Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/537 E. 2020/373 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/537 Esas
KARAR NO : 2020/373

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 06/07/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 27/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu 01/03/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Sürücü ……’ ın sevk ve idaresindeki …… plakalı araç ile 17.03.2017 tarihinde, …… cad. üzerinden …… Cad. istikametine doğru devam ederken yaya olarak yaya geçidi üzerinden karşıya geçmeye çalışan davacı …….’e trafik kurallarını ihlal etmek suretiyle çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, davalı ……’ ın …… plakalı aracın hem sürücüsü hem de maliki olduğu için sorumlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde …… plakalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, zira olay sırasında sürücü ……’ ın, trafik kurallarına aykırı olarak, kontrolsüzce ve hızını azaltmadan dönüş yaparak, yaya geçidi üzerinden karşıya geçmekte olan davalı …….’e çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, trafik kazası nedeniyle davalı …… aleyhine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın ….. soruşturma sayılı dosyasıyla soruşturma başlatıldığını ve neticede “Taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olma” suçu nedeniyle cezalandırılması istemiyle iddianame düzenlendiğini, Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasıyla kamu davasında yargılamasının sonuçlandığını, sanık ……’ ın 21.02.2019 tarihli duruşmada verilen kararla taksirle yaralama suçundan 225 gün adli para cezası ile cezalandırıldığını, yine ceza dosyasında mevcut bulunan 20.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; meydana gelen trafik kazasında müvekkil …….’ in kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında kusursuz olduğunu, araç sürücüsü sanık ……’ın ise asli ve tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, trafik kazası sonucunda davacı …….‘in kol kemiğinin kırıldığını, davacıda meydana gelen kemik kırığının yaşam kalitesini ağır derece etkileyecek nitelikte olduğunu, trafik kazası nedeniyle davacının sol kolunun uzun süre alçıda kaldığını ve meydana gelen kemik kırığının ağır derecede olduğundan uzun süre tedavi gördüğünü ve halen de tam anlamıyla iyileşemediğini, kolunun güçsüz kalması sebebiyle ızdırap yaşamak zorunda kaldığını, ağır bir üzüntü ve elem yaşadığını, davacının kaza tarihinde, yapmış olduğu satışlar sebebiyle aylık ortalama 1500-2000 TL gelir elde ettiğini, kazadan sonra yaklaşık 1.5 sene işini takip edemediğini, bunun sonucunda devamlı müşterilerini de kaybettiğini ve sosyal medya hesabında takipçi sayısının azaldığını, kaza sonrasında çalışamadığı ve dolayısıyla kazanamadığı ücretlerden mahrum kaldığını, bu zararını asli ve tamamen kusurlu olan davalının tazmin etmesi gerektiğini, davacının kaza günü hastanede, kolundaki kırığa acilen müdehale edilebilmesi sebebiyle üzerindeki pardesüsü ve kıyafetlerinin kesilerek kullanılamaz hale getirildiğini, bundan dolayı 500 TL zararının meydana geldiğini, tedavi sürecinde evde yemek yapamamasından dolayı yemek masrafı, hastaneye gidiş geliş masrafı gibi birçok kalemden dolayı zarara uğradığını, mevcut zararın tam anlamıyla belli olmaması sebebiyle davalı sürücünün asli kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, şimdilik 5.000 TL maddi tazminat talep ettiklerini, davacının çektiği acıların, sıkıntılar ve üzüntülerle geçen yaşam kesitinin ve bir ömür boyu devam edecek olan kalıcı sakatlığının ruhsal ve sinirsel etkilerinin olduğu kabul edilmesi gereken bir gerçek olduğunu, bu nedenle davacının manevi acılarının bir nebze de olsa dinmesi için 35.000,00-TL manevi tazminatın kazanın meydana geldiği 17.03.2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle işbu davayı açmak zaruretinin doğduğunu, sigorta şirketinden istenen ise, kazaya neden olan …… plakalı aracın 15.10.2016/2017 arası geçerli …… no.lu poliçe ile davalı Sigorta Şirketine Trafik sigortalı olması nedeniyle maddi tazminat ve (davadan önce başvuruda bulunulmasına karşın olumlu sonuç alınamadığından) temerrüt tarihinden işletilmek üzere faiz istendiğini, işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden; sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesine karar verilmesini, ayrıca dava konusu alacağımızın teminat altına alınabilmesi için kazada asli ve tam kusurlu bulunan …… plakalı aracın trafik kaydına 3.kişilere devrinin önlenmesi için karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesinitalep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve ön inceleme tensip tutanağı tebliğ edilmiş, ancak davalı …… cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
Davalı …… Sigorta A.Ş. vekili vermiş olduğu 09/04/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevli mahkemede açılmadığını, işbu dava konusunun Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğini ve dosyada öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, kabul anlamına gelmemek üzere; davanın usulüne uygun başvuru yapılmamış olması nedeniyle usulden reddine, poliçe teminat kapsamı dışında olması nedeniyle geçici iş göremezliğe, tedavi giderlerine, yol ve yemek giderlerine ve manevi tazminata yönelik taleplerin reddine, davalı şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasına, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

BİLİRKİŞİ RAPORU
Bilirkişi …..’nın 16/03/2020 tarihli raporunda özetle; davalı ……’ın %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebidir.
Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/05/2019 tarih ve …… E-K sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş bulunduğu 05/08/2019 tarihli dilekçe ile maddi tazminat yönünden tüm zararlarının sigorta şirketi tarafından karşılandığını bildirerek maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, davaya sadece davalı …… yönünden manevi tazminat talebi ile devam ettiklerini bildirdikleri görülmüştür.
Dava dilekçesinin sonuç kısmında manevi tazminatın her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen talep edildiği, ancak dava dilekçesinin açıklama kısmının 16 nolu bendinde maddi tazminatın “davalıdan” talep edildiğinin belirtilmesi karşısında bu konuda davacı vekilinden izahat alınmış ve davacı vekili 30/12/2019 tarihli celsedeki beyanında davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep etmediklerini, dilekçeye sehven o şekilde yazıldığını, manevi tazminatın sadece davalı ……’dan talep edildiği bildirilmiş ve davacı yanın manevi tazminat talebi mahkememizce bu minvalde değerlendirilmiştir.
Dava, TTK’nun 5/A ve 6325 sayılı kanunun 18/A maddeleri uyarınca ticari davalar için arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu dönemde açılmıştır. Davacının davalı sigorta şirketine yönelik maddi tazminat isteminin ticari dava niteliğinde bulunmasından dolayı bu talep yönünden arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmemiş olduğu mahkememizce saptanmış ise de; davacının maddi tazminat talebinden feragat ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin 05/07/2018 tarih ….. Esas ….. Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere dava şartı eksikliği ve feragatin birlikte bulunması durumunda tek taraflı irade beyanı ile hüküm ve sonuç doğuran feragate öncelik verilmesi gerekeceği anlaşılmakla davacının maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı …… aleyhine açtığı manevi tazminat davasına gelince;
Davalı …… sevk ve idaresindeki araç ile yaya olan davacının karıştığı kaza sonucunda davacının yaralandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce trafikçi bilirkişiden kusur durumuna ilişkin rapor aldırılmıştır. Sunulan 16/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracı ile yaya geçidinden geçmekte olan davacıya çarptığı, kazada davalı sürücünün % 100 kusurlu bulunduğu saptanmıştır. Mahkememizce de kazanın oluş şekli değerlendirildiğinde; kaza noktasının yaya geçidi olduğu, davalı sürücünün sevk ve idaresindeki aracı ile yaya geçidinden geçmekte olan yayanın geçişini beklemesi gerekir iken seyrini sürdürerek dikkatsizlik ve tedbirsizliği ile neden olduğu kazada tam kusurlu bulunduğu, davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı kanaatine varılarak bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Davacı vekili 30/12/2019 tarihli celsedeki beyanda tanık delilinden vazgeçmiştir. Davacı vekili aynı celsedeki beyanında; davacın kazadan dolayı sürekli işgücü kaysına uğradığı ve malul kaldığı yönünde bir iddiaları bulunmadığını, davacının iyileştiğini beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce kolluğa davacı ve davalı sürücünün sosyoekonomik durum araştırması yaptırılmıştır.
Ceza mahkemesi sureti dosya arasına alınmıştır. Ceza mahkemesinde alınan kusur raporu da dosyamızda alınan kusur raporu ile örtüşmektedir.
Dosyada mevcut hastane raporlarından, davacının kaza sonucunda kolunda kemik kırığı oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin duruşmadaki beyanında davacının iyileştiğini ve sürekli işgücü kaybı iddialarının bulunmadığını beyan etmesi karşısında usul ekonomisi de dikkate alınarak davacının ATK …… İhtisas Kurulundan raporunun alınmasına gerek duyulmamıştır.
Davalı sürücünün davacının kolunun kırılmasına neden olacak şekilde yaralandığı kaza nedeni ile TBK hükümleri çerçevesinde manevi tazminattan sorumlu bulunduğu aşikârdır. 6098 sayılı T.B.K’nun 56/1. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakim olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de su götürmez. Bu ilkeler ve olayın oluş şekli, kusur oranları (davalı sürücünün % 100 kusurlu olması), davacının uğradığı bedelsel zarar(sol kolunda kemik kırığı oluşması), tarafların sosyal ve ekonomik durumu bir bütün olarak değerlendirilerek davacı lehine manevi tazminat takdir olunmuş, manevi tazminatın zenginleştiremeyeceği yönündeki ilke nazara alınarak fazlaya ilişkin talep reddedilmiş, haksız fiil hükümleri uyarınca olay tarihinden itibaren faize hükmetmek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı …… aleyhine açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE,
7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat açısından alınması gereken 36,26 TL karar harcının ve manevi tazminat açısından alınması gereken 512,32.-TL karar harcının mahkememiz veznesine yatırılan 683,10-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye harcın davacıya talep halinde ve karar kesinleşince iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 512,32.-TL peşin harcın davalı ……’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.007,75.-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 188,95 TL’sinin davalı ……’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalı ……’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
. 06/07/2020

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır