Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/511 E. 2020/219 K. 09.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/511 Esas
KARAR NO : 2020/219

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ : 09/03/2020
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 07/04/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilleri ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki neticesinde müvekkil cari hesap ve faturalardan kaynaklı olarak davalının alacaklı olduğunu, borçlunun alacağını ödemekten kaçınması neticesinde Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, borçlunun haksız itirazda bulunması sebebiyle dava açıldığını, borca yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun, farazi ve kötü niyetli olduğunu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi halinde iş bu cari hesap alacağının kesin bir şekilde ortaya çıkacağını, belirterek itirazının iptalini, takibin Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosya üzerinden devamını, haksız itiraz eden borçlu şirket aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının tetkikinde alacaklı … tarafından borçlu …ne Yönelik 27.991,49 TL alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu davanın İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.

Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından yapılan takip talebinde 24.04.2019 tarihi itibariyle davalı yandan 27.991,69 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine itiraz üzerine İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmış ve davalı tarafa hukukî dinlenilme hakkı tanınmıştır.
Davacı tarafça gösterilen tüm deliller toplanmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davalı taraf ticari defterlerinin ibrazı konusunda usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen ticari defter ve belgelerini bilirkişinin incelemesine sunmamış ve ibrazdan kaçınmıştır. SMMM bilirkişisinin davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapmış olduğu inceleme sonucunda düzenlediği 07/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı yana ait 2017 ve 2018 yılına ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, bu defterlere göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 27.991,69 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Davalının 2017 yılına ait vergi dairesinden BA formları celp edilmiş, incelenmesinde davalının davacıdan 2017 yılında KDV hariç 32.430,00 TL lik mal/hizmet alımın yaptığını vergi dairesine bildirmiş olduğu tespit edilmiştir.
Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, toplanan tüm deliller muvacehesinde;
Dava konusu bakiye alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla taraflar arasında ticari mal/hizmet alışverişi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, yasal yükümlülüğü gereği tutmakla yükümlü bulunduğu ticari defterleri mahkememize ibraz etmiş, ancak davalı taraf kendi ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmıştır. Mahkememizce bu konudaki ara kararda, defterlerin ibraz edilmemesi durumunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği de belirtilmiş olup bu husus davalıya yapılan tebligata da şerh düşülmüştür. Kendi yükümlülüğünü yerine getirerek ticari defterlerini usulüne uygun olarak tutup mahkememize ibraz eden davacı taraf ile kıyaslandıında, kendi ticari defterlerini ibrazdan kaçınarak davacının alacağını ispatlamasını zorlaştıran davalı tarafın hukuk düzeni tarafından korunmaması gerekmektedir. Bu konuda Yargıtay 15.HD.’nin 13/06/2017 tarih ve 2016/2310 E 2017/2537 K sayılı kararı da benzer nitelikte olup, bu kararda “Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır” denilmiştir.
Keza; mahkememizce davalının 2017 yılı vergi dairesi BA formlarında da 2017 yılında davacıdan KDV hariç 32.430,00 TL lik mal/hizmet alımı yaptığını vergi dairesine bildirmiş olduğu tespit edilmiştir.

Böylece mahkememizce yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller ve özellikle davacı tarafın ticari defter kayıtları ve bu kayıtları doğrulayan vergi dairesi BA kayıtları göz önünde bulundurulduğunda; davacı alacağının ispat edildiği, özellikle BA kayıtları ile ispat yükünün davalıya geçtiği ancak davalı tarafın borcu ödediğini ispatlayamadığı, davalının borca itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacağın miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20 si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.912,09.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 338,07.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 1.574,02-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40.-TL başvurma harcı ve 338,07.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 812,35.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.198,72.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır