davacı tarafça bildirilen tüm deliller toplanmıştır.
Davacı tarafın icra takibinde davalıdan 18.880,00 TL cari hesap alacağı talep ettiği anlaşılmaktadır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, defter inceleme günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davalı taraf ticari defterlerini sunmaktan imtina etmiştir. SMMM bilirkişinin sınırlı olarak davacı taraf defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen 02/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 18.880,00 TL tutarında alacağının kayıtlı göründüğünün saptandığı bildirilmiştir.
Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar tacir sıfatlarının bulunması gereği TTK hükümleri uyarınca ticari defter tutmakla mükelleftirler. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandığında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran ve basiretli tacir gibi hareketle mükellef olan davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Keza TTK’nun 7251 sayılı kanunla değişik 222.maddesinin 3.fıkrası “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz” şeklinde olup, kanunun bilmemek mazeret sayılamayacağından ve davalı taraf ticari defterlerini yapılan ihtarata rağmen ibraz etmediğinden davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesi yasanın açık hükmü gereğidir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ile davalı tarafın defter ibrazından kaçınması göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davalının Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin aynen devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına
Davalının itirazında haksız çıkması ve alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazmanatı talebinin kabulün ile, asıl alacağın %20 oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.289,69-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 322,43-TL peşin harç ile 94,40-TL icra peşin mahsubu ile eksik kalan 872,86-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ve 35,91-TL peşin 322,43 peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan 778,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 02/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır